Bir şeyi tasavvur ettirmenin iki yolu vardır: Birincisi (o şeyin) özünün akılla algılanmasını sağlamak, ikincisi (o şeye) benzer bir misalle tahayyül ettirmektir.
"Caddedeki kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil... İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor... Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz."
Reklam
Muhakkak ki bir çocuğa yapılacak en büyük eziyet, onu; kendisinden daha iyi giyinen, yiyen, içen, bol cep harçlığına sahip çocukla aynı okula göndermektir. Diğer zengin öğrencileri görerek yoksulluğunun farkına varan çocuk, hiçbir yetişkin insanın tasavvur edemeyeceği kadar büyük acılar çeker.
Ama insanın kendi aleminde yarattığı kişilerinde bir ömrü var.Tasavvur gerçeğe dönüşmeyince solup gidiyor..
Sayfa 70
Hayatım tasavvur edilemeyecek kadar manasız ve boş geçiyordu...
Hiçbir insan, kendisini ondan farklı olan şeylerle doğrudan özdeşleştirmek için kendi derisinin dışına çıkmamıştır. Onun kesin bilgisini, bu yüzden de doğrudan bilgisini edindiği her şey, kendi bilincindedir.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.