Kelime anlamı macera ve serüven olan, Türk edebiyatının ilk gerçekçi romanlarından birisi olma özelliğini taşıyan Sergüzeşt, bir aşk trajedisi üzerinden kölelik ve tutsaklığı konu alıyor. Dönemin toplumsal yapısının ve eşitsizliğinin ustalıkla kaleme alınması yaşanan zorlukları gözler önüne seriyor. Kitap esaretin ve tutsaklığın yok edici
Bakıyorum
Beyaz gökyüzüne bakıyorum
Kül mavisi bulutlara bakıyorum
Kahrolası güneşe bakıyorum
Demek dünya dedikleri bu
Gezegenlerin yuvası bu
Bir yağmur damlası
Yüksek binalara bakıyorum
Uzaktaki kilise kubbesindeki
Binlerce pencereye bakıyorum
Demek dünya dedikleri bu
İnsanlığın yuvası demek bu
Kül mavisi bulutlar bir araya gelir
Güneş kayboluverir
İyi görünümlü adamlara bakıyorum
Tebessüm eden kadınlara
Zarif atlara bakıyorum
Ve kül mavisi bulutlar ağırlaşmaya başlıyor
Bakıyorum... bakıyorum
Yanlış bir gezegene gelmiş olmalıyım
Her şey çok garip
Kimseyle temas etmeksizin devam eden bu tekdüze hayat, dehşet verici bir kasveti doğurdu. Saatlerce derin bir hüzünle gözlerini bir noktaya dikerek hiçbir şeyle meşgul olmaz ve ara sıra kendi kendine tebessüm ederdi.
- "ellerin titriyor"
+ "geçer birazdan"
- "dudakların da titriyor"
+ "soğuktandır"
- "gözlerin yaşardı, iyi misin sen"
+ "nefes alamıyorum,"
- "ellerin titriyor, ellerin o kadar çok titriyor ki bir yere tutanamaya halin yok. ama şu kahrolası sigara parmaklarının arasından hiç eksik olmuyor be kızım. hastasın sen, ilacın olmadan nefes alamıyorsun ama hâlâ o zıkkımı içmeye devam ediyorsun. ne istiyorsun sen, ne"
+ "bana bir tane küllük alsana, cam olmasın ama, biliyorsun bizim evden kavga gürültü eksik olmuyor sonra kafamda kırılıyor. sen iyisi mi bana küllük ol, benim avuçlarımda yanmaktan kurtulsun"
+ "abi, ben böyle değildim ki. ben, değilim yani, biliyorsun tanıyorsun, abi noluyor bana"
- "kızım, bak sen görmediğin sevgiyi öyle sokaklarda arama boşuna bulamazsın, biliyorum aramıyorsun ama çocuksun sen daha, gençliğinin baharındasın, elbette sende sevmek sevilmek isteyeceksin bu çok normal. ama sana her tebessüm edene sen elinde çiçekle koşmayacaksın, her gözlerinin içine bakana kapılmayacaksın, her elini tutmak isteyenin yanına gidip başını omzuna yaslamayacaksın. bilmez miyim ben senin her şeye karşı dağ gibi durduğunu ama en ufak bir sevgiye oturup ağladığını. şimdi söyle bakalım, kimin kalbine erişmek istedin de duvarlarına çarpıp kırıldın"
❝
Seni seviyorum diyip
Sevdiğini yaralayanları görüyorum
Oysa insan sevdiğini incitebilir mi?
Sevdiğini...
Öyle saf öyle güzel sevmeli ki
Sevgisinin izi kalmalı
Ben de seni öyle saf öyle güzel sevmiştim
Başkasının bir daha sevemeyeceği kadar
Biliyorum,
Beni hatırladığında
Hafif bir tebessüm belirecek dudağında
Gözlerin parıldayacak
Her zamanki gibi
Sevgimin bıraktığı izden ❞
🖋️Dedekargınoğlu
ıslak kaldırımlar mevsimidir bu mevsim,
Senin ardından koşuyor, yetmiyor nefesim.
Senden küçücük bir tebessüm almaktır hevesim.
Sensiz ne görüyor gözüm, ne de çıkıyor nefesim.
...
KK
Hangi koku ruha işler ?
Hiç düşündünüz mü sevdiklerinizin kokusu nasıl diye .
Bir rüzgâr essin , bir tebessüm olsun yüzünüzde , bir kokuya karışsın tüm özleminiz .
Ve ulaşsın sevdiğinize ...
Özleyerek koklamak da sevdaya dahil mi ?
girdiğim hayatta varlığımın şöyle bir etki bırakmasını istiyorum. dümdüz, alelade biri olmayayım. renk katayım, tebessüm olayım, anlamım olsun, iyiki var olayım.
Karanlıklar Efendisi, parmaklarıyla benimkileri arayarak, “Alina,” diye tekrarladı. Gözlerime yaşlar doldu, şaşırdım.
Uzanarak elinin üstüyle yanağımdaki yaşları sildi. Kanlı dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm peyda oldu. "Yasımı tutacak biri." Çok ağırmışçasına elini indirdi. "Kirletecekleri," dedi soluğu kesilerek, elimi biraz daha sıkarak, "bir mezar istemiyorum."
"Peki," dedim. Gözlerimden yaşlar boşaldı. Geriye hiçbir iz kalmayacak.
Titredi. Gözkapakları kapandı.
"Bir daha," dedi. "Adımı bir daha söyle."
Kadimdi, biliyordum ama o an sadece bir çocuktu; çok zeki, gereğinden fazla bir güç bahşedilmiş, omuzlarına sonsuz bir yük yüklenmiş.
"Aleksander"
Gözleri kırpışarak kapandı. "Yalnız kalmama izin verme." diye mırıldandı. Sonra son nefesini verdi...
Bazı kitapları okumayınca insan eksik hisseder bence. "Yaşamak" da benim için böyle bir kitap artık. Mutlaka okunmalı. Hikayesi biraz yoruyor, fazlaca üzüyor ama öyle ince ayrıntılarla tebessüm ettiriyor ki içinde bir sıcaklık hissetmemek mümkün değil. Her şey olabilir hayatta ama yaşamaya devam etmeliyiz nefes aldığımız sürece!
Şu; Hayatını tekdüze ağır bir mantık ve tekdüze ağır bir melankoli üzerine geçiren insanları anlamıyorum-anlamıyorum, anlamak istemiyorum!
Rica ederim biraz tebessüm edin ya!
Şu hayatın hiç mi tebessüm edilebilir güzel yanları yok yani?
Hayır bana bir zararı yok ama, biz hepimiz bir bütünüz, hepimiz tek bir bütünü tamamlayan ona üye birer parçalarız..
Lütfen.. bu böyle olmamalı, hadi birazcık tebessüm lütfen... :)