Bu kitabı geçtiğimiz ay #kitaptansöze okuma grubumuz ile birlikte okumuştuk. İlk olarak söylemem gereken şey şu ki, bu türden vaka anlatımlarını çok seviyorum, Yalom'u da çok severim örneğin. Bu nedenle yazarın anlatım dilini - nörolog olmasına rağmen - çok kuvvetli buldum, hatta Yalom'un bazı kitaplarından bile çok daha iyi bulduğumu söyleyebilirim. Konuya bakış açısı, değerlendirme biçimi, vakalara ve hastaya sadece nörolojik bir durum olarak değil, daha ziyade sosyolojik ve psikolojik durumlar yani nasıl diyim daha insani durumlar üzerinden yaklaşması beni çok etkiledi. Tıbbın tek tipten müdahalesi ve çözüm üretme biçimine yeni bir soluk/yaklaşımı var bana göre.
Bir de sanıyorum ki senelerdir temel tasarım dersine girdiğim için, bu kitap benim için daha farklı bir ufuk açtı. İnsanın algısı, görme biçimleri, farklı zihinlerde farklı durumların farklı şekillerde tezahür etmesi üzerine baya bir düşünüp işaretlediğim cümleler oldu.
Kitap, aynı zamanda, insan ilişkileri açısından da çok zengin bir anlatım sunuyor. Kişilere olan tavrımız, kurduğumuz ilişkiler, bağlantılar, diyaloglar... Özellikle de sanat ve doğanın iyileştirme gücü gibi konuları ele alıyor olması okurken zihnimde değişik çağrışımların oluşmasına neden oldu.
Kitabı o kadar beğendim ki yazarın birkaç kitabını daha sipariş ettim. Kurgu dışı okumayı özlemişim, özellikle bu alanda. Bu tür kitaplar okumayı sevenlere önerimdir. Herkese iyi okumalar!