İnsan, yaradılışı gereği, musibetler karşısında zayıf ve âcizdir. Basit bir kederle bile baş dönmesi yaşar. Küçük bir gam karşısında sersemleşir. Bir mikroba mağlup olan bedeni gibi ruhu da basit bir mesele karşısında sarsıntılar geçirir. Yaşam gidişatındaki ufak bir aksaklıktan ümitsizliğe düşer. Gerçekleşme işareti taşımayan zayıf olasılıklardan telaşa kapıldığı dahi olur. Önemsiz bir mevzuda hayal kırıklığına uğradığında hayat ona tümden acı görünür. Dünya sık sık ona dar gelir, pek çok defa zindan gibi olur.
İnsan, hissiyatını kontrol edebilme konusunda zayıftır. Nefsinin arzularını gemlemede âcizdir. Kalp dinginliğini sağlamada çoğu zaman yetersizdir. Kendi düşüncelerine karşı bile mağluptur. Aklının bir mutluluğa onlarca acı karıştırmasından yakasını bir türlü kurtaramaz. Yaşamın en kırılgan varlığı olan insanın hâletiruhiyesinin hangi hikmetler için böyle mukavemetsiz yaratıldığı, üzerinde tefekkür etmeye değer bir konudur.
İnsanın zayıflığı ve yaşamındaki acılar konusunda en ilginç tahliller çoğunlukla sûfilerin dünyasından gelmiştir. Birçok insan için yıkım sebebi olan hadiselerin sûfiler tarafından gülüp geçilecek nitelikte algılanması, çocuğun dünyasında büyük bir sorun hâlinde yaşanan bir oyuncak kaybının, bir yetişkinin pek de önemsemeyeceği bir durum olmasına benzetilmiştir.
Doğu’nun ve Batı’nın kadim tesellilerini aktarmaya devam eden Dervişin Teselli Koleksiyonu, üçüncü kitapta Sufilerin Mutluluk Sanatını merkeze alıyor.
Yıllar boyunca övünüp durduk insanın "düşünen" bir varlık olmasıyla. Öleceğini bilen, irade sahibi, özgür, kendini konuşarak ifade edebilen bir varlık. Tarif edilemeyecek ayrıcalıklar değil mi?
Kimi ayrıcalıklar aynı zamanda tarif edilemeyen acıları da getirir beraberinde.
Sevdiğiniz birini düşünün meselâ, hasta yatağında, belki ona
Merhabalar... Bugün değişik tarzda yazılmış bir kitaptan bahsedeceğim sizlere. Yazarımızın "ortağına" hayat hikayesini anlattığı bu kitap klişe hayat hikayelerinden oluşmuyor öncelikle bunu söylemek istiyorum. Çok eğlenceli, samimi bir dille bize aktardığı bu hikayede Oksi baş karakterimiz. Çocukluğunda geçirmiş olduğu epilepsi ile mücadele ederken, aynı zamanda bu hastalığın getirmiş olduğu diğer zorluklarla da mücadele etmek zorunda kalan Oksi'nin hayatını okurken sanki yakın bir arkadaşınızla sohbet ediyor gibi hissedeceğiniz çok eğlenceli bir kitap öneriyorum sizlere. Varlığı da yokluğu da görmüş ama karakterinden ödün vermeden, başına gelen zorluklarla soğukkanlılıkla mücadele eden, ailesine yardımcı olmak için "tembelleşen beynini çalıştırıp" çok para kazanan Oksi bizlere de örnek olacak türden bir hayat yaşamış. Yazarımız aynı zamanda söz yazarı olduğu için bu sözlere kitabında da çokça yer vermiş. Benim en çok hoşuma giden kısım sonu oldu. Buruk, şaşırtıcı ve aynı zamanda gülümseten bir sonu var kitabın çünkü başından beri "ortak" diye hitap ettiği Esin karakterinin aslında kim olduğunu öğrenmiş oluyorsunuz ve bu da ağzınızın açık kalmasına sebep oluyor. :) bir oturuşta bitirdiğim bu kitabı bence siz de okumalısınız çünkü istek değil ihtiyaç. Psikolojik terapi gibi bir kitap benden söylemesi :)
Hey!
Size sesleniyorum!
Kendinizden bir şeyler bulacaksınız bu kitapta!
Buldukça duygulanacaksınız ve hayranlığınız artacak!
Hangimiz sevmiyoruz:
Kütüphanemizi düzenlemeyi?
Geçip karşısına seyretmeyi?
Ödünç kitap vermek yerine gidip yenisini alıp vermeyi?
Bir kitap eksilince kitaplıkta onun yerindeki boşluğu hangimiz fark etmiyoruz?
Hangimiz
YouTube kitap kanalımda Ruh Adam kitabını yorumladım: ytbe.one/iEphIbOlWp0
"Tutku istisnai bir duygudur, kıskançlık ise dünyadaki en istisnai tutkudur." Dostoyevski
Hayatımız boyunca istisnalaştırmak istediğimiz bir duyguya sahip olmak isteriz, yani tutkuya. Bu tutkuya ise kimimiz aşk adını koyar, kimimiz para kimimiz ise
Beni en çok şaşırtan yazarlardan biridir Murat Menteş. Sadece iki kitabını okumakla yazar hakkında bir şeyler söylemek ne kadar kabul edilir bilmiyorum ama dün artık inceleme yazacağım dedim kendime.
Öncelikle kitabın kapak tasarımı fazlasıyla orijinal ve başarılı. Kapağında silahlar, uçaklar, televizyonun içinde kovboy şapkasıyla bir elinde
*Yaşamak acı çekmektir; yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktadır. Eğer yaşamda bir amaç varsa, acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır. Ama hiç kimse bir başkasına bu amacın ne olduğunu söyleyemez. Herkes bunu kendi başına bulmak ve bulduğu yanıtın öngördüğü sorumluluğu üstlenmek zorundadır"
İlk cümlem,
İnsanın Anlam Arayışı*
Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu'nun,üç hastasına(Fadi-Fatoş,Kenan Baran ve Handan) verdiği seanslardan oluşan gerçek bir hayat hikayesini kaleme aldığı bir terapi kitabı. Kişisel gelişim saçmalığından uzak muhteşem bir roman.Gerçek bir hikaye olması da içinden çıkarılacak derslerin ve dertlerin bir o kadar sağlam ve gerçek olmasını
Es-Selâmu Aleyküm.
Zaman ne de çabuk geçiyor, ömür sessiz sedasız bitiyor. Geçen yılki Ramazan etkinliği daha dün gibi gelirken ve üç aylardan Recep, Şabana doğru son sürat koşarken... vaktin ağzını açıp içine anlam basacak bir şeyler yapmalı.
Bu farkındalıkla davranışçı bağımlılıklarla ilgili tez araştırmaları yapar ve manevi rehberlik okumalarına hız vermişken, okumak yetmez pratik de lazım diye düşündüm. Sağolsun bir dostum en azından sistemli yaklaştığım ilk danışanım (deneğim) olma talih ya da talihsizliğine erişti. :) Rutin terapi seyri dışında günlük 10 sayfa Kur'an-ı Kerîm meal/tefsiri okuyup kafamıza takılanlar veya ilhamlarımızı konuşma şeklinde bir pratik geliştirdik.
Bu etkinlikte Kuran'ın şifrelerini çözme, sır ve gizemlerini aralama gibi bir hadsizlik değil fakat hayata geçirilebilecek somut manevi ders ve pratikler nasip olursa paylaşmaya çalışacağım. Hedefim günlük 10 sayfaya sadık kalmaya çalışarak Ramazan bitmeden bir döngüyü bitirmek. Dünyanın meşguliyeti içinde bunu alışkanlık haline getirmek zor olsa ve ipin ucu kaçınca kalmaya meyilli olsa da özellikle sabah namazdan güneş doğuncaya kadarki vakitte ki sünnettir, bu okumalar için ayakta kalmaya kendimi alıştırmak ikincil hedefim olacak.
Bu mütevazi fakat samimi, sevgi, merhamet, maneviyat, şifa, hidayet, rıza velhasılı yitiğimiz neyse onu arayış trenine hepiniz davetlisiniz!