Ey sevgili. Düşüncelerim, ipliği kopan tesbih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz. Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana.
Bilinmeyen Yönleri ve Sırlarıyla Son Üç PeygamberErgun Candan · Sınır Ötesi Yayınları · 2000294 okunma
"Tek, uzun bir sıraydı ırgatlar. Alacalı bulacalı tesbih taneleri gibi... Dümdüz ovada insanlar küçücük karıncalar gibi kalıyorlar. Uzaktan bakınca bu pamuk toplayanlar hiç kımıldamıyorlar, öyle duruyorlar. Öyle, alacalı bulacalı bir çizgi, o kadar. Cansız, kıpırtısız sessiz. Sanki bunların işi yalnız sarıya, koyu yeşile, pırıltıya, toza dumana kesmiş ovayı başka türlü nakışlamak."
Sayfa 129 - Görsel YayınlarKitabı okudu
"Belki de ve hatta kesinlikle insanoğlunun ihtiyacı incir yaprağını giysi yaptığı dönemdeki kadar yalın olmak."
Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini:
- Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki sen bir garip
"Ben kendi kıymetimi bilmem, sen bil olur mu?" demiştin ya bir gün, bak hala aynı kıymeti çekiyorum tesbih gibi.Gece gündüz.Fakat, biliyorum, söyleme, çekip koparıp bütün taneleri yerlere saçtıktan sonra.Şimdi kırık bir termometreden saçılmış, ele geçmez civa damlalarını tutmaya çalışır gibi tane tane çekiyorum kıymetini...
Sayfa 319Kitabı okudu
sahne
Bu kısa denememi çok değerli 
Metin T. ağabeyime ithaf etmek istiyorum :)
SAHNE
Bir sahne izledi, inanamadı.Bu kadar kendini anlatıyor olamazdı. Üst üste altmış yedi kere izledi. Üşenmedi saydı, tesbih taneleri gibi saydı. Basbayağı kendi hayatıydı işte bu. Üstelik bu sahneyi yirmi beş sene önce de izlemişti ,gerçi
