Dikkatlice ellerime bakardım, defalarca parmaklarımı sayardım; bir, iki, üç, dört, beş. “Tamam” derdim içimden. Sonra diğer elimin parmaklarını sayardım. “Bir, iki, üç, dört, beş parmaklarım tamam” derdim. Gizli bir sevinç yaşarken, gözlerimin önünde elini, kolunu, bacağını, gözünü, kafasını yitirenler bitiverirdi. O zaman içimde büyük tezat yaşar, sevincim kursağımda kalır, derin kederler içinde kaybolurdum.