“Diyalektik felsefe için son, kesin, kutsal diye bir şey yoktur. Diyalektik felsefe için her şey, ama her şey geçicidir; sonsuz bir doğuş - yok oluş ve sonsuzcasına aşağıdan yukarı tırmanış süreci dışında hiçbir şey yoktur. Diyalektik felsefenin kendisi de, bu sürecin düşünen beyindeki basit bir yansısından başka bir şey değildir.”
Sayfa 29 - Yordam Kitap Basın ve Yayın Tic. Ltd. Şti.Kitabı okudu
Yüksek makam seni bir göreve getirdi mi şunu bilmelisin ki, üst kademelere tırmanış özgürlükten değil, bağımlılıktan içeri atılmış bir adımdır. Mevki ve makam yükseldikçe, bağımlılık büyür.
Sayfa 139
Reklam
Batının büyük mustaripleri, hakikat dağına tırmanış yolunda İslâm velîlerine nispetle çıkmaz sokağın, cüce piyonlarıdır. Istırap felsefesine, hafakan hikmetine kadar ulaşırlar da yine yolda kalırlar ve büyük oluşu bulmaya yakın, büsbütün kaybederler. Dönüp dolaşıp yine akılda kalırlar ve aklı akılla yenecek seviyeye tırmanamazlar. Tırnakları kan içinde, tutundukları kayalardan, aklın bütün cicili, bicili oyuncaklarıyla beraber düşerler.
Aşk ve Sevgi...
Aşk, görme engelli bir coşku, görmezlikten kaynaklanan bir bağdır. Oysa sevgi, bilinçlice bir bağ; apaçık, duru bir görmenin sonucudur. Aşk genellikle içgüdüden su içer, içgüdüden kaynaklanmayan başka bütün olgular değersizdir. Oysa sevgi ruhun içinden doğar, bir ruhun yükselebileceği bütün yerlere, sevgi de onunla birlikte doruğa tırmanır.  Aşk,
Acılı bir tırmanış olmasın dünya Kalacaksa bir hoşnutluk bir huzur Berraklık ışıltısıdır insanda ..
"Diyalektik felsefe için son, kesin, kutsal diye bir şey yoktur. Diyalektik felsefe için her şey, ama her şey geçicidir; sonsuz bir doğuş- yok oluş ve sonsuzcasına aşağıdan yukarı tırmanış süreci dışında hiçbir şey yoktur. Diyalektik felsefenin kendisi de, bu sürecin düşünen beyindeki basit bir yansısından başka bir şey değildir."
Sayfa 29 - Engels
Reklam
Unutmayın ki hayat bir yarış, tırmanış ve yakarıştır.
Sayfa 150 - Panama yayıncılıkKitabı okudu
Melankoli Yamacı
- hem Johann asla ve katiyen bir muhatap sayılamazdı. Ahşap ya da alçıdan bir heykele nasıl söz yöneltilebilir ki? Johann bir yere bakmaktaydı- bir yere mi? Hayır, hiçbir yere bakmıyordu. İç dünyasından dışarıya artık hiçbir canlılık işareti yansımıyordu.
Kaya tırmanışı yapan biri ona daha sonra şunları söylemiş: “Kaya tırmanışının albenisi tırmanışta yatıyor; bir kayanın tepesine ulaşıp seviniyorsunuz ama aslında tırmanış hiç bitmesin istiyorsunuz. Tırmanışın gerekçesi tırmanış, şiirin gerekçesinin yazmak olması gibi tıpkı. Olsa olsa kendi içinizdeki bir şeyleri fethediyorsunuz…. Yazma edimi şiirin gerekçesini oluşturuyor. Tırmanış da aynı: bir akış olduğunuzun farkına varmak. Alışık amacı akışı devam ettirmek; bir doruk veya ütopya aramak değil akışın içinde kalmak. Yukarı çıkmak değil devamlı akış halinde olmak; akışa devam etmek için yukarı çıkıyorsunuz.
Sayfa 61 - Metis Yayınları
844 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.