Diyelim ki o şey­–her neyse– başta vardı. Ne zaman eksildi peki? Azaldı? Bozuldu? Yok oldu? Bir tartışmada mı? Kinci bir tartışma mı, sıradan bir tartış­ma mıydı? Baş başayken mi? Kalabalıkta mı? Gittikçe artarak mı eksildi? Yinelendikçe mi? Duruldukça mı? Nerede başlamıştı taşlaşma? Elimden bir şey gelir miydi? Yoksa kaçınılmaz mıydı şu “Affedersin?”
Birşeylerin bir daha geri gelmemecesine kayıp gittiğini düşündü : adları olmayan yılların, günlerin,birtakım tekdüze mevsimlerin, kışların...
Reklam
Merhaba canım; Önce iyi bir haber: yalnızlığa sandığımdan daha çabuk alıştım. Aslında sensizliğe demek daha doğru, çünkü ne de olsa yalnızlığa baştan beri alışkınım.
Sayfa 107 - YKY
Laleler..
Kolay heyecanlanır laleler, kış geldi ya buraya. Bak, nasıl bembeyaz her şey, nasıl sessiz, karlar altında. Dingin olmayı öğreniyorum, uzanarak sessizce kendi yanıma, Nasıl uzanmışsa ışık bu beyaz duvarlara, bu ellere, bu yatağa Hiç kimseyim ben, işim yok patlamalarla. .
Kainat benim için artık bomboş bir haritadan ibaretti. Ve bu haritanın ortasında küçücük bir leke vardı. Gezegenimiz. Bu lekenin üzerinde de küçücük bir siyah nokta bulunuyordu. Ben. Bildiğim teki şey oydu. Haritanın geri kalan beyaz kısmından feragat ettim. Artık bu küçük lekeyi araştırmalı, boyutlarını kavramalı… Sonra hükmedecek güce kavuşmak için çabalamalı diye düşündüm. Almaçlarım, arzularım doğrultusunda hükmetmeliydim ona. Ama yalnızca bu küçük noktaya. Yoksa Allah’la boy ölçüşmeye kalkan birinin dibi boylayacağının bilincindeydim.
Sayfa 287Kitabı okudu
Bomboş nehrin ötesinde! Kaynağı ve dökülecek ağzı bulunmayan, sahilleri bulunmayan bir akıntı; suyun üstüne çıktığımız nokta ile yeniden daldığımız noktanın ayırt edilebilmesi mümkün değil, çünkü akıp giden şey , sonsuz ve başlangıcı bulunmayan bir geri dönüş içerisinde zamanı taşıyan, unutulmuşluğu taşıyan bir ırmaktan başka bir şey değil.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.