Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben yazmak istemiyordum. Hiçbir şey istemiyordum. Dünya üzerinde yapılacak işlerim bitmişti. Düşündüğüm her şeyi denemiştim. Şimdiyse sakin bir şekilde ölümü beklemek istiyordum. Zihin yolculuğumun son aşamasındaydım. Dünyanın en güzel sanat eserini yaratıp on dakika seyrettikten sonra yakan bir ressam gibi ben de keşfettiğim düşünce cennetimi tasfiye ediyordum. İki aydır bunu yapmaya çalışıyordum ve bitmesine çok az kalmıştı. En azından ben öyle düşünüyordum. Sona erdiğinde ise beş yaşındaki bir çocuğa dönüşecektim. Ve bu zaten çok büyük bir çaba gerektiriyordu. Cehalete geri dönüşün cehaletten çıkmaktan çok daha zor olduğunu, hafızamın rahatsız eden darbeleriyle anlamıştım... Hatta belki yaratacağım yeni be bomboş aklım sayesinde mutlu bile olabilirdim.
Bazen bomboş hissediyorum kendimi Boş, bomboş Her şey tedirgin ediyor beni Zaman akıp gidiyor Zaman, bana hem ait Hem ait olmayan İnsan neden ölüme yazgılı Ölümün matematiği neden Zamana ayarlı Saatli bomba gibidir O adam şimdi ölmüştür Çünkü aradan şunca zaman geçti Biz onu görmeyeli Peki bu zaman nasıl bir şeydir Biz onu düşünmediğimizde Geçen zaman Onun kendisi için Geçen zamana eşit midir Zihnimde çakan kıvılcım
Reklam
"....Fransa'da 156 sene evvel Demirci Emil adında biri asılmıştı. Sonradan onun masum olduğu anlaşıldı. Şimdi o zamandan beri bir Fransız hâkimi karar verirken siyah elbise giymiş bir mübaşir 'Demirci Emil'i unutmayınız!' diye kendisine ihtarda bulunur..."
Sayfa 191Kitabı okudu
Ulaşmak istedikleri, takdir göremeyecekleri, düşük ücretli, hem geleceği hem ufku tıkalı, bir iskemlenin deri minderi üzerinde yaşlanıp gidecekleri,bomboş bir uğraşın hiçliği içinde yeteneklerinin köreleceği fakat bunun karşılığında düşünmek, talep etmek ve eyleme geçmek gibi zorunluluklardan muaf olmanın dile getirilemeyecek büyüklükteki mutluluğunu tadacak memur kadrolarıdır. Korumacılığa dayalı mevzuat, bütün hareketlerine bir duvar saati düzenliliği sinmesini sağlar ve onu, eyleme geçme ve yaşama onurlarından kurtarır.
Adına yaşamak dediği, yıllar süren bir intiharın sonuna gelmişti demek. Daha fazla uzamasına dayanamamıştı. Biz aklı alındı sanıyorduk, o doğduğundan beri uyuduğu bir uykudan uyanıyormuş meğer. Gelemedim kendime, oturdum kaldım. Kendi elimle onu o balkon demirlerinden itmişim gibi bir kara çöreklendi içime. Haydar, Mavi Haydar; göğün mavisine karışmaya kalkışmıştı en sonunda, başarmıştı da. Yükselen salıncağı, bomboş dönmüştü.
Aklımda kımıldayan düşünce Bazen bomboş hissediyorum kendimi Boş, bomboş Her şey tedirgin ediyor beni Zaman akıp gidiyor Zaman, bana hem ait Hem ait olmayan İnsan neden ölüme yazgılı Ölümün matematiği neden Zamana ayarlı Saatli bomba gibidir O adam şimdi ölmüştür Çünkü aradan şunca zaman geçti Biz onu görmeyeli Peki bu zaman nasıl bir şeydir Biz onu düşünmediğimizde Geçen zaman Onun kendisi için Geçen zamana eşit midir
Reklam
Gökteki ay ve yıldızlar ışıltılarını geri kazanmıştı, etrafta balık ağından damlayan suları andıran şıpır şıpır bir ses vardı. İhtiyar bu sesin su sesi olmadığını biliyordu, ses ne ağaçlardan, ne otlardan, ne de böceklerden geliyordu;bomboş uzanan gecenin sesiydi bu, aşırı sessizliğin derinliklerinden gelen sessizliğin sesiydi
Sayfa 18 - Jaguar Kitap
Sende sorma! Oradayım...
Hayatın bir döneminde farkına varmadan kendi ayaklarımızla düştüğümüz ecel gibi bir yer var. Ne ileri gidebildiğimiz ne geri dönebildiğimiz bir yer orası; kocaman bir boşluktan ibaret. Yaşamak için de, ölmek için de geç kaldığımız yer. Zamanın hükmünü yitirdiği bir durağanlık. Birbirine çok benzeyen sokaklarda yön duygusunu yitirince yaşadığımız kaybolma hissi. Bomboş, sessiz, her yere uzak. Her yere, insanın kendi varlığına bile uzak. Bir rüyada konuşmak, bağırmak için ağzını açtığında sesinin çıkmaması hali. Adımların gitgide ağırlaştığı yer. Oraya gelince -savrulunca mı demeliyim- neden sorusunun bir hükmü kalmıyor. Sen de sorma! Oradayım.
Zihnim şeyden beri bomboş –ne zamandan beri olduğunu bile bilmiyorum–.
Can yayınları, Mayıs ~2023
Kendimi hiç sevmedim, da­ha büyük bir yalnızlığa itildim. "Dertleşilebilir olanlar" gibi bir ulamda birleştirmeyi yadsıdığım candan kişiler de azalalı beri toplumsal yaşamın bireysel yaşamı etkilediği savına katılıyo­rum. Ne yazık ki yakın geçmişimize ilişkin doğru belgeleri ne­rede bulabileceğimi bilmiyorum. Sizi daha fazla sıkmamak için yanıtlayacağınızı umduğum sorulara geçiyorum: 1) Siz yaşamınız süresince hiçbir eyleme katıldınız mı? Ai­leniz izin verdi mi? 2) Şimdilerde olsa, katılır mıydınız? 3) Siz olsanız duyumsamalarımı nasıl bir Türkçeyle akta­rırdınız? 4) Hangi dönemde, nerede yaşamamı önerirdiniz?
Sayfa 91 - PdfKitabı okudu
Reklam
Kaç defa uyanıyorum bu kırık masaldan ve neden her defasında yeniden atıyorum kendimi bu kırıkların üstüne bilmiyorum. Kaç kez açılıyor içim dışıma ve kapanıyor karanlıklar üstüme? Kaç defa kaybediyorum kendimi ve buluyorum tam da bıraktığım bu masalın eksik, bomboş sayfalarından birinde? Yıkılıyor gölgeler birer ikişer üstüme, karışıyorum yoklar ülkesinin en karanlık damarlarına, usul usul sızıyorum yersiz yurtsuz yollara, vuruyorum kendimi duvarlara, taşlara, en sert kapılara.
Sayfa 83 - Can YayınlarıKitabı okudu
Başından beri kaldıramayacağı bir politique yükü taşımaya zorlanan dilimizin şerefine...
Son savaştan beri izini yitirmistim,kaygılar içindeydim.
Deniz mırıldandı, geri çekildi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.