Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Turan AKÇİÇEK

Turan AKÇİÇEK
@tunoo
Her tışt jı zıravi mırov jı stûri dıqete.
264 syf.
·
Puan vermedi
Koku! Son zamanlarda okuduğum en garip kitaplardan biri ve en etkilisi kuşkusuz. Koku kitabının hepimizin aşina olduğu koklama duyusuna getirdiği farklı bir bakış açısının yanı sıra parfümeri kurgusu sürükleyici bir tat verdi. Fakat kitaptan aldığım mesaj varoluşçuluktur. ... Toplumdan soyutlanmış bir şekilde verdiği his en tiksinç haliyle de
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201821,9bin okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Kuralcılık ve sıkı bir disiplinin en önemli kural olduğu welton yatılı okulunda öğrencilerin okul yönetiminin köklü kuralları çerçevesinde üniversiteye hazırlanmaktadırlar. Öğrencilerin yurt, okul ikileminde geçen tekdüze hayatları bir edebiyat öğretmeninin okullarına atanmasiyla heyecanlı, gizemli bir hal almaya başlıyor. İlk başlarda öğrencilere gülünç gelen, yadırganan öğretmen; okulun eğitim sisteminden tamamen farklı bir bakış açısıyla öğrencileriyle sıkı bir bağ kurmayı başarıyor. Bay Keating edebiyat, Şiir gibi insanı binbir düşünceye, hayale sürükleyen türlerin öneminden bahsederek şiiri ve edebiyatı hiçbir kurala bağlı ve beklenti içerisinde kalmadan özgürce söylemek, şiirin üzerimizde bıraktığı duyguyu sonuna hissetmek, o "anı yaşamak" gerektiğini savunur; Öğrencilerine kimsenin etkisi altında kalmadan kararlar almak, kişisel düşünmek gerektiğini öğretir.
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,2bin okunma
632 syf.
·
Puan vermedi
Miskinlik, hareketsizlik bazı zamanlarda hepimizin içine işlemiştir, hiçbir eylemde bulunmama hissine kapılmışızdır. Bu hareketsizliği kişilik haline getirmek, yaşam tarzı olarak benimsemek hatta bir ideoloji (Oblomovluk) olarak savunmak hareket eden her canlı için imkansızın ötesindedir. Oblomovluk fikri yerine getirilmesi gereken binlerce şey varken - ayakkabılarını çıkarmak dahi- hiçbir şeyi yerine getirememe, erteleme, başkalarına yaptırma hatta başkalarına bile yaptırma zayıflığını bile yaşama fikridir. Genç oblomov bu fikrin yaratıcısı, pratik karakteridir. Çocukluğunda dinamik, heyecanlı, atılgan, hayalperest biri olan Oblomov, okul çağında bir çok hedefin hayalini kurup gerçekleştirmek için büyük heyecan duyardı. Ancak zamanla yaşın getirdiği olgunluk, çevrenin duyarsızlığı, işlerin rutinliği kendisini çevrenden, bir çok hevesten koparıp kendi evine kapanmasına sebep olur. Bu kapanıklık oblomovun kişiliğinin bir parçası haline gelir, "yatamak" haricinde her şey kendisine gereksiz, eziyet vericidir. İnsanlar arasında durağanlık ya da tembellik hoş karşılanmaz, itici gelir. Kitabı okurken oblomovun tembelliğinin bulaşıcılığını hisseder, tembellik çekici gelmeye başlar. Aslında çekici gelen tembellik değil tembelliğin oblomov ve en az kendisi kadar tembel olan bakıcısına yakışmasıdır çekici gelen...
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
125 syf.
·
Puan vermedi
Küçük adamlar her şeye karşı tüketme eğiliminde oldular, nerede, nasıl, ne kadar geldiğini sorgulamadan payına düşenin fazlasını tüketmeye çalıştılar. Kendilerini diğer canlılardan iki ayak üzerinde omuzlarını dikleştirerek üstün görmeye çalışırken onlardaki özellikleri çok farklı yerlere çektiler. Daha iyi düşünerek, bedenlerini daha becerikli
Dinle, Küçük Adam
Dinle, Küçük AdamWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 202113,1bin okunma
179 syf.
·
Puan vermedi
Bir soylu olarak yolunun Sylla ve Marius'un kişisel rekabetleri kesişmesi talihsizlik; Galya'yı fethedecek akla ve cesarete sahip olması kahramanlık; Pompey gibi büyük bir komutan ile savaşması dramatik; Kleopatra ile tanışması saygınlık; En yakın dostların tarafından bıçaklanması acı bir hayal kırıklığı. Aklı, azmi, cömertliği, kibirsizliği ile hayran bırakacak bir lider, Halk egemenliğinin olmadığı dönemde diktatör olmayan tek devlet adamı. Bir çok duyguyu bir anda yaşatacak muhteşem bir hayat hikayesi.
Jül Sezar'ın Hikayesi
Jül Sezar'ın HikayesiJacob Abbott · İlya Yayınları · 2010140 okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
Bütün insanlarda bazı genel kurallar vardır, bu kurallar insanlar arası hatta toplumlar arası ilişkilerimizi düzenler, bize belli sorumluluklar yükler. Sorumluluklarımızı irademizle seçeriz, bazı sorumlulukları da irademizin isteği dışında seçmek zorunda kalırız. Bu da irademizi her zaman özgürce kullanmadığımız anlamına gelir. Bu tarz durumları kadercilikle ifade ederiz. Ancak yine de bir çok seçimi kendi özgür isteklerimiz doğrultusunda yapabiliyoruz. Kendimizi eğitebiliyoruz, istediğimiz gibi düşünebiliyoruz, belli hedefler koyup bu hedeflere ulaşmak için hayaller kurabiliyoruz... Aynı şekilde bu çabalarımızdan verim almak için bazı disiplinler edinmek gerekir: İrademizi tedbirli kullanmak, mantıklı hayaller kurmak, zamanı programlı harcamak, zihinsel egzersizler yapmak, ilişkilerimizin mesafesini hesaplamak ahlâki değerlerimizi belirlemek, sağlıklı kalabilmek, zaaflarımızın farkında olmak... Ve bütün bu disiplinleri edinmek için yol gösteren bir kitapla karşılaşmak. Bu karşılaştığımız kitapla kısa süreliğine zihnimizi meşgul edebilir, hedeflerimiz için çabalarımızı görebilir, karakterimizi ilgilendiren bir çok değer üzerine düşünebiliriz. #tavsiyemolsun
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Flipper Yayıncılık · 202028,9bin okunma
232 syf.
10/10 puan verdi
Teğmen Drogo sınır boyunda yıllardır varlığını sürdüren, kuzeye karşı korunma görevi alan şehirden uzak bir üs bölgesine atanıyor. Üs bölgesini kariyer yapma hayaliyle kendisi için büyük bir fırsat ve heyecan verici olarak gören genç teğmen, görevinin ilk günlerinde düşüncelerinin hayalî olduğunu fark ediyor. Çünkü kısa bir süre içersinde bölgenin melankolik yalnızlığı, askerlerin monoton hayatı, üst komutanların bitkin ve buruk hâlleri Teğmen Drogo'nun üstüne bir kâbus gibi siniyor. Üs bölgesinde halen koşulsuz askeri bir disiplin, her an kuzeyden gelebilecek tehlikeye karşı topyekûn bir "DİKKAT" var olsa da bütün bunların gereksiz olduğunu düşünüyor. Drogo her şeye rağmen kendisiyle beraber görev alan askerler tarafından uydurulan heyecan verici hikayelerle avunurken kuzeyde var olabilecek küçük bir kıvılcım onun için büyük bir umut oluyor.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,2bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Kitap yük taşımacılığı yapan bir geminin amansız bir fırtınaya yakalanması sonucunda denize düşen 8 denizciden sadece birinin şans eseri bir sala atlayıp hayatta kalması ile 10 gün boyunca ıssız ve ıslak bir mavilikte mücadele veren 20 yaşındaki bir gencin gerçek hikayesini anlatır. Günlerce iki mavi arasına hapsolmuş kahramanın umut ve umutsuzluk dolu mücadelesi ilginç ve çekici olduğu kadar dramatiktir. Yaşanmış bu hikayeye 10 günlüğe ortak olmak için okuyun derim...️
Bir Kayıp Denizci
Bir Kayıp DenizciGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20192,048 okunma
208 syf.
8/10 puan verdi
Kitap yaşadığı ortama ayak uyduramayıp sürekli çevresi ve iç dünyası ile çatışma halinde olan ve bunun cezasını yatılı kaldığı okuldan atılarak ödeyen, ergenlik dönemini yaşayan, çocuğun sempatik, mizahi, argo tarzı bir anlatım zenginliği ile okuyuculara eğlenceli bir anlatım sunuyor. Hikaye kişinin bakış açısına göre değişebilir; bir ergenin saçmalıkları denilebilir ya da topluma yabancılaşmanın birey üzerindeki etkisinin bir çocuğun kendi hicviyle gözlemlemekte denilebilir. Yaklaşım göreceli olsa da hikayenin verdiği haz evrenseldir.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,3bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
"Kitaplar hiç bu kadar korkunç olmamıştı." Çünkü milyonlarca konu hakkında yazılmış milyonlarca kitap vardır. Ne kadar çok kitap; o kadar çok insan çeşidi, ne kadar çok insan çeşidi; o kadar büyük toplum kaosu demektir. Bir çok düşünce hakkında yazılmış kitaplar okumak, gruplar halinde toplanıp edindiğimiz bilgileri tartışmak,
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,4bin okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
İnsan için iki çeşit "şey" vardır. Sahip olması gereken "şey" Ve sahip olmak istediği "şey" insan sahip olmak istediği "şey"i o kadar çok arzular ki nasıl yemeden yaşayamazsa "şey"siz de yaşamayacağını düşünür. Bazen "Şey"leri elde etmek için her türlü kötülüğü göze alır. Hatta o kadar ileri giderler ki yalnızca "şey"ler uğruna birbirleriyle savaşırlar. Bir de Bütün "şey" lere "Benimdir" muamelesi yapmak vardır. Bu "benimler" insanı pençesine alır, doyumsuz bir canavara dönüştürür. Böylece asıl sahip olması gereken "şey"ler ehmemiyetini yitirir ve sahip olmak istediği "şey"lerle dünyaya hükmedeceğini düşünürken ancak sahip olduğu hiçbir "şey" in akıp giden zamanı durduramayacağını düşünmez. İnsanların farkında olup değer vermesi gereken soyut bir gerçek varsa o da zamandır. İnsanın yüksek bir arzuyla sahip olmak istediği "şey" zamanla eskiyecek hatta zamanın getirdiği yeni "şey"lere alay konusu bile olacak. Ancak insanın sahip olması gereken "şey" bu gezegen mevcudiyet de olduğu sürece hiçbir zaman eskimeyecek, değerini yitirmeyecek, insanlık için en önemli çözüm yolu olacak. Kitabın vermek istediği o kadar çok mesaj var ki dikkatimi çeken mesaj bu idi. "Şey"lerin ne olduğunu öğrenmek için okuyun derim...
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
189 syf.
7/10 puan verdi
Christy Brown, doğuştan beyin felçli olan bir çocuktur. Bu hâliyle diğer insanlardan eksik kalsada kıvrak zekası ve vücudunda kullanabildiği sol ayağı onun için hayatta ilham kaynağı oluyor. Zaman geçtikçe yaratıcılığı göz dolduran Brown'un arkasında en çok duran sevgisi, Sabri ve ona karşı olan sonsuz inanç içersinde olan müthiş fedakarlık gösteren bir annedir. Bir insan, konuşmayan, yürümeyen, oynamayan hulâsa bütün fiziksel olgulardan uzak bir insan, nasıl başarı elde edebilir ki? Bu, fiziksel hiçbir kusura sahip olamayan biz insanların kendi tembelliğimize bakıp sorduğumuz durağan bir sorudan başka bir şey değildir. O sadece sol ayağı ve düşünce gücüyle bize hayat hikayesini sunuyor. Bize de okumak düştü. Keyifli okumalar.
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201778,7bin okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
Frida Kahlo
Meksika'nın ulusal kurtuluş ve iktidar mücadeleleri gibi çalkantılı bir döneminde dünyaya gelen Frida Kahlo, göçüp gidene kadar çalkantılı bir hayatla mücadele halinde olmuştur. Trafik kazası geçiren Kahlo'nun, gelecek hayatı için hem dönüm noktası hem kırılma anı olmuştur. Trafik kazasından sonra kendi bedeniyle sürekli mücadele içerisinde olan Kahlo, hayatındaki asıl mücadelenin bu olmadığını devrimci, feminist, sanatsal alanda sürekli mücadeleci bir tavırla kendini bütün dünyaya kabul ettirmiş bir kadın... Resamda hayatının dönüm noktası olan Diego Rivera ve Salvador Dali, Picasso gibi ressamları kendine hayran bırakıp resimlerinde kendi yüzünden esinlenerek sürrealist tarzda resimler çizmiş ancak kendisinin hiçbir zaman sürrealist olmadığını " bütün bunlar gerçeğinden fazla büyütülmüş şeyler. Oysa ben en azından bir şeyden eminim: Kendi gerçeğimi resmediyorum.' diye savunmuştur. Yaşamı boyunca fiziksel ve duygusal çöküntülere rağmen hayatta deli dolu halleri, toplumda sürekli güler yüzlü hâli, cana yakınlığı insanlar üzerinden pozitif bir tesir bırakırken, kendi gerçeğini yansıttığı resimlerinde ciddi duruş, hüzün, karamsarlık, gibi olguların eksik olmaması ayrı bir tesir bırakıyordu. Aslında güncesinde yazdığı " İçimde kırk kadın, kırkı da yabancı. Kırkı da öteki" demesiyle kendini anlatmaya çalışmış. Güncelerinden: İyileşmek mı? Ama ben hasta değilim ki. Kırık döküğüm. Aynı şey değil anlıyor musunuz? Biliyorum aslında birbirimizi yok edeceğiz. Böyle bu mücadele sonunda ortaya hiç bir galip çıkmayacak. Kim ne derse desin. Görüntü düşünceden önce yer alıyor.
Frida Kahlo
Frida KahloRauda Jamis · Everest Yayınları · 20184,703 okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
Beya Gemi
Yazar, bir çocuğun hayal gücünün sınırsızlığını anlatırken Bunun yanında çocukça düşünmenin saflığı, sevdiklerine olan inancın, sevmediklerine karşı adaletin nasıl olması gerektiğini tasavvur eden ve daha bir çok masumiyetin yaşandığı, bir çocuğun hayal dünyasına hiçbir zilletin değmediği dokunaklı bir kurguyu bizimle paylaşmış. Kitabı okurken çocukluğumuza bir nebze de olsa dalıp karakterin hayal dünyasına ortak olabiliyoruz...
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,4bin okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
Grigoriy Petrov, bir milletin din, dil, ırk, kültürel kimliğini bulmaya çalışmasına ve ulusal bir uyanışa tanıklık ediyor. Küllerinden doğan bir milletin aktörleri olduğu gibi Finlandiya'nın da İsveç, Rusya gibi ülkelerin boyunduruğunda kurtulup kendi toplumsal düzenin kurulması gerektiğini düşünen kahramanları vardır. Bunların başında Snelman geliyordu. Snelman, fin milletinin farklı milletlerle kaynaşması büyük bir tehlike olduğunun farkında ve bunun için kültürel, eğitim, sağlık, aile, askeri gibi bir milleti millet yapan bütün toplumsal alanlarda reforma gitmek için mücadele etmiştir. Fin devrimciler refah bir milletin içinde bağımlı bir millet olmaktansa yoksul ve bağımsız bir milleti yeğleyip her alanda küllerinden doğmayı denemişlerdir. Böylesine bağımlı bir milletin hiç yoktan var olmanın tek yolu okumak olduğu kanısındalar. Bunlardaki okumanın önemini " Okulu bizden aldığınız an biteriz. Mayasız bir hamur gibi çökeriz." Sözünden de anlıyoruz. Yazar, bu kitabında fin milletinden esinlenerek bir millet içinde millet olmanın tehlikesini anlatmıştır. Çünkü her milletin kendine has dili, kültürü, tarihi, edebiyatı, sanatı vardır. Farklı milletlerin bir arada bulunması durumunda toplumsal çatışmaların yanı sıra kültürel zenginlik oluştursa da zamanla yozlaşma da olur.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Yabancı Yayınları · 201899,4bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
Zamanın Kısa Tarihi
seminerinde; Dünya, Güneş, yıldızlar topluluğu arasındaki ilişkiyi anlatan bir bilim insanına yaşlı bir kadın tarafından yöneltilen soru şu: "Dediklerin tamamen saçmalık. Çünkü dünya gerçekte dev bir kaplumbağanın sırtında duran düz bir tabakadır." Bunun üzerine bilim insanı, "peki kaplumbağa neyin üzerinde duruyor?" Diye sorar. Kadın, kaplumbağanın üzerinde daima başka bir kaplumbağa olduğunu söyler. Aslında bu çoğumuza saçma geldiği kadar şaşkınlık yaratacak bir şey de olabilir. Çünkü etrafımızda gerçekleşen olaylara ister istemez şaşkınlıkla anlam vermeye çalışıyoruz. Evrenin başlangıcı nedir? Evrendeki yerimiz nedir? Evren ve biz nereden geldik? İnsan evrendeki kendi hayatını anlamlandırmak için bütün bunlara yönelik tanrısal ya da matematiksel kuramlarla gereken cevabı vermiştir. Stephen Hawking, bu tarz sorular üzerine sayısal kuramlar geliştirerek beyin yormuş bir bilim insanıdır... #Tavsiyemolsun
Zamanın Kısa Tarihi
Zamanın Kısa TarihiStephen W. Hawking · Alfa Bilim · 20209,5bin okunma