Diyalektik, efendinin de çalışma kö­lesi olduğu topluma doğru götürür. Bu zorunluluk top­lumunda her bir insan teki, çalışma kampını da yanında taşır. Bu çalışma kampının alamet-i farikası, kişinin aynı anda hem tutuklu hem gardiyan, hem katil hem maktul ol­masıdır. Böylelikle kişi kendini sömürür. Böylelikle, sömürü egemensiz de mümkündür
Mağlup mu desem, mahçup mu ? Ama ikisi de değil, Ben garip, sen güzel, dünya mutlu... Öyle tuhafım bu akşamüstü, Sevgilim, Canavar götürür gibi İki yanım, iki süngü... Ahmed Arif "Tutuklu", Hasretinden Prangalar Eskittim
Reklam
Bu, bitmek bilmez bir can çekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunu söyleyebilirim: Ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim. Hem de çaresizliğini kabullenemeyen bir kuş gibi. Hele bir de, kuşun içgüdüsel olarak kas ve sinir sistemine yayılan denetlenmesi olanaksız bir refleksle kanadının ucunu kaldırmaya, tüylerinin yelpazesini
Sayfa 26 - 27 / Everest YayınlarıKitabı okudu
Sevme gücünün sınırsız olduğunu hissetmeyen var mıdır aranızda? Tam da bu aşkı, aşk fikrinden aşk fikrine, bir aşk eyleyişinden başka aşk eyleyişine geçmeyen, sınırsız olsa da, varlığının merkezinde tutuklu bu aşkı hissetmeyen var mıdır aranızda?
Benim altı sene oldu durum hala aynı
Erzurum'a iki sene önce gelmiş, hep okuduğu, duyduğu bazı garipliklere, acılara tesadüf etme isteği ile tutuşmuştu. Ama bu Anadolu şehrinde şöyle ağız tadı ile kendisine bir başka bakış attıracak şeye tesadüf edememiş, hayatın boşunalığına tıkanıp kalmış, çektiği acı bu, ağzındaki tat bu, görmeden yaşamadan, tutmadan kavrulamadan acının en kötüsüne yani yaşayamamanın, hiçbir şeye tanık, hükümlü, tutuklu, azmettirici olamamanın hükmü ile bugüne gelmişti.
şehrimiz korkunç uykusundayken rüyamıza kan bulaştı, ey tanrılar kapısı ey dilleri tutuklu olan. güvercin bedenli semiramis yıkansın astarte'ye bahşedilen nehirlerde. sıcak yeller güneyden esiyor, uyan ey güzellik, şarkılara ve incir rakılarına uyan.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.