Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Saçmalama Hikmet: Gecekondu değil, üç katlı ahşap bir ev.''
Gecekondu değil, üç katlı ahşap bir ev. Bana, saçmalama diyemezsiniz albayım; emekliye ayrıldığınızdan beri kaç yıl geçti, karşınızda emireriniz yok. (Canım, albayla tartışarak meseleyi neden dağıtıyorsun? Bir düşünce üzerinde yoğunlaşmasını hiç öğrenmeyecek misin? Hayır.) Ben senin albayın olacaktım da Hikmet, dünyanın kaç bucak olduğunu görecektin. Nerede kalmıştık albayım? Evet, başlangıç iyi olmamıştı albayım: ne evlenirken, ne de bu eve gelirken. İnsan, birbirine benzeyen bütün yaşantılarını kesintisiz sürdürmeli albayım; çok uzun süre boyunca, hayatının bütün içkilerini içmeli mesela.) Evet albayım, ben birkaç gün sonra evlenecektim; bunu kimse bilmiyordu icki sofrasında. Kimseve sövlemeve cesaret edemedim
Reklam
Peki, iyi anılar yok muydu? Elbette olmalı; ben de gecekonduda dünyaya gelmedim ya albayım. Saçmalama Hikmet: Gecekondu değil, üç katlı ahşap bir ev.
Sayfa 25 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
344 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Mücella ile Yaşadığım Kentte Çocukluğuma Yürüdüm
Yaşadığım kentin sokaklarından, tarihin izlerini silen tanjant yolunda ilerliyorum. Şimdiki adı Bahçecik olan Kindinar Mahallesine varıyorum. Yokuşu tırmanırken Neyyire Teyze ile Mücellanın yaşadığı evi arıyorum. Biraz yıkık bir bahçe duvarı, içinde bir karayemiş, üç pencereli küçük bir ev. Yaklaşıyorum. Evet bu duvar. Kırıkları örülmüş. Mücella bahçede misafir ağırlıyor sanki . İçinde insanlar oturuyor. Rahatsız etmeden ayrılıyorum. Geri dönüş yolunda kale içinden yürüyorum. TOKİ, üç beş kırık dökük evi yıkıyorum derken hayatın izlerini yok ediyor adeta . İki katlı kagir evler, işlemeli ahşap kapılar, arnavut kaldırımlı sokaklar sessiz. Onları yıkanlara hiç bir şey ifade etmiyor . Belki son kez geçiyorum buralardan. İçim buruk, aşağı doğru yürüyorum. Kanuni Evin’de içtiğim çay, boğazımı, yüreğimi dağlıyor , geçmişin izleri hızla tükeniyor sanki. İşte Nazan Bekiroğlu’ nun bu çok güzel romanı Mücella’ nın bende bıraktığı buruk lezzet bu. 1920 - 1970 yılları arasında Kindinar’ ın sokaklarında yaşayan insanlar,evler, sokaklar, aşklar, dostluklar yani bizim geçmişte kalan hayatımız anlatılmış. Mükemmel bir kurgu, akıcı, yan öyküleri güçlü, adeta bir saç örgüsü gibi . Çok beğendim. Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları ya da Kafamda Bir Tuhaflık tadında. Ama daha yalın, daha dinamik. Adeta bir sinema filmi izler gibi okudum. Çocukluğumun Trabzon’unu ve hayatın o eski güzel lezzetini hissederek.
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110bin okunma
O soluğu en şiddetli sesi ile duyuyordu. Aynı sokakta mesela dört beş farklı ev vardı, yana yaslanmış kara ahşaptan, yeri olmayıp otuz, kırk metrekarenin üstüne üç dört kat çıkmış yan yana üç sefertası ev, hemen yanında yeni yapılmış ama genç olmasına rağmen çirkin ve hiç umut vermeyen bir oğlan gibi gizli bir kendini bilmeyle gayrı memnun etrafı süzen üzeri mavi, beyaz mozaik gibi bir şeyle kaplı tuhaf apartman, bazısı denizi gören bazısı sanki bilerek yüz çevirmiş gibi duran binalar, harap büyük bir bahçenin içinde sallana sarsıla büyümüş gümrah çatısı, balkonları, saçakları, kapısı, pencereleri ile bir güzele ve bir anlayışın eskisine işaret eden yine kara tahtadan ama esmer güzeli ahşap bina, tek katlı betondan uyduruk ama güzel bahçeli evleri... artık tanımaya bilmeye başlıyordu.
Günümüzde Türkiye'deki Çeçen, İnguş ve Tuşların üçüne birden "Vaynah" adı veriliyor. Vaynah, aynı zamanda bu üç şivenin de genel adıdır. Kumuklar ise Çeçenler'i "Miçigiş" adıyla tanımlıyorlar. Kendilerine "Nahço" (Nakhço) diyen Çeçenler, "Halkımız, kavmimiz" anlamına gelen Vaynahlar'ın en
Reklam
Peki, iyi anılar yok muydu? El­bette olmalı; ben de gecekonduda dünyaya gelmedim ya al­ bayım. Saçmalama Hikmet: Gecekondu değil, üç katlı ahşap bir ev. Bana, saçmalama diyemezsiniz albayım; emekliye ay­rıldığınızdan beri kaç yıl geçti, karşınızda emireriniz yok.
Sayfa 25 - İletişim yayınları
Tevfik Fikret sadece 48 yıl yaşamıştır
TEVFİK FİKRET KİMDİR? Tevfik Fikret 24 Aralık 1867'de doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecinde Servet-i Fünûn topluluğunun lideri olan Tevfik Fikret, devrimci ve idealist fikirleriyle Mustafa Kemal başta olmak üzere dönemin pek çok aydınını etkiledi. Türk edebiyatının Batılılaşmasında öne çıkan isimlerden biridir. Farsçada
Dedemin Evi...
Sabah güneşinin yeni yeni günün kapısını zorladığı sıralarda, döküm sobanın çıtırtısıyla uyanıp yün yorganın altında bir kedi gibi gerinip, döküm kuzinenin üstündeki bakır güğümün ıslığıyla içinizde sebepsiz bir sevinç kıpırtısı oluşturan, serin ama soğuk olmayan odanın o huzur ve dinginlik veren ahşap tavanından gözlerinizi yavaşça sobadan
Sonunda bu gecekonduya düştüm. Gecekondu değil burası Hikmet,üç katlı ahşap bir ev. Peki Hüsamettin Albayım. İşte bu ahşap evimde,bir gece için de olsa,seni barındırıyorum; bir işe yaradığımı hissediyorum. Son zamanlarda neye yaradığımı pek bilmiyorum da. Belki yarın sabah soğukta uyanmanın bir anlamı olur, sana çay pişirmek gibi. Ayaklarımın ucuna basarak yürürüm yataktan kalkınca.Tahtalar gıcırdar. Hayır,zamanla öğrenirim hangi tahtaların ses vermediğini. Sonra ne yaparım? Uyanmadı,çayın hazırlandığından haberi yok diye sevinirim. Bütün hayatımı,en ince ayrıntılarına kadar düşünerek hesapladığım iyiliklerin hayaliyle geçirdim albayım. Artık ne olacaksa olsun istiyorum.
Reklam
Sonunda bu gecekonduya düştüm. Gecekondu değil burası Hikmet, üç katlı ahşap bir ev. Peki Hüsamettin Albayım. İşte bu ahşap evimde, bir gece için de olsa, seni barındırıyorum; bir işe yaradığımı hissediyorum. Son zamanlarda neye yaradığımı pek bilemiyorum da. Belki yarın sabah soğukta uyanmanın bir anlamı olur, sana çay pişirmek gibi. Ayaklarımın ucuna basarak yürürüm yataktan kalkınca. Tahtalar gıcırdar. Hayır, zamanla öğrenirim hangi tahtaların ses vermediğini. Sonra ne yaparım? Uyanmadı, çayın hazırlandığından haberi yok diye sevinirim. Bütün hayatımı, en ince ayrıntılarına kadar düşünerek hesapladığım iyiliklerin hayaliyle geçirdim albayım. Artık ne olacaksa olsun istiyorum.
Yıllar sonra gene gecekonduya düştüm. Hayır, gecekondu değil, üç katlı ahşap bir ev. Hayır, üç katlı değil; zemin kat sayılmaz. Gecekondu olsa ne çıkar? İstemiyor muydun? Gecekondularla sarılmış eski bir ev. Çok küçük: Kutu gibi. Bir yuva. Kışın soğuk olur. Sobanın başından kalkılınca yün hırka giyilir pencereye doğru gidilirken; sokağa çıkmak
Sayfa 23 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
...Sonunda bu gecekonduya düştüm. Gecekondu değil burası Hikmet, üç katlı ahşap bir ev. Peki Hüsamettin Albayım. İşte bu ahşap evimde, bir gece içinde olsa seni barındırıyorum; bir işe yaradığımı hissediyorum. Son zamanlarda neye yaradığımı pek bilmiyorum da. Belki yarın sabah soğukta uyanmanın bir anlamı olur, sana çay pişirmek gibi. Ayaklarımın ucuna basarak yürürüm yataktan kalkınca. Tahtalar gıcırdar. Hayır, zamanla öğrenirim hangi tahtaların ses vermediğini. Sonra ne yaparım? Uyanmadı, çayın hazırlandığından haberi yok diye sevinirim. Bütün hayatımı, en ince ayrıntılarına kadar düşününerek hesapladığım iyiliklerin hayaliyle geçirdim Albayım. Artık ne olacaksa olsun istiyorum.
Karım beni bıraktı ya da ben evden ayrıldım: Buna benzer bir durum. Sonunda bu gecekonduya düştüm. Gecekondu değil burası Hikmet, üç katlı ahşap bir ev. Peki Hüsamettin Albayım. İşte bu ahşap evimde, bir gece için de olsa, seni barındırıyorum; bir işe yaradığımı hissediyorum. Son zamanlarda neye yaradığımı pek bilemiyorum da. Belki yarın sabah soğukta uyanmanın bir anlamı olur, sana çay pişirmek gibi. Ayaklarımın ucuna basarak yürürüm yataktan kalkınca. Tahtalar gıcırdar. Hayır, zamanla öğrenirim hangi tahtaların ses vermediğini. Sonra ne yaparım? Uyanmadı, çayın hazırlandığından haberi yok diye sevinirim. Bütün hayatımı, en ince ayrıntılarına kadar düşünerek hesapladığım iyiliklerin hayalleriyle gerçekleştirdim albayım. Artık ne olacaksa olsun istiyorum.
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.