Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
167 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Rojbaş güzel insanlar! İnceleme yazsam mı yazmasam mı diye çok düşündüm, yazmayacaktım da... Fakat bu kitaba inceleme yapmazsam - ki düşüncem o yöndeydi- kitaba, Mehmed Uzun'a, okuduğuma, bana yazık olurdu. Çok geçmişten beri devam eden o "Kürt Sorunu" hep vardı. Hepte olacak gibi... Beni üzen durum Türk/Kürt çatışmasından ziyade artık
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,981 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yaşamımızın bir döneminde içimizde ruh sıkışması yaşanırsa kendimizi sokaklara, caddelere, şehirlere vurmamız an meselesidir. Hangi yaşta, hangi cinsiyette, hangi konumda olduğumuz mühim değil. Mühim olan insanın kendi kendini iyileştirme gayesi ve gayretidir. Bu gayret içindeyken karşımıza çıkan insanlar bir velinimet gibidir. Onlara tutunur, onlardan yaşamak bulur, onlarla dibi görür, onlarla zirveye yükseliriz. Hangi seviyede olursak olalım dibe batma mesafemizde elimizden tutanın ötede o eli bırakma ihtimali varken nefes almak güçleşir. Unutuluş bir tık daha artar. Sonra sokaklar, caddeler, şehirler hazinleşir. Günler, aylar, yıllar geçer de o hüzün daha dün gibi bellekte anımsanır. Anımsandığı noktada elimizden tutanlar bize çeşme başlarında, o ağaçlı yolda, şehrin köhne Dante Cafe'sinde ağırlaşır da ha ağırlaşır. Bazen düşüncesizce düşünür, hareket ederim de anılar belleğimde güçlendikçe kağıda kaleme sarılır, yazar da yazarım. Yazmaktan güç bulduğum vakit şöyle kafamı çevirip çevreme bakarım. Kimim, neredeyim, bu aldığım nefes nefes mi, yaşamak gibi bir gayem mi var? Yazdıkça bu gayenin, bu nefesin, kimliğin, mekanın ve zamanın derinleştiğini hissediyorum. Belleği zorlayan kaygısıyla tüm unutulmuşluğun en güzel eserini okudum. İlk başlarda duruldum, yoruldum, yavanlaştım. Ardından gelen sayfalarda kitaptaki hüznü hissettim. Kitabın anlatıcısının yazma kaygısını ise kendi kaygımmış gibi algılayarak 'en uzağından bir Modiano' okudum. Unutuluşlar hatırlandıkça nefes keser.
En Uzağından Unutuşun
En Uzağından UnutuşunPatrick Modiano · Can Yayınları · 2014442 okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
KENTLERİ YAKAN UÇAKLARIN GELİŞİNDEN ÖNCE Açmış zambakların seheri altındaki şu çocuklar ölürse eğer, eğer yoksul ay altındaki şu duvarlar ölürse, acı çektirmemek için bize, her şeyi gömmelisin, sessiz mezarcı.
Giderayak
GiderayakAhmet Cemal · Can Yayınları · 201745 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Madam de Prie... Kahramanımız ihtiraslı, kendini beğenmiş, gözü yükseklerde, kendisi statüsü dışındaki halkı hor gören, gururlu, kendine son derece güvenen bir kadın. Sayın Zweig, bu kadın hakkında o kadar güzel ruhsal tasvirler yapmış ki akıcı anlatımının yanında... Kendisi, kralı çok kızdırarak sürgün edilir. Paris'ten uzaklaşmak Madam de Prie'ye çok ağır gelmiştir. Gönderilirken gururdan kimseye bir şey dememiş, nasıl olsa dostlarım çok, bir şekilde yolunu açar geri dönerim diye kimseye fark ettirmeden şehri terk eder. Sanıldığı gibi Madam de Prie çok da aranmıyor. Ulaklarla ne kadar dostlarına mektup gönderse de unutulduğunu daha doğrusu aranmadığını acı bir şekilde kavrar. Bu unutuluş, ününün sönmesi kahramanımızı çok ateşlendirir. Ne kadar köyde uğraş bulmaya çalışsa da kendine yediremez ve böyle büyük hayatın sonu da büyük olsun diye düşünür. Kendisine, kendince büyük bir son hazırlar. Gösterişli bir ölüm olur. Ama ne yazık ki sandığı gibi bir etki uyandıramaz. İntihar mektubu saraya ulaştığında sadece birkaç dakika konuşulmuştur. Yavaşça söyleyeceklerimin sonuna gelirken kitaptan şu cümleleri eklemek istiyorum: Yazgısı, önemsiz olayların tozuyla dumanının altında kalmıştı. Sanırım bu kitabı bu cümle güzel bir şekilde özetliyor. kitabı okuyacak arkadaşlara şimdiden keyifli okumalar dilerim....
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,5bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
"Düz bir çakıl taşıydı bu, bir yüzü kupkuru, öteki yüzü ıslak ve çamurlu. Elim kirlenmesin diye, parmaklarımı iyice ayırmış, taşı kıyılarından tutuyordum." Santre'nin bulantıyı ilk hissettiği an.. eli kirlenmesin diye taşın kıyısından tutuyor, hayatın kıyısından tutmalıyız belki de kirlenmemek için.. Bulantı "bireyci ve toplum karşıtı” düşünceler barındıran felsefik romanlardandır.. Santre'nin ilk romanıdır, yazarı tanımak isteyen kişinin bu kitabı mutlaka okuması gerekir... Yazar, varolmanın acısını da derinden hissediyor: " Çok acı çeker mi insan..." "Şu an «ben» derken garip bir boşluk var içimde, nedir «ben?»" " Birkaç adım atıp duruyorum. Tam bir unutuluş içindeyim."  derken varoluşunu anlatır... Kitap hoştu okumak isteyenlere keyifli okumalar diliyorum ama pek keyifli değil çünkü sizi sürekli düşünmeye itiyor..
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,9bin okunma
283 syf.
·
Puan vermedi
·
92 günde okudu
Kıyıda köşede unutulmuş bir insan topluluğu:Yörükler ,nereye gitseler, ne yapsalar çaresizler.Unutulmuşlar bir kere, yok sayılıp, terk edilmişler. Halkı ve devleti tarafından üstelik bu terk ediliş, unutuluş. Terk edilen ve unutulan sadece bu insanlarda değil üstelik gelenekler, kültürler, insanlık.Bu sebeple kitabı okurken çok hüzünlendim.Bir kültürün yok oluşu, insanların kendi tarih ve kültürüne yabancılaşması, zalimle çatışırken zalim olmak ancak böyle anlatılabilirdi. Kitabı çok beğendim herkese tavsiye ederim.
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20204,984 okunma
Reklam
199 syf.
·
Puan vermedi
Tevfik Fikret, bildiğimiz üzere şiir alanında kendini ispat etmiş edebiyat sanatçılarımızdan birisi. Her ne kadar şiire yönelmiş olsa da hikâye denemeleri de mevcut olan Tevfik Fikret'in 'Senin İçin' adlı eseri bu hikâye denemelerinin toplanmış hâli. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan okuduğum bu eser, hikâyelerin günümüz
Senin İçin
Senin İçinTevfik Fikret · İş Bankası Kültür Yayınları · 2020429 okunma
243 syf.
·
Puan vermedi
Nazım'ın oyunları da şiir tadında. Öyle güzel değinmeleri var ki, perdelerin kapanmamasını ister okuyucu. Geçmiş günlere özlem, çıkarlar uğruna insanları gözden düşürme, medyanın kara propagandası, ihanet, unutuluş, entrika...hem toplumu hem bireyi doğrudan anlatıyor oyunları. Kitaptaki son oyun müzikal bir oyun. Zor koşullar altında himaye edilerek, elden ele dolaştırılarak basıma hazırlanmış kitapları zamanını da zamanımızı da çok iyi anlatıyor. Sanıyorum ki bundan sonrası için de geçerli olacak yapıdadır kitapları.
Kafatası
KafatasıNazım Hikmet Ran · Adam Yayınları · 1991300 okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yedi novelladan oluşan bir Zweig klasiğiydi. Novellalarında insan ruhunun en tenha ve mahrem yanlarına adeta bir fotoğrafçı netliğiyle ortaya koyar Zweig. Onun eserlerinde beni en çok etkileyen yan psikolojik tahlillerindeki isabetli tespitlerdir. Novellalarda aşk, tutku, karşılıksız sevilme, insan erdemleri ve zafiyetleri, ölüm ve unutuluş korkusu gibi konular işlenmiş. Her bir kahramanın bütün ruh hallerinin tanığı yapar okuru Zweig. Ruhsal fırtınalar, çelişik tutku ve düşünceler cenderesi altındaki kahramanla okuru birleştirir. Beni en çok şaşırtan şey de Stefan Zweig, yarattığı kadın kahramanlarla sanki aynileşir. Zaman zaman Zweig acaba bir hermafrodit midir, diye düşünmeden edemem. Çünkü bir erkeğin kadın duygularına bu kadar hakim oluşunu anlamakta zorlanıyorum. Çarpıcı ve sürükleyici bir eserdi, tavsiye ederim.
Karmaşık Duygular
Karmaşık DuygularStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202110,6bin okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun zaman önce Franz Kafka okumaya çalıştım. Zorlanmama rağmen bitirdiğim kitapları da oldu. Ancak hikayelerini anlamak için yorulduğumu çok iyi hatırlıyorum. O zamandan bu yana okuduğum felsefi kitapların sayısı çok olduğu için bir cesaret bu kısa kitabı aldım. ( Ancak daha önce okuduğum köpeklerin düşünmesini ve kendi aralarında
Bir Köpeğin Araştırmaları
Bir Köpeğin AraştırmalarıFranz Kafka · Can Yayınları · 20192,145 okunma
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.