Bu sene hem nitelik bakımından iyi kitaplar okudum hem de farklı alanlardan beslendim. Benim için verimli bir seneydi. Bende iz bırakan kitapları hem bütün olarak burada kaydetmek hem de ilgili okurlar ile paylaşmak istedim. Eserleri beğeni sırasına göre değil okunma sırasına göre listeledim. Okuduğum zamanlarda verdiğim puanları da dikkate aldım
"Bir tuhaflık var. Neşesi kaçmış, eğlencesi bitmiş bir ülke. Yaşamlar sadelikten uzak, insanlar nahiflikten ırak. Saflık arkasından gülünecek zafiyet, iyilik okkası on paraya düşmüş meziyet. Biliyorum bu satırları okurken derin ah çekip mutsuz, umutsuz başını öne eğen milyonlar..."
Tüyler ürpertici hikayeler... Ama yanlış oldu bu ifade, bunlar hikaye değil; dünyanın her tarafında yaşanan tarif edilemez yaşamlar. Ama burası Türkiye, müslüman ülke(!) burada böyle şeyler olmaz.
Türkiye'nin ensest ilişki başta olmak üzere çocuklara yönelik cinsel taciz, cinsel istismar ve cinsel/psikolojik şiddeti konu alan bu kitabı herkes
Dönmek, mümkün mü artık dönmek
Onca yollardan sonra
Yeniden yollara düşmek
Neresi sıla bize, neresi gurbet
Al bizi koynuna ipek yolları
Üstümüzden geçiyor gökkuşağı
Sevdalı bulutlar uçan halılar
Uzak değil dünyanın kapıları
Neresi sıla bize, neresi gurbet
Yollar bize memleket
Gitmek, mümkün mü artık gitmek
Onca yollardan sonra
Yeniden yollara düşmek
Neresi sıla bize, neresi gurbet
Rakılı akşamlar, gün batımları
Çocuk gibi ağlar yaz sarhoşları
Olmamış yaşamlar, eksik yarınlar
Hatırlatır herşey eski aşkları
Neresi sıla bize, neresi gurbet
Yollar bize memleket
Tebrikler, yeni bir can kazandın. Aşağıdaki direktifleri eksiksiz bir şekilde uygularsan hepimiz bu süreci kazasız belasız atlatırız. Şimdiden, iyi yaşamlar.
1. Öncelikle 42 (Bunu her kılavuzun başına yazmamızı istiyorlar ama daha hatırlayan çıkmadı )
2. Bundan sonra bu gün hayatında önemli bir yer tutacak. İstemesen de seni bununla birlikte
Kitap ile ilgili incelememe başlamadan önce şunu söylemek istiyorum. Eğer demokrasiye inanıyorsanız, laikliğe inanıyorsanız ya da bunlara inanıp inanmamakta sorun değil (zaten bir şeye inanmayın bence araştırın ve doğrusunu bulun.)ama tarafsız bir gözle okumanızı tavsiye ederim. Ve özellikle siyasal İslamcı bir dünya görüşüne sahip insanların
İlginç ve çok güzel su gibi akan türden bir kitaptı. Severek okudum bilgilendirici yönleri de var.
Eliza adında bir kız var, amish topluluğundan henüz 16 yaşında, kendi köyünden hiç dışarı çıkmamıs, başka yaşamlar bilmeyen masum bir kız.
Amish insanlar ;toplumdan ayrı bir yerde teknolojiden uzak kendi dinlerini, kendilerine alışagelmiş şekilde yaşadıkları bir köy var. Köyde kadınlar ve erkekler için tek çeşit kıyafet var zorunlu kıyafet yani bir takım uyulması gereken kurallar var Amish köyünde uymayanları ceza olarak köyden dışlıyorlar. Rumpsınga dönemleri var 16 yaşına gelen gençler birkaç ay köylerinden dışarı çıkıp o zamanın hayatını görüp yaşıyorlar sonra gerı evlerine geri geldikleri dönem.
Eliza 'nın da hikayesi böyle başlıyor. Rumpsınga döneminde köylerine gelen ziyaretçilerden bir kadın gazetelere tez yazıyor ve köyden gideceği zaman Eliza' yı da götürmek istiyor ailesini ikna eden Eliza bir şekilde modern hayata geçiyor, modern hayatın getirdiği farklılığı, kolaylığa hayran oluyor. Ve sonrasında gelen sırlar, bilinmeyen gerçekler çıkıyor. Daha sonrasında ögrendiği gerçeklerle yüzleşmesi onu modern hayattan soğutan sebeplerden birisi olurken, yaptığı hatalar falan köyüne geri gitmesini özlemesini sağlıyor.
Ben çok beğenerek okudum. Gerçekten böyle yaşam sürdüren insanlar varmış benı çok etkiledi o kısmı.Oldukça sürükleyici naif bir kitap. Herkes severek okuyabilir umarım okuyan herkes beğenir:)
Kitabı okurken George Orwell'ın bilinçaltının sınır tanımazlığı karşısında hayrete düşüp,özgüvenine hayranlık duymaktan kendimi alamadım.Yazarın 2.dünya savaşı sonrası kaleme aldığı romanını ;Savaşın ezici gücünün ve bilinçaltında onarılması inkânsız travmaların yazınsal izdüşümü olarak değerlendiriyorum.
1946 Ingiltere"sinde,neredeyse her
1938’de yayımlanan roman Brezilya taşrasında kuraklık felaketinin pençesindeki kuzeydoğuda yaşayan göçmen işçilerden oluşan bir ailenin iki yıllık bir süreyi içeren, kısa bölümlerden oluşan epizodik öyküsünü anlatır. “Kıraç” yazarın en önemli eseri olarak kabul ediliyor. Maalesef dilimize tek çevrilen kitabı da bu. Aile dört kişiden oluşuyor. Çok