...her şeyin üstünde bir cansızlık, her şeyin üstünde bir uzaklık, çok uzaklardan geliyor sesler, başka bir dünyanın yankıları gibi, hareketler hızını kaybetti, anlaşılmaz bir yavaşlıkla oluyor her şey, kimseyle konuşmuyorum, hiç kimseye bir şey sormuyorum, sorduklarına cevap vermiyorum, bir köşede sessizce oturuyorum, kalksam her şey büyük bir gürültüyle yıkılacak, dünya tuz buz olacak diye korkuyorum, uzağım hayattan, çok uzağım, her gün daha da uzaklaşıyorum, o kadar uzaklaşıyorum ki elimi uzatıp dokunabileceğim hiçbir şey kalmıyor, yarım kalmış bir kitap, çayını soğutan bir bardak, bir fotoğraf, kapının önünden geçen bir satıcı, telaşla birbirini kovalayan saatler, günler, geceler, birbirine karışan mevsimler, haylaz çocukların gökyüzüne ulaşan çığlıkları, şen kahkahaları, dokunamıyorum hiçbirine, göremiyorum renklerini, canlılıklarını, tarifi güç bir körlük yaşıyorum, anlamayı beceremediğim bir görmezlik...