Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Arap Yarımadası, özellikle gerek Kutsal Yerler'in bulunduğu topraklar olması, gerekse Kızıldeniz kıyısındaki anahtar konu­muyla Hicaz bölgesi Osmanlı Devleti için gerek askeri gerekse ticari açıdan büyük öneme sahipti. Yavuz Sultan Selim, her ne kadar emirlerin Memlukler idaresindeki görev ve yetkilerini ol­duğu gibi kabul etse de Medine ile Mekke'de Osmanlı muhafız­ları görevlendirilip, Cidde'ye askeri işlerden sorumlu olmak üzere bir vali atandı. Valiler, emirlerin yetki alanındaki işlere karışma­dan İstanbul'dan verilen talimatları uygulayıp, görev sahasındaki bölgenin emniyetiyle huzurunu sağlamaktan mesuldü.
Sayfa 46 - Kronik KitapKitabı okudu
Zeytinyağı piyasasını inhisar altına alan bakan mı istersiniz; karaborsacıları koruyan vali, umum müdür vesaire mi istersiniz, o devirde bunların her köşe başında size sırıttıklarını görebilirdiniz. Bu yüzden memleket öylesine bir ekonomik buhran içine düşmüştü ki, bir lokma has ekmekten, bir avuç şekerden tutun da bir kilo çiviye kadar bütün ‘zaruri havayic’ altın pahasına elde edilebilir lüks maddeler sırasına girmiş ve geçim sıkıntısı harp halinde bulunan memleketlerde bile görünmeyen bir vahamet arzetmeye başlamıştı. s. 184
Politikada 45 Yıl
Politikada 45 Yıl
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Reklam
Ne Roma Cumhuriyeti ne de Roma İmparatorluğu tarihinde, ilkini öldüren ve ikincisini doğuran Gaius Jül Sezar (MÖ 100-44) kadar önemli bir başka figür yoktur. Roma ordusunu, artık Fransa olarak bildiğimiz bir kabile koalisyonu olan Galyalılar karşısında bir dizi zafere götüren skandal bir vali ve askeri kahraman olan Sezar, MÖ 49'da memlekete yürüdü, Roma kanununu çiğnedi ve diktatör olarak devletin yönetimini ele geçirdi. Tabii kendine has sebepleri vardı ve bunların en büyüğü de onyıllara yayılan askeri fetihlerde imzası bulunan ve (Sezar'ın aksine) Roma Senatosu'nda popüler olan Büyük Pompey'le yaşadığı rekabetti.
Bu tür ukala insanlara toplumun belli kesimlerinde kimi zaman, hatta çoğu zaman rastlanır. Her şeyi bilirler. Zamanımızın bir düşünürünün dediği gibi, yaşamda ilgi duydukları daha önemli şeyler ve görüşleri olmadığından, zekâlarının, yeteneklerinin tüm ilgisi tek bir yöndedir. Gelgelelim, “her şeyi bilirler” derken burada oldukça sınırlı bir alanın kastedildiğini bilmek gerek: Falanca nerede çalışıyor, kimleri tanır, malı mülkü ne kadardır, vali olarak nerelerde görev yapmıştır, karısı kimlerdendir, ne kadar drahoma getirmiştir, kuzeni kimdir, uzak akrabaları kimlerdir, vb. vb... Hep bu çeşit şeylerle ilgilenirler.
Yavuz Sultan Selim
Anadolu da ve İran da Selim'le ilgili o kadar çok hikayeler anlatılır olmuştu ki, bunların doğrularını yanlışlarından ayırmak imkanı kalmamış. İşte, onu şehzade iken kahraman yapan, İran seferinden evvel anlatılan bir hikaye: İran'la ilgili hesabı var ya, önce memleketi tanımak gerektir diye, tebdili kıyafet Tebrize gitmiş. Ne şehzadedir ne vali, bir garip aşıktır sadece. Ama, satranç oyununda mahirdir. Şehirde birkaç gün gezip her fırsatta satranç oynayıp namının, Şah İsmail'in kulağına ulaşmasını sağlamış. Şah İsmail de satranç tutkunudur. İyi oyuncu bulur da kaçırır mı? "Bulun, alın getirin şu usta oyuncusu bir de beni yensin görelim!" der. Şah huzuruna gelen garip, fakir görünüşlü gence fazla ehemmiyet vermez amma, yenilmekten de kurtulamaz. Sıradan bir dervişe yenilmek gururunu incitse de şahlığına yakışanı yapıp bir kese altınla mükafatlandırmış iyi satranççıyı. Şehzade Selim atına binip oradan ayrılmış. Ertesi gün Şah "Getirin şu dervişi de bir daha deneyelim"demiş. İşte o zaman kopmuş dananın kuyruğu. Adamlarından biri "efendim o Şehzade Selimdi" demiş. Onu Trabzon' da görmüş olan adam burada da tanımış ama kimliğini açıklayamamış. Şah'a "öyle bir bakışları vardı ki korktum, söyleyemedim." demiş. Şehzade Selim bu gibi cüretkar atılımlarıyla padişah olmadan devletin topraklarını genişletmiş, Kars, Artvin ve Erzurum taraflarını Türkleştirmiş. (Y.Ö.)
~Diyarıbekir'in Fethi~
Mekke'nin fethinin üzerinden henüz 9 yıl, Hz. Muhammed(sav) vefatının üzerinden 7 yıl geçmişti. Halife Hz. Ömer'in yola çıkarttığı İyaz b. Ğanem ana komutasındaki Halid bin Velid emrindeki 8 bin kişilik İslam ordusu ile Kuzey Mezopotamya'ya doğru ilerliyordu. Ordunun içerisinde Sahabelerden oluşan bin kişinin üzerinde bir kuvvet
Reklam
Lagaşlı Gudea
Lagaşlı Gudea Eğer daha önce bir Sümerlinin heykelini gördüyseniz, muhteme­len MÖ 2144 civarından itibaren Lagaş'ı idare eden vali ve sosyal reformcu Gudea'ya aittir. Gudea, kadınların mülk miras almasına izin vermek de dahil olmak üzere, memleketi şehir devletinde bir dizi sosyal reforma ve inşaat projesine imza atmıştır.
Bir dünya fethi ideolojisi olan "panturancılık"tan ilham almış Osmanlı Jön Türk rejimi, Hazar geçip "Turan"ı Orta Asya'ya yaymadan önce Kafkasya'yı kontrol etmek istemekteydi. Türkiye'nin müttefiki ve bir bakıma yol göstericisi Almanya da hem varlığını hem de politikalarını Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan'da hissettirmek istemekteydi. Her ne kadar Kafkasya'da Büyük Dük Nikola'nın Mart 1917'de istifasından beri bir genel vali olmamışsa da, Türk cephesindeki Rus Ordusu'nun Kasım'a kadar bir kısım otoritesi olmuş ve bu tarihte dağılması, Rus subaylarının komutasında sadece Ermeni ve Gürcü askerleri bırakmıştı.
Sayfa 404 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Bizde eğitim sisteminin gelişimiyle ilgili en çok tartışman yapıldığı yer olan özel okullarda da hep sistem konuşulur. "Montessori mi kullanalım, Natural Approach mu" diye ha vali terimli tartışmalar yapar yöneticiler.Aslında hak ettikleri ücreti alan, öğrenciye müşteri muamelesi yapılmayan, mutlu bir atmosferde derse giren, yetkin öğretmenlerden bir ekip oluşturmayı başardığınızda olacaklara inanamazsınız."
Bir cenaze. Kırşehir'in zenginlerinden. Vali geldi. Hem iktidar hem muhalefetten vekiller geldi. İl başkanları bürokratlar geldi. Pidesi daha etli, ayranı daha kaliteli oldu. Sonra cenaze namazı kılındı. Sadece "er kişi niyetine" diyerek. Söyleyeceklerim bu kadar ...
Reklam
Arapların köleliğin kaldırılmasına karşı çıkışları
1909’da Vali Fuat Paşa, köleliği kaldırmak için bir teşebbüste bulundu, fakat kabileler onu, Mekke’den Cidde’ye giden yolu kesmekle tehdit edip plânından vazgeçmeye zorladılar.
Sayfa 15
1.500 öğeden 9,2bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.