Hz. Ali (k.v.) Efendimiz, Mısır’a vali tayin ettikleri, sahabenin ileri gelenlerinden Malik bin el, Haris ('r.a.)’a vermiş bulunduğu (Ahd-nâme) ’nin bir fıkra sında şöyle buyuruyorlar: «Güzel hareketlerinle halkın kalbindeki kin ve kötülüklerin bağlarını çöz, teb’aya iyi muamele et, kötülükleri terkle düşmanlık sebeblerini kesip at!» İmamı Ali Hazretlerinin bu sözleri, halkın hükümetten kin ve düşmanlıklarını kaldırıp yok edecek ve hepsinin tamamıyla hükümete bağlılıklarını sağlaya cak esas kaideleri Ve hükümet memurlarının güzel ahlâk sahiblerinden seçilmesi lâzım olduğunu ve memurların söz ve fiilleri birleşmedikçe hükümetin icraatının halk üzerinde tesiri görülemeyeceğini açıklamaktadır.
Meselâ Emevî Hilafeti’nin son hükümdârı olan ‘Mervan bin Muhammed zamanında durum bu merkez de idi. Çünkü bu halîfe zamanında valiler ile devlet .memurlarının tayininde güzel seçime ehemmiyet verilmezdi. Hattâ bazen bir adamı bir cariyenin tavsiyesiyle yahut takdim edilen bir hediyeye mükâfat olarak bir vilâyete vali tayin ederlerdi. Hattâ Hişam bin Abdülmelik, Cüneyd bin Abdurrahman hakkında böyle yapmıştı. Cüneyd, Hişam’m karısına kıymetli taşlarla süslü bir gerdanlık hediye edip Hişam gerdanlığı beğenmişti. Cüneyd onun gibi diğer bir gerdanlık daha hediye edince Hişam onun h. 111 (m. 729) senesinde Horasan’a vali tayin etmiştir. İşte devlet işlerini ehline tevdi’ etmemek, eğlence, zevk ve safâ ile meşgul olup hakimiyetlerini kuvvetlendirecek sebeplere itina ve ihtimamda bulunmamak yüzünden Mervan bin Muhammed zamanında Emevî hükümeti münkariz olarak Abbasîoğullarma geçmiştir.
"Tarih denizi sakin olduğu müddetçe dayanıksız kayığıyla ilerlerken kayığına bağlı halk gemisini de götüren her vali, yöneticiye gemiyi kendi çabaları hareket ettiriyormuş gibi gelmesi anlaşılır bir şeydir ama fırtına çıktığı, deniz kabardığı ve gemi kendi kendine hareket etmeye başladığı anda bu yanılgının devam etmesi imkansız hale gelir."
Muhammed, siyahiler (zenciler) arasında da dereceleme yapmış ve bazılarını bazılarına daha aşağı saymıştır; örneğin Habeşli köleleri bu kategoriye koymuştur. Enes İbn-i Mfilik'in ri vayetine dayalı bir hadisinde aynen şöyle demiştir:
"Ey Ashabım... üzerinize tayin olunan vali, başı siyah kuru üzüm gibi saçlı Habeşi bir köle olsa bile (onlara itaat ediniz)
Güya devlet düzeninin bozulmaması amacına dayalı bu hadis hükmünün anlattığı şudur ki, yönetici kim olursa olsun, onun emirlerine boyun eğmek gerekir; velev ki bu yönetici "habeş bir köle olsun". Yani habeşliyi öylesine aşağılık görmektedir ki, kamu düzeninin bozulmasını önlemek için onun emirlerine dahi boyun eğilmesini kural haline getirmeyi uygun bulmuştur.
Yaşar Kemal'in kitapları Çukurova'da haksızlığa uğrayan insanları anlatır. Bu kitabi da Çukurova'ya usulsüz çeltik ekip insanları sivrisinek belasına bulaştırma derdinde olan ağalar ile onlara kafa tutan kaykaman arasında geçer. İnsanın okudukça duygu durumunu değiştiren güzel bir kitap. Okurken bana Vali filmini hatırlattı. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar.
TenekeYaşar Kemal · Ararat Yayınevi · 19679,7bin okunma
“Büyük İskender MÖ 332’de Mısır’ı Perslerden kurtarıp generali Ptolemaios I Soter’i buraya vali atadığında Mısır’ın ana idarî dili ve Mısırlıların papirüslerine yazarken kullandıkları dil Yunanca oldu.”
Hz. Ömer, 17/638 yılında hem kendi güveni, hem de Ebu Ubeyde'nin raporunu dikkate alarak Muaviye'yi ilk idarecilik tecrübesini yaşadığı Ürdün'e vali tayin etti.
"Tekirdağ’da ise Vali Ali Yerlikaya, yazar Engin Ardıç’ın '1,5 milyar Müslümanın elinde coca-cola bardağı ile ebabil kuşlarını beklemesi soytarılıktır' tweet’ini hesabında yeniden paylaştıktan sonra katıldığı etkinlikte Coca-Cola’yı protesto etti ve 'Fanta' içti."
Aralık 2018
Yılan iğne ucu kadar da olsa bir yara alınca, sarıca karıncalar o yaraya üşüşürler. bir gün içinde yılanı yer bitiriverirler... işte ince memed yılandaki açılan bu iğne ucu kadar yaradır. ince memed abdi ağayı öldürdü, toprağını köylüye dağıttı, bu yarayı açtı. şimdi sarıca karıncalar bedene üşüştüler. ince memed ölse de yaşasa da gayri ne biz, ne de bu hükümet kolay kolay iflah olamayız. başımız dertten kurtulmaz. köylü sarıca karıncalar gibidir, akılsız, yolsuz, yordamsız. amma velakin bir yerde, iğne ucu kadar bir yara açılmasın, yer bitirirler. bizi işte bu ince memed yüzünden önce teker teker, sonra toptan yiyip bitirecekler. sizi de bizi de vali bey..."