Kitabı okuduktan sonra Peyami Safa adına derin bir üzüntü duydum.
Çünkü psikolojik tahlil dediğimiz şey bundan daha iyi yapılabilir mi bilmiyorum.
Çünkü hemen hemen her cümle için “bu cümle böyle de söylenebiliyor muymuş vay be!” dedirten bir kitap okudum.
Çünkü şimdiye kadar en çok alıntı yaptığım kitap bu kitaptı sanırım hatta bir ara tüm kitabı
California'da Monterey'in Sardalye Sokağı bir şiir, bir koku, gıcırtılı bir ses, bir ışık demeti, bir renk, bir itiyat, bir özlem, bir rüyadır. Sardalye Sokağı bir araya toplanmış, darmadağın olmuştur.
Montaigne ~ Denemeler
Herkese merhabalar
İlk defa deneme türünü okudum. İlk defa Montaigne ile tanıştım. Denemeler, “başucu kitabı” niteliğinde olan çok değerli bir eser bence. Hayatını bu kitabı yazmaya adayan Montaigne, pek çok fikrini buraya incelikle işleyerek yazmış. Aşk, kanunlar, dostluk, felsefi düşünceler, ölüm… Herkes kendinden bir şeyler bulabilir bu yazılarda.
Okurken öyle güzel farkedişler yaşadım ki bazen “vay be gerçekten çok doğru” dediğim oldu.
Çok değerli, çok etkileyici aynı zamanda da çok içten bir kitap. Ben çizmekten sayfa değiştiremedim.
Herkese tavsiye ediyorum. Mutlaka okuyun.
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,5bin okunma
Cambazın biri, eşeği yularından çekip gelmiş pazara.
Bir diğer cambaz yanaşmış yanına sormuş:
- Kaça bu eşek?
+ Bin lira!
- Aldım gitti, ver elini helalleşelim!
O sırada birkaç kişi alıcının kulağına fısıldamış: “yahu görmüyor musun, bu eşek topal. ondan ucuza verdi!”
- O eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış. Bundan dolayı topal
Tam bir Emrah Serbesçi insanımdır. Çoğu kitabını okumuş, yaşadığı olaylara rağmen ona küsmeden okumaya devam ettim. Bu kitabını da çıktığı duyar duymaz aldım nerdeyse. Baştaki Şahsi Hikayeler bölümünü daha çok beğendim. Diğer iki bölümdekilerde ise bazılarında kayboldum ay bu ne diye bazıları ise vay be aklı ne değişik çalışıyor bu adamın dedirtti. Tavsiye eder miyim belki bi değişik arayanlara olabilir.
Eskiden dağ başında bir lokma, bir hırka ile tek yaşayan keşişleri/ermişleri düşünür "vay be ne büyük insanlık"derdim. Artık benim için dünyadaki en kolay iş bu. Zor olan insanı sevmek, saymak ve birlikte yaşamak. Sorumluluklarla çevrili yaşam mücadelesinde insanla zehirlenmemek.
Ben bir insanı anlamanın zor olduğunu söylüyorum. Hiç kimse dışarıdan görüldüğü gibi değildir ve bir insanı tanımak yıllar alır.
Hatta uzun zamandır tanıdığınız, dost olduğunuz biri, bir an gelir, öyle bir iş yapar, öyle bir söz söyler ki; parmağınız ağzınızda kalır ve "Vay be, ben bu adamı tanıyamamışım demek ki" dersiniz.
Vay be, hiç bu kadar iyi bir metin okuyacağımı hiç düşünmemiştim. Benim için sıradan ve basit bir metindir diye düşünmüştüm lakin tamamen yanılmışım. Şimdi kitabımıza geçelim.
Kitap toplum içinde başarılı bir insan olan ama aslında da olmayan yalnız bir insanın psikanalizini okuyoruz. Yani aslında Zeno bir hasta ve yazdığı şeylerin ne kadar doğru
Oğuz Atay’a hayranlığım aşikar zaten.. Aslında Oğuz’un yazdıklarına dair bir şeyler söylemek bile had istiyor.. Cesaret demiyorum çünkü cesaret cahilde de bulunur.. burada bahsettiğim tam olarak bir sınır, göğe doğru uzanan bir sınıra varmakla ilgili... Tutunamayanlar’ı okurken aklımda yer alan düşünce şu olmuştu: keşke Oğuz’u yazarken izleme