Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biliyor musunuz, ben çocukken yetişkin olan hiç kimse şimdi hayatta değil. Bu durumda ben de, bir çocuk olarak, ölüyüm. Yakında bir gün, belki kırk yıl sonra, beni tanımış olan hiç kimse sağ kalmayacak. İşte o zaman gerçekten ölmüş olacağım - hiç kimsenin belleğinde varolmadığım zaman. Çok yaşlı bir insanın, bir kişiyi ya da bir grup insanı tanımış son birey oluşu üzerinde epey düşündüm. O yaşlı insan, öldüğü zaman bütün grup da ölür, yaşayan belleklerden silinir. Benim için o insanın kim olacağını merak ediyorum. Kimin ölümü beni gerçekten öldürecek?
Sayfa 223 - Remzi kitabevi
Reklam
Raja’nın Oğlu, Prenses Labam’ı Nasıl Kazandı?
Ülkenin birinde bir Raja yaşardı. Tek evladı olan oğlu, her gün avlanmaya giderdi. Bir gün annesi Rani dedi ki: “Bu üç tarafta dilediğin gibi avlanabilirsin ama şu dördüncü tarafa sakın gitme.” Kadın böyle bir uyarıda bulundu çün- kü dördüncü tarafa gittiği takdirde oğlunun güzel Prenses Labam’ın varlığından haberdar olacağını, sonra da Prenses’i
Oturmuş burada yazı yazıyordum bir anda sarjım bitti tüm yazdıklarım silindi bir daha yazılanları aynı heyecanla yazamayacağım.Ne kadar tuhaf ,her şey kayıt altında belki ileri de bu yazdıklarımı tamamen silmek isteyeceğim ama mümkün olmayabilir. Bu durumu kabullenerek yazmaya devam edeceğim. En son buraya "Sizi bir severler ölürsünüz "
Dayak kadını neden rahatlatır?
—    Bir kadın dayak yiyince neden rahatlar, hiç düşündün mü? —    Bilmem ki. —    Dayak bir çeşit ceza. Ceza kimi rahatlatır? —    Suçluyu. —    Kim demiş sana aptal diye. Zeki bir kadınsın. Evet ceza suçluyu rahatlatır. Demek sen kendini içinden hep suçladın. Suçluluk duygularından kurtulmak için de hayatın boyunca cezalandırdın kendini. Uyuşturucuların seni öldüreceğini biliyorsun. Onlar sana hem suçlarım unutturuyor hem de seni ölüme her geçen gün biraz daha yaklaştırarak cezalandırıyor. —    Geçimsiz, huysuz, lanet biri oldum. Sonra doktorun biri bu ilacı verdi bana. Üç-dört tane alınca biraz rahatlıyorum. Ama ilacı bulamazsam beter oluyorum. Sonunda İskenderun'daki işimden de attılar beni. İşte şimdi Elmas Abla'nm yarımdayım. Halime acıdı da aldı beni. Ama çalışamıyorum. Bu sıkıntı beni öldürecek. Siz buna bir çare bulabilir misiniz? —    Senin şartların galiba bu sıkıntıyı artırıyor. Başka bir çare yok mu, başka bir iş yapamaz mısın? —    Yok be Doktor Hanım. Orospuluk yapamayan başka ne iş yapabilir ki? —    Hani zor iş diyordun? —    Hem zor hem kolay. Gururun, insanlığın yok olduysa kolay. —    Demek ki senin henüz yok olmamış.
Elinden Geleni Sonuna Kadar Yapardı Beni en çok etkileyen taraflarından biri de Bekir Abinin elinden geleni sonuna kadar büyük bir inançla yapan kişiliğidir. Bu anlayış, benim de hayatımın felsefesi olmuştur! Meselâ yolunun önüne bir gün Kızılırmak çıkmıştır; atmıştır kendini ırmağa. Denizlere meydan okuyan Tarık bin Ziyad gibidir. Rize’den hava
Reklam
Can Dündar- Ödünç Hayatlar Kalırsam düşlerimi, arzularımı hep ertelemek zorunda kalacağım..Bahar bulaştı ya hayata, ağaca, suya, içimde öyle bir seyahat kımıldıyor ki, diren direnebilirsen... Yüreğim bavulunu toplamış çoktan; ruhum sırtlamış çantasını... "Uzaklar" çekiyor içimdeki seyyahın tasmasını... Marianne Faithful sanki şarkı
Davut ve Golyat
Eski Ahit'te geçen mitolojik bir hikâyenin kahramanlarıdır Davud ile Golyat (Davıd and Golıath). M.Ö. 11. yüzyılda Kenan ülkesinde, bugünkü Filistin, geçtiği rivayet edilir. Tarihler boyunca anlatıla gelen meşhur düelloya tutuşan Davud ve Golyat'ın hikâyesi aynı soydan gelen İsrailoğullarıyla Filistinlilerin savaşı sırasında yaşanır. Kral Talut
Geri126
403 öğeden 391 ile 403 arasındakiler gösteriliyor.