Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bende sığar yedi cihan / Ben bu cihana sığmazam..” - Rikkat(incelik, naziklik) ve rıfkın( yararlı olmak; yardım etmek)nuru iç âlemde söndü mü, dışarısı ol kişiye zifirî karanlık görünür." ... "Kuşlar türlü türlü uçar. İnsan kalbi türlü türlü sever. Gül türlü türlü açar. Ve mahzunlar ve mağdurlar Risâletü’t-Tayr’ın sonunda zikredilen o güzel âyeti hatırlar da serinler: ‘tıpkı uzun kanat çırpışlardan sonra kendilerini süzülmeye bırakmış kuşlar gibi..."
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lânet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri geçirmez kimseyi ateşten korumaz kelimelerim kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına uçtum ama uçuşum radarlarla izlendi gayret ettim ve sövdüm bu da geçti polis kayıtlarına. ...
Sayfa 231 - Cellâdıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki SatırlarKitabı okudu
Reklam
“Hayat gerçekten de sürprizlerle dolu bir ku­tuya benziyor. Bazen kötü sürprizler de çıkabiliyor tabii. Ama bu kutuyu açacağım zamanlarda her zaman güzel bir sürprizle karşılaşacağımı umuyorum. Er ya da geç.”
Çocukluğumda gördüğüm din dersleri bana kolaylık olsun diye iyilik yapmayı, sonuçlarından korktuğum için, kötülük yapmaktan da kaçınmayı öğretti. Tanrı karşıma cezalar ve ödüllerle çıkıyordu: Beni Cehennem’le tehdit ediyor, bana Cennet’i vaat ediyordu. Ben de korkuyor ve inanıyordum. Aradan zaman geçti. Artık ne korkuyor ne de inanıyorum. Zaten bana öyle geliyor ki şişe geçirilip ateş üstünde sonsuza dek çevrile çevrile kebap olmayı hak ediyorsam, öyle olsun. Böylelikle, sanırım iğrenç, orta tabaka turistlerle dolup taşan arafa gitmekten kurtulmuş olurum ve sonunda hak yerini bulur. Ne yalan söyleyim, sorun hak etmekse ben hak ediyorum bu cezayı. Gerçi evet, ömrümde kimseyi öldürmedim, ama öldürmek içimden gelmediği için değil, yeterli zaman ve yürek bulamadığım için. Ne pazar ayinlerine gidiyorum ne de kutsal törenlere. Komşularımın kadınlarının, çirkin olanlar dışında hemen hemen hepsini canım çekmiş olduğundan, Tanrı’nın, Musa’nın O n Emriyle bizzat kutsadığı özel mülkiyet kavramına, gizlice de olsa, saygısızlık etmiş sayılırım: “Komşunun karısına göz koymayacaksın, ne de öküzüne ve eşeğine...” Bu yetmezmiş gibi ben, tasarlayarak, hem de soğukkanlılıkla, emekçi kitlesini çoğaltmak amacı gütmeksizin sevişme eyleminde bulunmuş bir adamım. Ahrette, tensel günahlara kötü gözle bakıldığının farkındayım, ama gene de, Tanrı bilmediği şeyleri lanetliyormuş gibi geliyor bana.­
Sayfa 94
Acına karıştım...(1980 27)
Fırtınalı bir denizin ortasındaymış gibi, uzun süre şuraya buraya atılıp savrulmuş bir kişi, er ya da geç ulaşmak istediği yere varır; beş para etmez, hiçbir işte tutunamaz, hiçbir işlev yüklenemez gibi görünen bir insan, sonunda yapabileceği işi bulur, etkin olabileceğini, başlangıçta göründüğünden çok daha değişik olduğunu gösterir... Öyle,
"Sana en son yazdığımdan bu yana, yabanda hayat içinde müthiş birkaç deneyim edindim. İnsanı ezen, çok kuvvetli deneyimlerdi bunlar. Ama ben bunu her zaman hissetmişimdir. Hayatımı sürdürmek için ihtiyaç duyduğum şey bu." Aşağıda okuyacağınız üç paragraf, Ruess'in üç ayrı mektubundan alınmıştır: Hayatım boyunca yabanda yalnız bir
Sayfa 109 - Siren YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sevgili Lou'm
(...) Son olarak sevgili Lou'm, hangi varlıksan o ol! Öncelikle, insan kendini başkalarının zincirinden kurtarmakta zorlanıyor ve insan kendini bu kurtuluştan da kurtarmalı! Her birimiz zincirin verdiği hastalıktan değişik şekillerde acı çekmeliyiz, zincirleri kırdıktan sonra bile. Senin kaderine sevgiyle dolu bir bağlılıkla - çünkü sende ben umutlarımı da seviyorum. F.N
Sayfa 248Kitabı okudu
Seni, kendimi kanıtlamak için kullandım..
Sana çiçek açtırtmak! .. seni bir çiçek gibi açtırtmak istiyordum,.. Herhalde temelde ben seni hiç sevmedim, benim âşık olduğum senin ürkekliğin, narinliğindi, bana seni yorumlamak ve ifade etmek görevi yükleyen suskunluğundu. Hem de ne görev! Senin bana gereksinim duyduğunu kurdum kafamda. Sürekli yorgun oluşun, güz çiğdem gibi solgun benzin, hastalanmaya eğilimli olman, bunlar benim bilinçsiz olarak gereksinim duyduğum şeylerdi işte, kendimi daha da güçlü hissedebilmem için, korunmaya muhtaç biri gerekliydi bana. Alışılmış türden bir sevgiliye sahip olmak, anlarsın ya, öyle sağlıklı ve sıradan bir kız, kucaklanmak isteyen ve kucaklayabilen biri, hayır, bu beni korkutuyordu. Zaten içim korkuyla doluydu! Seni, kendimi kanıtlamak için kullandım. Bu yüzden de terk edemedim seni. Hiç kimsenin üstlenmediği bir görevi üstlenerek seni bir çiçek gibi açtırtmak istiyordum, böylesine yalın bir çılgınlık içindeydim. Sana çiçek açtırtmak! Kendime bu sorumluluğu yükledim - seni de hasta ettim, bu doğal, çünkü böyle bir adamın yanında neden sağlığına kavuşasın ki; benim yanımda mutsuz olacağın korkusu, senin verebileceğin herhangi bir mutluluktan daha çok bağlıyordu beni sana." .
Sayfa 128 - YKYKitabı okudu
'Oppenheimer atom bombasının babası olarak bilinir. İyi mi kötü bilemem, günah işlerken fark etmiyor zaten! Herkesin eninde sonunda bir günahı oluyor. Ama merak ediyorum bu dahi insan elbette biliyordu, çocuğunun katliamcı olacağını. Yine de devam etti büyütmeye. Yine de ölümlere, teröre, savaşa arkadaş olacak bu çocuğu yok etmedi. Acaba o da ben gibi âşık mıydı buluşuna? Ben yazıyı buldum, hikâyeleri buldum ve ben bir daha kendim için sığabilecek bir benlik bulamadım. Biliyorum bu yazı, bu düşkünlük yakacak, yıkacak gerçekliğimi. Hikâyem anlatıldığı an atom bombası etkisi yapacak sevdiklerime, hayatıma. Sırlarım tek tek yansıyacak göz aynalarında ve bir daha hiçbir şey aynı olmayacak. Hikâyelerin tekrarlardan ibaret olduğunu, bir halkada süregeldiğini söylerlerdi şimdi o halka kırılacak. Yine de devam etmeli miyim yazmaya?! Ne olursa olsun.''
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile başlarım.
1. Nün. Kaleme ve (kalem tutanların) yazdıklarına and olsun ki, 2. Sen -Rabbinin nimeti sayesinde-mecnun değilsin. 3. Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır. 4. Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin, 5. (Sen de) göreceksin, onlar da görecekler, 6. Hanginizde delilik olduğunu yakında. 7. Doğrusu Rabbin, kendi yolundan
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.