Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Tarihçi Burns bir keresinde şöyle yazmıştı: “Osagelerin bu çetin sınavdan sağlam kurtulduklarına inanmak bir akıl yanılgısıdır. Kurtarılması mümkün olan şey kurtarılmıştır ve hayatta kaldığı için kalplerimizde daha değerlidir. Giden şey değerlidir çünkü bir zamanlar olduğumuz şey oydu. Geçmişimizi ve bugünümüzü varlığımızın derinliklerinde toplayıp yarınla ​​yüzleşiriz. Biz hâlâ Osage'iz. Yaşıyoruz ve atalarımız için yaşlılığa ulaşıyoruz.”
Latif ve narin ne vardıysa içimde Hoyratça kırdı geçirdi dünya Memnunum, barışığım yine de Sabırla yeni yapraklar veririm Yüzlerce kez kırılmış dallarımdan Ve tüm acılara rağmen hala Aşığım ben bu divane dünyaya
Reklam
“ Ancak 19. yüzyılın ortalarında, endüstriyel şehirlerin büyümesi ve bir dizi kentsel ayaklanmanın ardından, sözde tehlikeli sınıflardan duyulan korkunun devletin korkusunu aşmasından sonra, ABD'de polis departmanları ortaya çıktı . Cinayetlerin ardından gayri resmi vatandaş polisliği sistemi yerinden edilmişti, ancak bunun kalıntıları özellikle coğrafya ve tarihin çeperinde hâlâ var gibi görünen yerlerde kaldı.”
Yarın zengin ve mutlu olsanız,size göklerden muazzam bir para yağsa, sıkıntı ve üzüntülü günlerinizde hoşlandığınız yoksul bir erkeği hala sever miydiniz?...
Sevmek sözcüğü solmuş dudaklarıma yakışmıyor ama yüreğim onu hâlâ hatırlıyor ve onun hatırasını asla kaybetmek istemem.
Sayfa 703 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 13.Basım, II.Cilt
Kürtajın yasadışı hale getirilmesi yolundaki çabalar, kürtaj yoluyla bir yaşa­ma son verilip verilmediğine odaklanabiliyor, ne var ki kürtajın yasadışı kılınmasının kadın cinselliği üzerinde açacağı derin yara­lara zerrece değinilmiyor. Oysa hâlâ cinsel hazzı hiç tatmamış, seksin kendileri için kayıp, tehdit, tehlike ve yok oluş anlamına geldiği kadın kuşaklarıyla yaşıyoruz.
Reklam
Türk Fırtınası diyor ki;
İnsanlık Abidesi bir ulusun ismi Türk Bir Ağa'nın Torununa Bir Sır İle Yenilen Para Ağası Uşaklığının Sonu Kültürler genelde dini sömürgeci bir ideoloji aracı yaparak hedefe koydukları toplumun içine sızar ve yerleşir. Dini parayı yöneten sömürgeci zihniyetler kullanır. İspatı da var; Vehbi Koç'un Kenan Evren'e yazdığı
Babam öldü. Onu, bir oğlun babasını sevdiği gibi seviyorum ve ölümüne hâlâ alışamadım.Ölümüyle yüzleşmeyi geciktiriyorum.
Çok tanıdık diyalog (ʘᴗʘ)
"Gözlerinizi kapatın, kızlar. Böyle bir vahşeti görmemelisiniz." Kolları hâlâ bağlı olan Blythe, kuzenine doğru eğildi ve fısıldadı: "Görünüşe göre komodinlerimizde duran kitapların yarısında ne olduğu konusunda en ufak bir fikri bile yok."
Sayfa 74 - Byron-BlytheKitabı okuyor
İslami etkinin, halkın yaşamı üzerinde ne kadar yüzeysel olduğunu bayramlar kanıtlamaktadır. Hristiyan kilise takvimi, Müslümanlar tarafından kutlanıyordu." Eski Pers bayramlarını, özellikle de Pers tanrısı Mithras'a adanmış Mihrican Bayramı'nı ve günümüzde hâlâ yaygın olarak kutlanan Nevruz'u unutmamak gerekir. Ancak Mez, kısmen haklıdır çünkü "İslami etki"den bahsetmek gerçekle pek örtüşmüyor.
Reklam
Türk Fırtınası diyor ki;
FENERBAHÇE'Yİ KULLANARAK ALGI DEĞİŞTİRMEYE KALKAN DENSİZLİĞE İNSANLIK AHLAKINI YAŞATAN BİR TÜRK'ÜN YANITLARI Bu yazı ile bugün yeryüzü yerinden oynayacak üzerinde insan olarak yaşayanlar silkinip kendine gelecek. ilmi sır gereğidir. Görülen lüzum üzerine yaşattıklarını sırayla yaşatan ahlakın ihtiyaç duyulan yeni tokat yanıtlarını
Savaşı anlamıyorum, .........,tıpkı cepheden geri getirdikleri yüzlerce insan gibi çıldırmak zorundayım. Ve bu beni korkutmuyor. Aklını yitirmek bana saygıdeğer bir şey gibi geliyor tıpkı nöbetçinin görev yerinde can vermesi gibi. Ama beklemek deliliğin yavaş yavaş ve önüne geçilemez biçimde yaklaşması, muazzam ölçülerde bir şeyin uçurumdan aşağı düşmekte olduğu hissi, bin parçaya ayrılan düşüncenin verdiği katlanılmaz acı... Kalbim sağırlaştı ve öldü, yeni bir hayat yok ona, ama düşünce halâ canlı, bir zamanlar Samson gibi kuvvetli ama şimdi çocuk gibi savunmasız ve zayıf olsa da hala mücadeleci...
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Akıllı kişi, nefsine hakim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Zavallı kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine uyan ve buna rağmen hâla Allah'tan (iyilik) temenni edendir."
Sayfa 23 - Tirmizî, İbn MaceKitabı okuyor
Az önce "ben" 7 Haziran 1913 günü öğle vakitlerinde fayton kiraladığımı yazdım. Fakat bunda bile bir belirsizlik var. Üzerinden henüz dört ay geçmiş olmasına rağmen çoktandır, o 7 Haziran günündeki ben, ben değilim. Hâlbuki hala o zamanki evdeyim. O "ben"in yazı masasının başında onun kalemiyle ve onun kendi elleriyle yazıyorum. O zamanki "ben"den tam da bu yaşananlar yüzünden tüm bağlarımı kopardım. Artık onu dışardan oldukça yabancı ve soğuk biri olarak görüyorum.
“Ernest Jones, Freud’un kadınların psikolojisini erkeklerinkinden daha gizemli bulduğunu söyler. Bir keresinde Freud’un Marie Bonaparte’a söylediği sözü şöyle alıntılar: “Hiçbir zaman yanıtlanmamış ve kadın ruhunu otuz yıldır araştırmama karşın hâlâ yanıtlayamamışolduğum soru şudur: “Bir kadın ne ister?”
Sayfa 119 - Say yayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.