Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hollanda' daki Arnhem kolonisinde her yetişkin dişi, kin tutan erkekler üzerinde iyileştirici bir rol oynar. Ger­çek kavgalar patlak vermek üzereyken ve erkekler taşlarla silahlanmışken, dişiler gidip erkeklerin ellerini açmakta ve nazikçe silahları ellerinden almaktadır. Anlaşmazlıkların çözülmesinde ve çatışmanın önlenmesinde* dişiler yol göstericidir… / Bu noktadan yola çıkarak şempanzelerin sıçan olmadığı­nı söyleyebiliriz: Kalabalık ortamlarda daha arkadaş canlısı olmaya gayret ederler, tartışmalara aracılık ederler ve kibar davranırlar. Dişiler testosteronun delirttiği erkekleri sakinleştirme konusunda çok kritik bir rol oynarlar. Bu, bir tü­rün belli davranışlarına bakarak diğer bir türün (özellikle de türler birbirleriyle yakından bağlantılı değilse) benzer davranışlarına anlam yakıştırmanın yanlış olduğunu gösteren önemli bir derstir. insanlar sıçanlardan çok şempanzelere yakın olduklarına göre kadınlar politikada nüfuslarıyla orantılı boyutta rol alsaydı nasıl olurdu diye düşünmekten kendimizi alamayız.
say yayınlarıKitabı okuyor
İnsanlar ve olaylar bizi mutsuz edemez. Aksine, biz onların bizi mutsuz edebileceğine inanarak kendimizi mutsuz ederiz.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Kuşeyri (rh.a) der ki: ''Gece şu (üç) kesim içindir: Bir: Günahlardan kurtulmayı isteyen ve Allah'a tevbeye yönelen âsiler. İki: Yüksek derece sahipleri. Bunlar ibadette çok çalışan, hayırlarda yarışanlardır. Üç: İnsanlar gaflet içinde bulundukları vakitte sevgilileriyle baş başa kalıp onunla konuşanlar.''
Sayfa 106 - karınca polen
Gece namazında, yaradan ile baş başa konuşma vardır. Dolayısıyla gece namazını kılan kişiye Allah'la baş başa kalma ve baş başa konuşma bağışlanmıştır. İnsanlar bu hususta mertebelerine göre farklılık gösterirler. En yüksek mertebedeki Rasûlullah'tır; Zira hiç kimseye verilmeyen ona verilir.
Sayfa 105 - karınca polen
Insan ırkının benzerliği, doğru davranışlarda olduğu kadar yanlış davranışlarda da göze çarpar. Tüm insanlar hazzın tuzağına düşürülür, haz kötü davranışlara çeken bir cazibe olsa da yine de doğal iyilikle benzerlik gösterir, çünkü geçici mutluluğuyla keyif verir. Bu nedenle zihinsel bir hatadan ötürü yararlı bir şey olarak benimsenir, benzer bir cehaletten ötürü doğanın bozulması olarak görülen ölümden kaçınırken, bizi icine doğduğumuz durumda tuttuğu için yaşamın peşinden koşulur ve acı hem kendi yakıcılığı yüzünden hem de doğamızım yıkımı ondan kaynaklanıyor gibi göründüğünden, haz en büyük kötülüklerden biri olarak kabul edilir. Onur ve saygınlık arasındaki benzerlik nedeniyle, onurlandırılanlar mutlu, saygın olmayanlarsa sefil görünür. Kaygı, mutluluk, arzular ve korkular herkesin zihninden eşit derecede geçer ve farklı insanların farklı inançları olması, köpeklere ve kedilere tapan insanları etkileyen hurafenin diğer ırkları etkileyenle aynı olmadığı anlamına gelmez. Dostluğu, cömertliği, minnettar bir aklı ve yapılan iyilikleri unutmayanı kim sevmez? Hangi millet kibirli, kötülük yapan, zalim veya nankör insanları hor görmez ve onlardan nefret etmez? Bütün bunlardan, tüm insan ırkının birbirine bağlı olduğu anlaşılabilir ve ortaya çıkan nihai sonuç, doğru yaşam tarzının anlaşılmasının, tüm insanları daha iyi insanlar yapacak olmasıdır.
Şu an kısaca bahsettiğim konular önemli. Ancak felsefi tartışmanın konusu olan hiçbir şey, adalet için doğduğumuzu ve adaletin fikirle değil doğayla sağlandığını açıkça anlamaktan daha değerli değil. İnsanlar arasındaki ottak bağları incelerseniz, bunu net bir şekilde görürsünüz. Hiçbir şeyin diğerine, biz insanlar arasındaki benzerlik kadar büyük benzerliği ve yakınlığı yoktur. Eğer bozulmuş alışkanlıklar ve yanlış fikirler zayıf zihinleri çarpıtıp onları yoldan saptırmasa, hiç kimse kendisi gibi olmaz, tüm insanlar aynı olurdu. Dolayısıyla, bir insan için kabul edilen tanım, tüm insanlar için aynı derecede geçerlidir. Bu da tür içerisinde hiçbir farklılığın olmadığının yeterli bir kanıtıdır; eğer farklılık olsaydı, hepsi için tek bir tanım geçerli olmazdı. Özellikle, sayesinde hayvanlardan üstün olduğumuz, onun aracılığıyla çıkarımlar yapabildiğimiz, yargılara varabildiğimiz, başkalarının fikirlerini çürütebildiğimiz, tartışmalar ve gösteriler yapabildiğimiz tek şey olan akıl, herkeste ortaktır, her ne kadar bilginin özellikleri farklılık gösterse de tüm akılların öğrenme kapasiteleri aynıdır. Aynı şeyler duyular tarafından kavranır ve daha önce bahsettiğim, zihne etki eden anlama ilkeleri, tüm insanlara benzer şekilde etki eder ve zihnin yorumlayıcım olan dil, sözcükler bakımından farklı olabilir ama tikirlerde aynıdır. Kimse yoktur ki bir kılavuz yardımmyla erdeme ulaşamamış olsun.
Reklam
Yaşadığı çevreye duyarsız, beşerî ve tabii çevrelerinden kopartılmış insanlar olarak bir bakıma sürgünde gibi yaşıyoruz büyük şehirlerde.
Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. İncelik, yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti.
Dikkat edin ! Psikolojik işkence uygulayan insanlar sosyalleşmenize, kendinizi iyi hissetmenize, bir şeyler başarmanıza, mutlu olmanıza, başkalarıyla kaliteli vakit geçirmenize izin vermezler.
Sayfa 143Kitabı okudu
Toplum hasta, çünkü biz insanlar kaderimizin ken­di elimizde olduğu varsayımına uygun davranıyoruz. Karşımıza çıkan meselelerde çözümü yine o işi mesele hâline getirenden bekliyoruz. Kendimizi "müstağni" saymasak bile, kendi istiğnasından güç alarak hareket edenlerle birlikte yaşamayı reddetmiyoruz. Onlarla birlikte hareket ediyoruz. Dost bildiklerimize pratik çareler öneriyoruz. Onlara hakkı ve sabrı tavsiye etmi­yoruz. Çünkü dostlarımız bizden pratik çareler bekli­ yor ve nedense sabrı artıracak, hakkın yolunu genişle­tecek bilgiye sahipmiş gibi davranıyorlar.
Reklam
Tanrı'ya göre her şey güzel, iyi ve adildir, ancak insanlar bazı şeylerin adil olduğunu, bazı şeylerin de adil olmadığını varsayar.
Ölüm önemli değildir, nasıl olsa gelir. Ölümsüzlük önemli değildir, nasıl olsa gelmez. Önemli olan mutlu verimli olmaktır bu evrende. Eğer becerirseniz mutluluk ve verim size gelir, becerirseniz üretirsiniz onu, beceremezseniz hiçbir şeyiniz yok demektir. Tek mesele olmak ya da olmamak değildir, nasıl “olduğunuz” da önemlidir.
Sayfa 252Kitabı okudu
Nice denklemi çözmek mümkündür matematikte ancak sayıya gelmeyen ana baba değişkenleri yüzünden, nice aile içi problem, yıllarca çözülmeden asılı kalır evlerin tavanında.
Sayfa 238Kitabı okudu
Geçmiş..
O zamanlar içimdeki çocuk daha özgür, daha cesurdu. Dünya bu kadar soğuk değildi. Herkes yüreğiyle gülerdi birbirine. İnsan sesinden medet umulurdu. Eşyalar bir salgın hastalığa dönmemişti. Pencerelerin önünden başlardı gökyüzü ve toprak. Paylaşarak büyütürdü insanlar bir hazzı; paylaşarak yenerlerdi yalnızlığı. Kimse geri çekilerek tartmazdı ağırlığını. Kimsenin önemi zenginliğinden gelmezdi. İnsanın zenginliği güzelliğiydi.
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2014Kitabı okuyor
İnsanlar karıştırıyor işleri. Masal anlatmasınlar bize. Ölüm mahkûmu için "Topluma borcunu ödeyecek," demesinler, "Kafası kesilecek," desinler. Hiç önemli değilmiş gibi görünüyor. Ama ufak bir ayrım var arada. Hem sonra, yazgılarının gözünün içine bakmayı yeğ tutan insanlar da vardır.
Sayfa 48 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.