Ben bundan yıllar önce bir şeyler yapmak ya da bir şeyleri hayata geçirmek için her şeyin yolunda gitmesini beklerdim. Sağlığımın yerinde olmasını, sevdiklerimin yanımda olmasını, keyfimin yerinde olmasını, icraata geçecek maddi durumumun yerinde olmasını, evrenin tüm karanlığını yutmuş gibi bencil insanların benden uzak olmasını, evimin toplu olmasını, çayımın demli olmasını, karnımın tok ve sırtımın pek olmasını, mevsimin hep bahar olmasını, kafamın üzerinde gümüş martılar uçmasını…. Uzun süre de bekledim. Bu sırada gözlerimin kenarları kırıştı, saçlarıma aklar düştü, ellerimin üzerinde yaşlılık lekeleri oluştu ve her şey daha da kötüye gitmeye başladı. Sonra böyle bir anın hiçbir zaman gelmediğini ya da gelmeyeceğini fark ettim. Mutlaka bir şeyler istediğim gibi olmadı, olmuyordu da. Bunu anladıktan sonra o meşhur Çin atasözünü bilgisayarımın üzerine, dolabımın kapağına, sınıftaki masamın çekmecesine yapıştırdım, “Bir ağaç dikmek için en iyi zaman bundan 20 yıl önceydi. En iyi ikinci zamansa şimdi!”