Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
XVII. yüzyıl ortasında Nakşbendilik, Kürt coğrafyasında, özellikle Anadolu'nun orta ve doğusunda, Irak ve İran'ın doğu bölgelerinde yaygındı. Nakşbendi tarikatının etkin olduğu bu bölgelerdeki altı vilayetin hemen hemen bütünü Kürtlerin yaşadığı kentlerdi. Bu bölgelerin Kürt olmayan nüfusunun arasında ise Nakşibendiliğin dışındaki tarikatlar yaygındı. Bu yüzyılda Nakşibendilik Anadolu'nun doğusunda, Irak ve İran'ın batısında altı bölgede yaygındır. Bu bölgelerin tümünde de Kürtler yaşamaktadır. Kürtlerin yaşamadığı bölgelerde ise Nakşibendiliğin dışındaki tarikatların tesiri söz konusudur. İran Kürt Coğrafyasında Nākşi tarikatı özellikle bu tarikatın önemli kollarından olan Ahrariyye'nin kurucu piri olan Ubeydullah Ahrar (ö. 895/1490) halifeleri tarafından yayıldı. İran'ın Kürt nüfusunun yoğun olarak bulunduğu Urmiye bölgesinde her dönemde büyük mutasavvıflar yetişmiş ve birçok tarikat bu bölgede hizmet vermiştir. Aynı zamanda Urmiye'de yetişen mutasavvıflar, diğer Kürt coğrafyalarında tasavvuf ve tarikatlar bünyesinde hizmetler vermişlerdir. Bu bölgedeki şeyhler, Osmanlı yönetiminde daha ra- hat bir şekilde kendi faaliyetlerini icra etmişlerdir.
Sayfa 90 - NûbiharKitabı okudu
Ahkaf Suresi
15.Ayet Biz insana, anne ve babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu (karnında) zahmetle taşıdı ve onu zahmetle doğurdu. Onun (ana karnında) taşınması ile sütten kesilmesi otuz aydır... DİPNOT Gebeliğin en az müddeti altı aydır ve sütten kesilme iki yıldır. Böylece âyette geçtiği üzere hepsi 30 aydır. Eğer hamilelik dokuz ay olursa
Reklam
hangi meslek olursa olsun, başarıda mutlaka rekabet öğesinin de bulunduğu doğrudur; yalnız, saygı sadece başarıya değil, başarıyı sağlayan kusur­ suzluğa ve mükemmelliğe de gösterilir. Bir bilim inşam para kazanır ya da kazanmayabilir; ama kazandığında, kazanma­ dığında olduğundan daha fazla bir saygı görmediğine şüphe yoktur.
Namazda Kendisine Sunulan Şey;
•İbn Büreyde, babasından (ra) rivayetle: Kendisi,Resalullah (sas) makamda namaz kılarken Onunla (sas) beraber orada bulunan kırk iki sahabiden birisidir. Bu sahabiler Peygamber'in (sas) arkasına oturmuş,O'nu (sas) bekliyorlardi. Resulullah (sas) namazı kılınca bir şey almak ister gibi kendisi ile Kabenin arasında öne doğru uzandı. Sonra ashâbına döndü. Onlar da ayaklandılar. Eli ile oturmaları için işaret etti ve tekrar oturdular. Ardından buyurdu ki: "Namazımı bitirdiğimde bir şey almak istiyormuşum gibi kendimle Kâbe arasına öne doğru uzandığım gördünüz." Sahâbiler: "Evet, Ya Resulullah!" dediler. Devam etti: "Cennet bana gösterildi. Onun içinde bulunanların başka bir misalini hiç görmedim. Önümden bir salkım üzüm geçti,hoşuma gitti. Almak için atıldım ama yetişemedim,gerisinde kaldım. Eğer onu alsaydım aranızda dağıtırdım,böylece cennet meyvesi yemiş olurdunuz. İyi bilin ki kem'e (meyvesi] göze şifadır. Acve ise cennet meyvesidir. iyi bilin ki tuzda bulunan bu siyah taneler ölüm dışında tüm dertlere devadır." (Ahmed b.Hanbel)
Sayfa 324 - 2.ciltKitabı okudu
i
iktitâl: (a.i.) birbirini öldürme. iktivâ': (a.i.) hek. dağlama, dağlanma, kızgın demirle, cehennem taşıyla vücûdun bir yerine dağ vurma. ilhân: (f.i.) [eskiden] Moğol hükümdarlarına verilen unvan. imtinâ': (a.i. men'den) 1. çekinme, geri durma. 2. imkânsızlık, olamayış. imtirâ': (a.i.) 1. şüphe etme, şüphelenme. 2. tereddüt, kararsızlık.inhimâk (a.i.) ahmak gibi görünme. inhimâk: (a.i.c. inhimâkât) bir şeyin üzerine fazla düşme, ziyâde düşkünlük. insâf: (a.i.) 1. merhamete, vicdana veya mantığa dayanan adalet. intibâh: (a.i.) pişme.intiâz (a.i.) 1. kuvvetlenmekıvama gelme. 2. kalkma. intibâh: (a.i.) 1. uyanma, uyanıklık. 2. gözaçıklığı. 3. sinirlerin ve uzuvlann harekete gelmesi, uyanması. îrâ': (a.i.) 1. iyilikte bulunma. 2. çakmaktan ateş çıkma, parlama. i'râ': (a.i.) soyma, çıplak bırakma. ismet: (a.i.) 1. ma'sumluk, günahsızlık, temizlik. 2. haramdan, namusa dokunur hallerden çekinme. 3. erkek ve kadın adı. ispergam: (f.i.) bot. fesleğen. (bkz: isperhem). isperhem: (f.i.) fesleğen, (bkz. ispergam). [Arapçası "daymurân" dır]. istâre: (f.i.) yıldız, (bkz: kevkeb, necm, sitâre). işâ-eyn: (a.i.c.) akşam ile yatsı zamanları.ittirâ' (a.i.) solma.
Ömer (ra) bir şey yediği zaman 7 veya 9 lokma yerdi
Sayfa 53
Reklam
Abdullah b. Ömer (ra) şöyle der: "Öyle zamanlar yaşadık ki aramızdan hiçbiri,müslüman kardeşinden daha çok altın ve gümüşe sahip olmayı düşünmedi..." Bu söz bize,ashabın cömertlik ve kardeşini kendine tercih konusunda nasıl davrandığını göstermektedir.
Heysemi,Kandehlevi,Hayatüs-Sahabe,3/80Kitabı okudu
Dünyanın kısalığı;
• Abdullah b. Ömer' den (ra) rivayetle: Kendisi Arafat vakfesindeydi. Bir kalkan gibi duran,batıya doğru harekete geçmiş güneşe baktı ve ağladı. Ağlaması gittikçe şiddetlendi. Yanındaki adam ona: "Ey Ebu Abdurrahman! Defalarca benimle vakfe yaptın,şimdi neden böyle yapıyorsun?" diye sordu. Dedi ki: "Resalullah'ı (sas) hatırladım. O da benim bulunduğum bu yerde vakfe yaparken: 'Geçip giden zamana nispetle dünyanızın ömrü,şu gününüzün geçen kısmına oranla geride kalan kısım kadardır:"buyurdu. (Ahmed b. Hanbel)
Sayfa 294 - 2.ciltKitabı okudu
Kåbe tüm putlardan temizlenir, o anda Efendimiz (sas) Kabe'nin içinde namaz kılar. O namazı bize anlatan da Bilâl (ra) olur.49 Hz. Bilál'in. Efendimiz'den (sas) bize naklettiği hadis sayısı 44 tanedir.s Bunlardan iki tanesi Buhârî'de, diğerleri ise diğer hadis kitaplarında nakledilmekte dir. Buhârî'nin naklettiği iki hadisten biri işte o namazı anlattığı rivayettir, diğeri ise Hz. Bilâl’in cennetle müjdelendiği rivayettir. Hz. Bilâl (ra) diyor ki: "Efendimiz (sas) bir sabah namazı sonrası cemaate döndü ve dedi ki: 'Ey Bilal! Bu gece rüyamda cenneti gördüm. Ben yürürken önümde yü rüyen birinin ayak seslerini işittim. Sordum Cebraiľe: ‘Bu ayak sesleri kimin?' diye. Cebrail dedi ki: ‘Ya Resûlullah! O ayak sesleri Bilål'in dir.' Böylece uyandım. Söyle bakalım, ne yaptın ki Allah bana böyle bir rüyagösterereksenin cennettekikonumundanbenihaberdareyledi?"Hz.Bilål bu sözleri duyunca konuşmaya takati kalmadı: "Bir özelliğim yok. Arkadaşlarım nasılsa ben de öyleyim!” dedi. Ama Efendimiz (sas) israr etti: "Hayır, vardır bir özellik. Olmazsa Allah niye sadece sana bu ikramda bulunsun?"Israrlar çoğalınca Bilál dedi ki: “Ya Resûlullah! Benim olsa olsa şu özelliğim vardır: Hiçbir zaman abdestsiz gezmem, her abdest aldiğımda da şükür olsun diye iki rekât nafile namaz kılarım. Bun dan başka da bir özelliğim, farklılığım yok." dedi. Efendimiz (sas) buyur dular ki: "İşte budur, işte sana cenneti kazandırtan amel budur!"
Sayfa 218Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.