Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Kimi de şöyle diyebilir : “ Felaket belki de hiç gelmeyecek ?” Ama sen şöyle de “ Ne olurmuş yani gelirse ? Hangimiz yeneriz , göreceğiz o zaman !” Belki de bu benim yararıma ve bu ölüm yaşamıma onur verecek . Balaban zehri Sokrates ‘ i yüceltti ; Cato ‘ ya özgürlüğü sağlayan hançeri al elinden , ününün büyük bir parçasından yoksun edersin onu
Reklam
Ey Allah'ım yer ve gökleri yaratan sensin. Sen; mertebeleri yücelten, bereketleri artıransın. Çeşitli dillerin kelimeleri sana niyaz eder. Her yaratık senden hacet diler. Ey yüce Rabbim! Benim de hacetim; cesedimin çürüyüp yok olduğu, yakınlarımın beni unuttuğu demde beni unutmaman, beni bırakmamandır. Allah'ım sözlerimi duyan sensin.
Yürüyor güzellikle, sanki gecesi Bulutsuz iklimlerin ve yıldızlı göklerin, Karanlığın ve aydınlığın en güzeli Buluşur onun duruşunda ve gözlerinde. Seninle uyuyup seninle uyanıyorum, Ama yine de yoksun sen; Kollarımı senin düşüncelerinle doldurdum, Ve boşluğa sarıldım. İzin verme hisseden yüreğinin, Beni hasta hissetmesine; Kader belki yanında olur senin, Derken korkuların döner gerçeğe.
"Çoktandır yoksun ama Yinede bağlıyım sana İhanet gibi geliyor Gözlerimi kaldırıp da bakmak bir başkasın yoksa ne olur bahanem sen dönüp de ellerin neredeydi diye sorduğunda..." -sadık
Sayfa 36
Henüz yolumuz kesişmemiş olabilir başka Yollarda geziniyor olabiliriz. Belki de karşıma hiç çıkmayacaksın ve biz diye bir şey olmayacak. Belki de yüzünü ezberleyeceğim. Bazen düşününce anlam veremiyorum, sarılmamız gereken bu kadar konu varken sen hâlâ neden yoksun? Uzaktan sevmekti bizimkisi... Birimiz kafeste, birimiz son nefesteydi sanki... Yaklaşamamak, yaklaştığında dokunamamak, dokunsan bile yanına alamamak. Bizimkisi aşkın duran haliydi. Ben sana durdum, saatleri sana kurdum. Gülüşümü gelişine sakladım, gelişini belki son nefesime...
Reklam
çoktandır yoksun ama yine de bağlıyım sana ihanet gibi geliyor gözlerimi kaldırıp da bakmak bir başkasına yoksa ne olur bahanem sen dönüp de ellerin neredeydi diye sorduğunda -Sadık
Bir An'da kalakaldık ama zaman işliyor.
Ve yoksun sen de Ama yürüyoruz hâlâ Her adımda daha da büyüyor hüzün Biraz daha açılıyor mesafe Ama buluşuyoruz yine de seninle Gecenin suskunluğunda
çoktandır yoksun ama yine de bağlıyım sana ihanet gibi geliyor gözlerimi kaldırıp da bakmak bir başkasına yoksa ne olur bahanem sen dönüp de ellerin neredeydi diye sorduğunda
Allah
"Tövbe de oğul, O'nsuz bir yol mu olur?" "O'nsuz bir yol olur muymuş; hıh!.. O'nun yolları var idiyse bunca yolsuzluk neden? O'nun yolları var idiyse bir çocuğun yetim kalması, haydi yetim kaldı, babasından yoksun büyümesi neden? O'nun sana gösterdiği yol da küçük bir çocuk, babasının yürüyüşüne engel mi olurdu? O'nun yolları var idiyse bir çocuğun içine koyduğu sevgiyl babasının içine neden koymadı? Ve sen, çaresiz, korumasız bir çocuğu barındıracak yollar tükenmiş miydi ki beni savurup attın başından?"
Reklam
Dipsiz Testi
“Beni dinlersen Üsküdar’a gitme İbrahim’i görme şiir yazma Şu herkesin bildiği düzlük Bu deli alacası çayır Ardıç kuşu türkülü Sokak Senin için değil Sen yoksun Çevrende kimseler yok Zengin de olsan Yoksulluğun gitmez .”
Sayfa 12
DİPSİZ TESTİ Beni dinlersen Üsküdar'a gitme İbrahim'i görme şiir yazma Şu herkesin bildiği düzlük Bu deli alacası çayır Ardıç kuşu türkülü sokak Senin için değil Sen yoksun Çevrende kimseler yok Zengin de olsan Yoksulluğun gitmez
Çoktandır yoksun ama Yine de bağlıyım sana İhanet gibi geliyor Gözlerimi kaldırıp da Bakmak bir başkasına Yoksa ne olur bahanem Sen dönüp de Ellerin neredeydi diye sorduğunda
Hafız Mahmut'un Vaazı Önce hafif hafif âyet ve hadisten bahsederek, ulu'l-emre itaat faslından başladı. Yani bununla demek istiyordu ki 'burada bir işgal devleti var, bunun emir ve yasalarına itaat etmek bizim şu kitabımızda yazar'. Elindeki kitap mıdır, defter midir, onu halka gösterdi. İkinci ana hatta şöyle başladı ve
Kitaplarını elinden düşürmediği Kürt kökenli büyük bir yazarın yürüdüğünü görmüş, koşup elini öpmüş ve ona "Yaşar Amca, bizim de Kürtler olarak dilimiz, edebiyatımız, tarihimiz yok mu?" Yazar elini omuzuna koyarak " Heri!"demişti Olmaz mı? Elbette var Ahmed-i Hani, Ciğerhun, Feqiye Teyran, hangisini sayayım." "O zaman bize niye, sen yoksun diyorlar?"
Sayfa 254
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.