Düşüncenin eteği gözle görülür kıymetlere bağlı kaldıkça, insanoğlu aklın kuvvet ve tasarrufu fezâlarında olup biteni nasıl tecessüs edebilir?
Desem ki: Ben ortada bir sebepten başka bir şey değilim. Buna kimi, nasıl inandırabilirim? Yediğimiz bir lokma ekmeği, içtiğimiz bir yudum suyu kana çeviren uzviyet gibi, gönlüme gizlice yol bulan bir aşk lokmasının da, bu gönülde feryatlara, göz yaşlarına, ızdıraplara, zevklere döndüğünü anlatabilir miyim?
Evet dostlarım, ziyanı yok, beni anlamayın... Ama şuna inanın, şunu bilin ki, herkesin bir zafer için geldiği bu meydana, ben sâde ona yenilmek için gönderildim.