BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Elhamdülillahi rabbil âlemin. Essaletu vesselemu alâ rasulilleh.
Besmele, hamdele ve salveleden sonra, incelememize geçiyoruz inşallah.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu kitap Okuduğum en güzel kitaplardan biridir.
Tabii ki her kitap güzeldir ama bu kitap ayrı bir güzeldir. Bu kitabı tavsiye ediyorum.
KİMLERE TAVSİYE
Edmond iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geriye dönüp söyleyebilsem söylerdim. Edmond derdim, her ihanet sevgiyle başlar.
Huzursuzluğun kitabı epeydir bekler beni kitaplığımın rafında. Hani belki de 3 yıldır falan. O zamanlar nasıl cesaret ettim aldım bunu şu an hayret ediyorum. Hatırlıyorum o günlerimi de kitaplığında belki yarısı bile okunmamış 20 kitap olan bir adamdım. Her halde duydum bir yerlerden. Varoluş sancıları çekiyoruz o zamanlar.
Eline aldığın her kitabın o kütüphaneye katılmasının farklı bir hikâyesi var. Kimi ölen bir yazardan imzalı, kimi lisede gazete kuponundan, kimi artık hayatında olmayan birinden... Zor iş vesselam kitaplık düzenlemek! Durup düşündüren, alıp götüren...
Eselamûaleykûm 🤚
Öncelikle Şeriat bilindiği üzere şuan İranda uygulandığı gibi bir yönetim şekli değildir!
Şeriat, Allah'ın Müslümanlar'a halkı ve ülkeyi yönetim sistemi için uygulamalarını emrettiği kanunlardır.
Sevgili peygamberimiz ﷺ bize nasıl yürüyeceğimizi, nasıl konuşacağımızı, insanlara karşı nasıl davranacağımızı öğretmişken
çabuk sar yaralarını
sanma ki muafsın
yeni acılardan ..
gece bana yetmiyor
kaçacak deliği yok dünyanın
ışık hiç çığlık atar mı bilmem
ama ben duyuyorum
kulağımı sağır edecek yeryüzünde gördüklerim
***
"Muhammed her zaman Evangelizm'in (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O, insanı tanrı saymıyor ve kendini de tanrı ile bir tutmuyor. Müslümanların ALLAH'tan başka ilâhı yoktur ve Muhammed O'nun Peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur."
"Benim için Muhammedilik, haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese
Bazı kardeşlerim bana "Abla nasil Risale-i Nurlarla tanıştın diye sualde bulunmuş bende buna seve seve cevap vermek isterim.
Elcevap; üniversite 2. Sınıf'ın vize haftasında iken o günkü sınava çalışmak üzere okul kütüphanesine gitmiştim. Sürekli olarak çalıştığım bir yer vardi her zamanki gibi oraya gittim. Masanın üstünde
" Dert anlatacak birini bulmak da başka derttir vesselâm "
Ne de güzel söylemiş yazar. Cümleyi okuyunca, döndüm döndüm baktım sağıma soluma. Yok.. yok.. Artık derdini deşeceğin, gözün arkada kalmadan, hüznünü hatta sevincini paylaşacağın birileri yok. Ya da bakın etrafınıza bir elin beş parmağı kadar etmez.
Her şeyler arttı çoğaldı, hep bi'üst modelleri çıktı, leveller atladı, uzaylara çıkıldı Ay'lara gidildi gelindi. Ama insan azaldı, vicdan azaldı, merhamet azaldı, empati azaldı... azaldı.. azaldı.. azaldı.. Kendi kendimize ağlar, kahkaha atar, çalar oynar olduk. Bırakın sokakta gördüğümüz çöp karıştıranlara üzülmeyi, burnumuzun dibindekileri bile görmez olduk..
Her öykü muazzamdı. Hepsi birbirinden farklı duyguma nüfuz etti. Melda; yalnızlığa küfrettirdi. Rasim abi; acılara karşı gülümsetti. Taner; gerçeklerle yüzleştirdi. Deniz; geçmişe döndürdü. Jülide; şaşkına çevirdi. Ahh! Saraylı; ciğerime işledi. Ayşen aşkı ( en çok sana üzüldüm çocuk) veee Selim. Seni hiç unutmayacağım çünkü sen " Güzelsin anne. Gördüğüm en güzel kadınsın.." dedin ya, annen hatırlamayacak bile olsa..
Velhasıl, nasıl bittiğini anlayamadığım neden bu kadar az bu kitap diye hayıflandığım muazzam bir kitap oldu benim için.
Rasim Abi'nin lafı ile bitirmek istedim;
" Takma lan. Bir geldik bir gidiyoruz, gerisi yalan. "
Hiç...
1) GOGOL' UN RAHATSIZLIĞI VE BUNUN ÖLÜ CANLAR KİTABIYLA BAĞLANTISI
Gogol'un "Manik depresif psikoz" diğer adıyla "Bipolar bozukluk" adındaki bir hastalığı vardı. Bu hastalığın gerek akademik gerek sosyal hayatı ne kadar ciddi bir biçimde etkilediğini hepimiz biliriz. Gogol da bu hastalıktan çok çekti; Manik