Yazarın okuduğum bu ikinci kitabında,kendine has yazım şekline biraz alışmış gibi oldum diyebilirim.nokta,virgül ve noktalı virgül dışında her hangi bir işaret kullanmayışı,diyaloglarda kimin konuştuğunu belirtmeyişi,satır başı ve parağraf başlarını çok nadir kullanması artık yazılacak şeyler değil.bunlar yazarın kendine has uslubu. Belkide yazar, bu özelliğinden dolayı nobel edebiyat ödülü almıştır.Kitaba gelince,yazar, kardeş katili Kabil'i,zaman ve mekan gözetmeksizin,kutsal kitaplarda anlatılan,bir çok önemli olayın içine direk veya gözlemci olarak dahil ederek,bu olayları, kendi bakış açısına göre, masalımsı bir hava da; ve bunu yaparken de yine aralara çok ince mesajlar yerleştirerek anlatıyor.Özellikle dramatik olayların olmasında tanrının sorumluluğunu sorgulaması toplumun büyük kesimince rahatsız edici olarak karşılansa da ,bu durumun yazarın tamamen kendi düşüncesinin yansıması olduğunu unutmamak gerekir. kitap ayrıca yazarın son kitabı olması bakımından da ayrı bir özellik taşımaktadır.