Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
378 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
"Yelena, beni çileden çıkardığın oldu. Başıma dert açtın ve seni tanıdığımdan bu yana iki kez canını almayı düşündüm." Valek'in kulağımın dibinde hissettiğim sıcak nefesi içimi ürpertiyordu. "Fakat derimin altına girdin ve kanıma karışıp kalbimi ele geçirdin." Tek söyleyebildiğim "Bir insandan değil, zehirden bahsediyormuş
Zehir Ustası
Zehir UstasıMaria V. Snyder · DEX Yayınları · 2012230 okunma
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Reklam
412 syf.
10/10 puan verdi
·
188 günde okudu
Teknolojik Sosyalliğin Pençeside Homo Sapiens
Hiç aklımda yoktu inceleme yazmak ama şimdi görünce kitapla ilgili aklıma bir şey geldi. Zaten aşırı ünlü bir kitap olduğu ve bu zamana kadar bir kamyon dolusu incelemesi yapıldığı için lafı çok uzatmadan, şahsi olarak kitapta can sıkan yere odaklanacağım. Bu kitapta öyle bir bölüm var ki kafanızı açmaktan ziyade kapatıyor. Bahsettiğim bölüm
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,6bin okunma
Bırak yahu Murathan bu Can Yücel ayaklarını...
Pdf
“Caminin avlusunda bekliyorduk. Namaz kılınınca Karacaahmet Mezarlığı’na gidecektik. O ara, arkadaşlardan biri ‘Yusuf, Can ağabey gitmek istiyor… Üsküdar’a kadar arabayla bırak da gel…’ diye seslendi. Can ağabey yavaş yavaş Doğancılar’dan aşağı doğru gidiyordu. Onu arabaya aldım, yola koyulduk. Şaşırdım. ‘Yahu ağabey, merak ettim, mezarlığa niye gelmedin?’ diye sorunca ‘İnsan arkadaşını gömer mi yahu?’ diye karşılık verdi.” Üsküdar Meydanı’na inince bir meyhaneye oturur Can Yücel ve o gün kadim dostu İhsan Yüce için kaldırır kadehini. Ekmek şarap sen ve ben bir de sabahın dördü dışarda kar odamız ılık gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe ...
Markopaşa · 3 Şubat 1947 · Sayı: 9 Markopaşa'nın bu sayısı ile kadroya Rıfat Ilgaz da katılmış olmalıdır. Ilgaz, Boğazlayan Ortaokulunda hastalanmış, 2 Ocak 1947'de İstanbul Validebağı Sanatoryumuna gelmişti. Kendi anlatımıyla Boğazlayan Ortaokulundaki görevine başladıktan (2 Kasım 0946'da atanmıştı) bir-iki ay sonra Markopaşa'ya katıldı
Reklam
NASİHATÇİLER Bizim memleketin en çok yetiştirdiği nesnelerden biri de söz adamıdır, lâf adamıdır. Mübarek bir türlü karaborsaya da düşmez. Böylelerine her yerde, her zaman rastlamak kabildir. Bunlardan birisine selâm verdin mi, seni hemen yolun ortasında durdurur. İşin vardır, gücün vardır. Fakat ne çare seni bırakmaz ki.. Hem senden yaşlı
Bütün Alıntılar
Kolları Baglı Doğanlarınız "Siz bilmezsiniz oğul. Sizin büyük dedeniz kuşçuydu. Çok iri doğan kuş- ları besler büyütürdü. Kanca gagalı, yeşil cam gözlü, iri pençeli avcı kuşlarını kolundan indirmezdi hiç. De- deniz silah taşımazdı. Atı vardı, iyi biniciydi. 'Kaçanı kaçanla, uçanı uçanla yakalamak gerek,' derdi. Kara, marsık
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.