“Hiç efendim hiç, rahmetli peder geldi aklıma. Altmış yaşında para kazanma hırsıyla kitap okumaya başlamıştı. Beşeriyet böyledir, tabiatımızda bu var, menfaatçi bir türüz. Mevzubahis para olunca yapamayacağımız şey yok. Hayatında kitap okumamış babamın elinden Goethe, Balzac, Tanpınar, Woolf kitapları düşmüyordu. Zaten ilk kalp krizini Dalgalar'ı okurken geçirmişti” Başını üzüntüyle iki yana sallayarak “Dikkatli olmalıydım,” diyor.
“Ne için?”
“1996 senesinde Ulysses'i okuyacağım diye tutturdu, niye olacak! Üç kere okudu kitabı ama hiçbir şey anlamamıştı. Bırak kitabı yahu, zaten kimse anlamıyor dediğimde oralı oImadı. Nihayet bir gece koynunda Ulysess ile can verdi. James Joyce ve çevirmen Nevzat Erkmen hakkında suç duyurusunda bulundum ama kimse kâle almadı. Kanımca bilinç akışı tekniğini evrensel bir suç olarak tanımlamalıyız. İki kişi anlıyor diye doksan sekiz insanın canını tehlikeye atmaya ne hacet! Değil mi ama?”