Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu
Yalın Roman
Sigarasını küllüğe bastırdı. 'Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?'
Sayfa 72 - Bay C.Kitabı okudu
Reklam
Annem var olmuştu; bir şeyler oluyordu; hiçbir şey olamamıştı. (Belirli biri üzerine yazılanlar kuşkusuz belirsizdir biraz, yine de yalnızca annemin belki de tuhaf, bir ke­relik bir öyküde belki de bir kerelik oynadığı başrolü aşan genellemeler benim dışımda birini ilgilendirebi­lir, apansız son bulan değişken bir yaşam öyküsünün yalın bir yeniden anlatımı ise, aşırı bir beklenti olurdu. Ancak bu soyutlamalarla dilselleştirmelerdeki tehlike de, kendi başlarına buyruk olmaya duydukları eğilim kuşkusuz. Yola çıktıkları insanı bırakıp unutu­yorlar çünkü sonra tümcelerle deyimlerin düşlerde görülen imgeler gibi zincirleme etkileşimi, bireysel bir yaşamın varlığını ancak yazma nedeni olarak sürdürebildiği bir yazın şöleni. Bu iki tehlike -ilkin yalın yeniden anlatım ve sonra bireyin şiirsel tümcelerin ardında acı duymadan kayboluşu-, her tümceyle dengeyi yitirmekten kork­tuğum için yazmayı yavaşlatıyorlar. Evet, her yazınsal uğraş için geçerlidir bu, hele gerçek olguların uydur­maya yer bırakmayacak denli güçlü oldukları böylesi bir durumda. Başlangıçta olgulardan yola çıkıp onlara uygun dilselleştirmeler arıyordum bu yüzden. Ardından, dilselleştirmelerin peşinde, olgulardan uzaklaştığıını gördüm. Artık olguları bir yana bırakıp toplumun ortak dil dağarcığında elimin altında hazır bekleyen, dilsel biçimlerden yola çıkıyor, annemin yaşamında bunlara uyanları ele alıyordum; çünkü yaşamda hiç­bir şey ifade etmeyen olayların arasında yayımlanma­ya can atanlar, arama sonunda bulunmamış bir dilin, bir kamu dilinin içinden seçilip ayıklanabilir ancak. ...)
Düşünce Tarihi; düşünürlerin zaman,mekan,dil ve kültür ögelerinden bağımsız matematiksel bir uzayda ürettikleri metinlerin yalın bir tahkiyesinden ibaret değildir.
Sayfa 4 - İLEM
Yaşam hakkını elinden alma tabiri, Kalp atışlarını durdurmaktan İbaret değildir dostum. Beyaz kefene sarılı, Toprağa gömülü ceset hiç değil kastım. Kültürel, inançsal ve siyasal Değerlerini kaybeden de ölmüştür!
Herkes yalın yazsın demiyorum. Ama kimilerine yalınlık yakışıyor. Kimilerinin de yalınlığa gereksinimi oluyor. Zaten bugün konuştuğumuz Türkçe adamakıllı yalın bir dil.
Reklam
“İncire ve zeytine andolsun ki” diye başlıyor Kuran’daki Tîn suresi, “biz insanı en güzel biçimde yarattık.” Allah incir üstüne yemin etmiş yani. Yaradan’ın yarattıklarının adıyla yemin etmiş olması, muhteşem bir dil eğretilemesi. Cebrail’in değil de insanın sesiyle konuşuyor Allah. Bütün âlemleri kaplayan insan sesiyle inciri anıyor. Sana
296 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.