Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Aslında kendime karşı utanç duymamı gerektiren belli bir şey de yok,” dedi. “Hiçbir şey. İçimi dökmek için konuştuğumu da sanmayın. Ama insanlığı düşününce rahatım kaçıyor.” Taptaze bir vicdanı olmasını istiyordu -kendisi böyle diyordu: Taptaze, öyle bir vicdan ki her zaman yerine getirmekte olduğu görevlerinin dışında başka sorumluluklar,
Sayfa 29 - Helikopter Yayınları
Kendi yaratılışıma uyarak, üstelik aşırılığa bile kaçarak, bütün insanları hemşerim sayıyorum. Ama Sokrates söyledi diye değil. Bir Polonyalıyı tıpkı bir Fransız gibi kucaklıyorum, dünya ile akrabalığımı kendi ulusumla akrabalığımın üstünde tutuyorum. Doğduğum yerin o kadar düşkünü değilim. Kendi düşüncemle vardığım yeni bilgiler, bana yalnız esintilerle edindiğim hazır ve gelişigüzel bilgilerden daha değerli gelir. Kendi kazandığımız temiz dostluklar nerde, iklim ve kan dolayısı ile bağlı olduğumuz dostluklar nerde? Doğa bizi özgür ve bağımsız yaratmış, bizse tutup kendimizi olmadık çemberler içine hapsediyoruz.
Reklam
"Şahsen bana bir zararı dokunmasa bile, hiçbir kötülüğe göz yummamam gerekir. Yeryüzünde yalnız değilim çünkü. Diyelim ki hakarete uğradım bugün ve karşılık vermedim dahası gülüp geçtim, diyelim ki beni yaralamadı... Ama yarın, gücünü üzerimde deneyen saldırgan, bir başkasına da el kaldırır. İşte bunun içindir ki insanlar arasında ayrım yapmak, yüreğimi pek tutmak ve bunlar benim kardeşlerim, şunlar değil, demek gerek... Bu doğrudur, ama doğru da olsa hoş değil işte!"
Sayfa 98 - Küçükrusyalı AndreyKitabı okudu
Gitgide alışıyorum sana.... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin... Yanımda olduğun zamanlar; Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşün ki ben yaşamaya bile
Everest Yayınları
Acı Hikaye
Kaçırılan bir çocuğa dair ... Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken, “Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek yan çizme eğilimini belli edince karısının, “Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane, güzel bir Türkçeyle
Sayfa 163 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
Alışkanlık
Gitgide alışıyorum sana.... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin... Yanımda olduğun zamanlar; sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşün ki ben yaşamaya bile
Reklam
"Artık hiçbir şeyden korkmuyorum. Geçmişim, geleceğim kalmadı. Özgür ve yapayalnızım... Hayır artık değilim. YALNIZ DEĞİLİM. Camille var! Epeşim, özbenliğim, bir ömür önce yaşamış kendim, bir replikam var. Benim acılarımı çekmiş, benim soğuğumda donmuş, benim yangınımda yanmış Camille'im var. Elleri titriyor, dudakları titriyor. Kendi hayatını mı okudu? Bir insan aynı ömrü iki kez yaşayabilir mi? Şimdi onu otuz yıl bir çile daha mı bekliyor? Ama Camille sırasını savdı. Ona bunu bir kez daha yapamaz. YAPAMAZ! Camille'in avucunda ısıttığı minnacık, dünyadan gizlenen yüreği şimdi onun elinde. Mary Sarah McCillop, Rahibe Nancy, kitabı kapatıp yüreğinin üstüne bastırıyor. Bu dünyada olmasa bile, öte dünyalarda, başka bir yerlerde Camille var olmalı. Yalnızlık bitti!"
Sayfa 238 - EverestKitabı okudu
Anarşist Banker – Fernando Pessoa
Akşam yemeğimizi sona erdirmiştik. Karşımda arkadaşım olan, o büyük tüccar ve ünlü üçkâğıtçı banker oturuyordu. Sağlığını düşünmeyen biriymişçesine purosunu tüttürüyordu. Sohbetimiz artık tutukluk yapmaya başlamıştı ki sonunda tamamen kesiliverdi. Şansıma güvenip sohbeti yeniden başlatmak istedim, bunun için aklıma gelen en iyi ilk fikri
Tefrika YayınlarıKitabı okudu
Kaybolan Anne
1900’lerin başında, İngiltere’de yaşayan dul bir kadın ve yetişkin kızı uzun ve yorucu bir Güneydoğu Asya tatilinden dönüş yolunda son durakları olan Manş Denizi kenarındaki küçük Fransız kenti Trouville’e sabahın erken saatlerinde ulaşmışlardı. Buradaki bir otelde gün boyunca dinlenip ertesi gün kendilerini İngiltere’ye götürecek olan
Yabancı Yayınları
ayet İstanbul Boğazından, son padişahla son şehzadesini alarak uzaklaştı.Hiçbir şey kalmadı geriye.Bir büyük boşluk kaldı geriye.Bir de bütün bunları, bulutların ufuk üzerinde koştuğu güz akşamları, kıyıya iyice yanaşan masal gemilerinin gölgelerine bakarak ve dahi o gölgeleri kendisi gibi görebilecek başkalarının varlığını da vehmederek dalgalara
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.