Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı şarkılar Gurur yapma, ara ve özlediğini söyle der gibi...
Sayfa 120Kitabı okudu
Sonra bir bakıyorsun, hep yanında olacağını söyleyenlerin, yara izleri duruyor kalbinde.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Ben yalnızım. Olabildiğince de yalnız olmaya çalışıyorum. Şimdi yalnızca “yalnız olanların” delirmediği günleri yaşıyoruz...
Sayfa 262 - Epub
*Zoru sevdiğini söyleyenlerin, gitmek kadar kolay bir yola başvurması ne garip.*
hoşçakallarda, arkasında yokluğun: yalnızca yer değiştirmek isteyen renk bu, kaplamak, yutmak, ele geçirmek, uzaklıklar koymak. Yalnızım, köhne maddeler arasında, yağıyor üstüme beni andıran yağmur, beni andıran çılgınlığıyla, yapyalnız ölü dünyada yağdıkça geri çevrilen, direngen bir biçimi olmadan.
Sayfa 30
Reklam
218 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Beyaz Geceler'de Sen ve Ben
Merhabalarr Antalya tatilimden dönerken otobüste Dostoyevski'nin Beyaz Geceler kitabını dinledim bugün. Bu kitabın incelemesini yapmam gerekiyordu çünkü bu değerli yazarın bu güzel eserini biraz detaylandırmak gerekiyordu. Öncelikle beyaz gecenin ne olduğunu öğrendim küçük bir araştırmayla. St. Petersburg’da yılın belli aylarında (Mayıs-
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,8bin okunma
Erkekler ve kadınlar - hem hiç de çaresiz ve yoksul olmayan, başarılı, sağlıklı, iyi giyimli, yürürken ışıltı­ lar saçan insanlar - ta derinlerinde çalkantılar yaşarlar. Sonsuza dek yitirmiş oldukları kişilere - ölmüş ya da yanlarında olmayan anne ve babalara, eşlere, çocuklara, arkadaşlara - seslenirler: "Seni tekrar görmek istiyorum." "Sevgini istiyorum." "Benimle gurur duyduğunu bilmek istiyorum." "Seni sevdiğimi ve bunu sana hiç söylemediğim için ne kadar pişman olduğumu bilmeni istiyorum." "Dönmeni istiyorum - öyle yalnızım ki." "Hiç yaşamadığım çocukluğumu istiyorum." "Sağlıklı olmak, yeniden genç olmak istiyorum. Sevilmek, sayılmak istiyorum. Yaşamımın bir anlamı olsun istiyorum. Bir şey başarmak istiyorum. Umursanmak, önemli olmak, anımsanmak istiyorum." Ne çok istek. Ne çok özlem. Ve ne çok acı, yüzeye ne kadar yakın, yalnızca birkaç dakika derinde. Yazgı acısı. Varoluş acısı. Hep orada olan, yaşam zarının hemen altında sürekli uğuldayan acı. Ulaşılması böylesine kolay olan acı. Pek çok şey - basit bir grup alıştırması, birkaç dakikalık derin düşünce, bir sanat yapıtı, bir vaaz, kişisel bir kriz, bir kayıp - bize en derindeki isteklerimizin hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğini anımsatır: genç kalmak, yaşlanmayı durdurmak, yitirdiğimiz insanların dönmesi, ebedi aşkı bulmak, himaye edilmek, anlam ve önem kazanmak, ölümsüzlüğe kavuşmak. Ne zaman ki bu ulaşılmaz istekler tüm yaşamımıza egemen olur, o zaman yardım almak için aileye, dostlara, dine - bazen de psikoterapistlere- yöneliriz.
-Yaşama uğraşı,
Kalabalıklarımda… unutmuş gibi yapsam da; buralara "yalnız" gelmiş olan… ve biraz dolaşıp gidecek… bir "yalnızım ben" … yalnızca. Özgür irademin... seçimlerinin sonuçları... olumlu da olsa, olumsuz da... özgürlüğümün müebbetine… mahkumum ben.
"Sizler değilim ben," diye kestim sözünü. "Ben yalnızım. Olabildiğince de yalnız olmaya çalışıyorum. Şimdi yalnızca yalnız olanların delirmediği günleri yaşıyoruz."
Reklam
Ve ne çok acı, yüzeye ne kadar yakın, yalnızca birkaç dakika derinde...
Şöyle bir sahne düşünün: birbirlerini tanımayan üç dört yüz kişiye çift çift ayrılmaları ve eşlerine şu bir tek soruyu tekrar tekrar sormaları söyleniyor: “Ne istiyorsun?” Daha basit bir şey olabilir mi? Masum bir soru ve onun yanıtı. […] Çoğu kez birkaç dakika içinde oda yoğun bir heyecanla sarsılır. […] Ta derinlerinde çalkantılar yaşarlar. […] Ölmüş ya da yanlarında olmayan anne ve babalara, eşlere, çocuklara, arkadaşlara seslenirler: “Seni tekrar görmek istiyorum.” “Sevgini istiyorum.” “Benimle gurur duyduğunu bilmek istiyorum.” “Seni sevdiğimi ve bunu sana hiç söylemediğim için ne kadar pişman olduğumu bilmeni istiyorum.” “Benimle gurur duyduğunu bilmek istiyorum.” “Dönmeni istiyorum – öyle yalnızım ki.” “Hiç yaşamadığım çocukluğumu istiyorum.” “Bir şey başarmak istiyorum.” […] Ne çok istek. Ne çok özlem. Ve ne çok acı, yüzeye ne kadar yakın, yalnızca birkaç dakika derinde. Yazgı acısı. Varoluş acısı. Hep orada olan, yaşam zarının hemen altında sürekli uğuldayan acı. Ulaşılması böylesine kolay olan acı.
Sayfa 11 - Remzi Kitabevi
Vazgeçilmez olduğunu sandığın için terkettim!
Sayfa 49 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Değerinin Farkına Var
"Asıl mutluluk, karşılık beklemeden sevmektir... Sadece masumca sevebilmek..."
Sayfa 181 - Destek YayınlarıKitabı okudu
1.280 öğeden 1.261 ile 1.275 arasındakiler gösteriliyor.