Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hep korkarım sevdiklerime, yakınlarıma, arkadaşlarıma da müdahale etmek zorunda kalırsam diye. Bir gün birbirimizin önüne gelirsek diye bazen gözlerimiz dolar. Geliriz de; kurtaramayız, hiçbir çaba işe yaramaz, geriye yalnızca hafızamızdaki görüntüler, içimizdeki sızı ve kaybolmayan o korku kalır. Ve her denk gelişte birileri kendi ölümünü düşünür
"Kitaplar işe yaramaz. İnsanın can yoldaşına ihtiyacı var. İnsan çıldırır kimsesi yoksa. Kim olduğu önemli değil. Yeter ki seninle olsun. Bak, dinle beni," diye bağırdı kendini tutamayıp; "insan çok yalnız kalırsa tozutur, hasta olur sonunda!"
Reklam
Boş(kendime)
Bazı şeylere tutunup bir kaç gün sonra umursuz olabiliyorum. O zaman dönüp eski notlarıma baktığımda o kadar da umutsuz vaka olmadığımı düşünüyorum. Yargılanmak güç geliyor artık, dayanılmaz. Peki beni dünya üstünde tutan ne? İnancım mı, sevdiklerim mi, hedeflerim mi? Ne inancım güçlü, ne geleceğe yönelik adımlarım, ne de sevildiğinden emin oluyorum. Gitme isteğime neden olan şey de ne zulüm mü, acı mı, keder mi, işe yaramaz fazlalığım mı? Güzellik algısına takılıp yetenek havuzunda boğulmam fakat diğerleri yürüyor dikenli yollarda, acısının güç kattığını söylüyor, kandırıyor kendince. Sahi, yüzsüz sevgi bekleyişim, keskin sert bakan gözlerimin altında yatan çocukta kim? Bu soruları ne zaman cevaplayacağım? Yoksa bazı şeyler gizli mi kalmalı?
Övgüler olsun sana, ey sonsuz gece, Övgüler sana, sonsuz uyku. Gerçi bizi ısıtan, gün ışığı oldu, Ve uzun kederlerdi solduran. Yitirdik yabandan aldığımız zevkleri, Şimdi istediğimiz, babamızın evi. Ne yapalım bu dünyada Sevgimizle ve sadakatimizle. Esirgenmekte eskisi, O halde işimize yaramaz yenisi. Her kim ki bağlıdır eski zamanlara körü körüne, Sadece yalnızlık ve keder düşer hissesine. O eski zamanlar ki, duyular parlak, Yüksek alevlerin içinde yanmaktaydı, İnsanoğlu henüz yeni tanımaktaydı Babanın ellerini ve çehresini, Ve kimileri de budalaca bir gururla Ona benzetmekteydi kendini. O eski zamanlar ki, köhne ağaç gövdeleri Hala çiçekleriyle övünmekteydiler, Ve çocuklar, cennetin uğruna Acıyı ve ölümü istemekteydiler. Haz ve yaşam dile gelse bile, Kimi yürek de kırılmaktaydı aşkın hüznüyle. O eski zamanlar ki, gençliğin ateşine Kaptırmıştı kendini Tanrı bile Ve aşk uğruna erken bir ölüme ..
Her kim ki bir kitabı sahibinden çalar; ödünç alır ve geri vermez, kitap elinde yılan olsun, onu paralasın. Her yanına inme insin, tüm uzuvları işe yaramaz olsun. acılar içinde kıvransın, merhamet gösterilmesi için yalvarır olsun, acıları can verene değin dinmesin. Kitap kurtları kemirsin bağırsaklarını, hiç dinmeyen bir vicdan azabıyla yansın. Ve nihayet edebi cezasını çekmeye giderken, cehennemin alevleri yutsun onu.
Kitaplar bir halta yaramaz. İnsanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister. Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan yalnız kaldı mı, hastalanır.
Sayfa 223
Reklam
İnsan kendini bile bir imge ile anımsar.
“İnsan kendini bile bir imge ile anımsar. Yani sabah kendimizle nasıl karşılaştığımızı anımsayın. Böyle yavaş yavaş o sisli, uykulu havanın içinden kendimizi, kim olduğumuzu bile, kendimize ait bir imge ile anımsıyoruz. Oysa tabii unutma ve hatırlama üstüne de konuşurken söylemiştim, söze nasıl başladığımızı da bir zaman sonra unuturuz, bilemeyiz. O yüzden, ben gençliğimden beri bir söyleşiye giderken hemen hemen hiçbir hazırlık yapmam. Çünkü işe yaramaz. Bunu gayet iyi öğrendim.” (alıntı)
- "Bugün yılın herkesin başkalarına, bu başkaları kim olursa olsun, yüce gönüllü davrandığı günlerinden biri," dedim, "Zengin yoksulu hatırlar, güçlü zayıfa gönül indirir." - "Evet, doğru, fakat" diyerek dönüp yüzüme baktı ve "Zenginin bu geçici merhameti yoksula daha çok acı verir. Ve güçlünün geçici duygudaşlığı da, zayıfa kendi üstünlüğünü hatırlatmaktan başka bir işe yaramaz."
Kim demiş yakanşlar işe yaramaz diye? Öte yandan, işe yaradıklarını kim söylemiş? Tanrıları getiriyor u m gözü­ mün önüne, Olympos'ta aylak aylak dolaşıyorlar, ellerinin altında küplerce şarap, taslar dolusu leziz yiyecekler, ya­ nan kemiklerle yağiann kokusunda eğlenirken eline oyun­ cak diye sakat bir kedi geçirmiş on yaşındaki yaramaz ço­ cuklardan hiç farkları yok, zamanları da bol. "Hangi yaka­ rışa kulak versek bugün?" diyor biri ötekine. "Hadi zar ata­ lım! Bu umut olsun, bu da acı, sırası gelmişken, karavide kılığında aşın ilişki kurmuş şu kadının yaşamını altüst et­ menin zamanı da geldi!" Galiba canlan sıkıldığı için ha bi­ re oyunlar türetiyorlar.
İşe yaramaz fesat insan kimdir? Her oturduğu mecliste kim ne yapmış, kim ne konuşmuş, kimin hataları olmuş onu insanlara rapor eden insandır. Bu tipolojiler, kitap okumazlar, okuyanları eleştirirler, başarılı olmazlar, olanları eleştirirler. Davet yapmayı beceremezler, davet yapanları dilleriyle zehirlerler. İşte bunlar virüs gibidir önce hayatınıza girerler bir kuluçka dönemi yaşarlar sizleri tanımak için daha sonra bütün zehirlerini ve pisliklerini hem ruhunuza hem hayatınıza yayarlar. Kendinizi virüslerden korumak için mü'minlerden ayrılmayın, ayrılmayın ki bağışıklık sisteminiz bu virüsler tarafından çökertilmesin. Hasenat/Psikorukye
Reklam
"Kitaplar işe yaramaz. İnsanın can yoldaşına ihtiyacı var." Sızlanırcasına, "İnsan çıldırır kimsesi yoksa," dedi. "Kim olduğu önemli hiç önemli değil. Yeter ki seninle olsun. Bak, dinle beni," diye bağırdı kendini tutamayıp; "insan çok yalnız kalırsa tozutur, hasta olur sonunda!"
Crooks yumuşak sesle konuşmaya başladı, “Bak belki böyle anlarsın. George'u tanıyorsun. Geri döneceğini de biliyorsun. Ama ya kimsen olmasaydı? Siyahsın diye, barakaya girip kâğıt oynamana hak tanımasalardı? Ne yapardın o zaman? Burada oturup kendi kendine kitap okumak zorunda kalsaydın? Ortalık kararana kadar nal oynardın tabii. Ama ondan sonra kitap okumak zorundasın. Kitaplar işe yaramaz. İnsanın can yoldaşına ihtiyacı var.” Sızlanırcasına, “İnsan çıldırır kimsesi yoksa” dedi. “Kim olduğu hiç önemli değil. Yeter ki seninle olsun. Bak, dinle beni” diye bağırdı kendini tutamayıp; “insan çok yalnız kalırsa tozutur, hasta olur sonunda!”
Hani aşinayız deriz hepimiz o duygusal ıssızlığa Boş bir yatağın yatak odasında yarattığı burukluğa Açık kalmış kepenkler çarpar durur pencere duvarlarına Yerlerde darmadağın uçuşurken evvel zaman mektupları İşe yaramaz nesneler yerli yerinde öylesine kalakalmışlar Tek başlarına akıl almaz bir düşe dalmışlar Kim kendini seyreder ki yarın bu aynada Kim okur artık bu evi bu garip kitapta
Ve bu yalnızlık günümüzün en büyük hastalığı haline gelmiş durumda
"Kitaplar bir halta yaramaz. İnsanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister." İnler gibi devam etti. "Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır."
“Kitaplar işe yaramaz. İnsanın can yoldaşına ihtiyacı var.” Sızlanırcasına, “İnsan çıldırır kimsesi yoksa,” dedi. Kim olduğu hiç önemli değil. Yeter ki seninle olsun. İnsan çok yalnız kalırsa tozutur, hasta olur sonunda.
Sayfa 75 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.