Toplum Ürünü Birey Yapısı
Çünkü bu tür bir değişim kişiliğin diğer yönlerinden soyutlanmış olarak gerçekleştirilemez. Üstelik insan davranışlarında ikiyüzlülüğü pekiştirici kuralların hâlâ geçerli olduğu toplumlarda bireylerin bir benlik bütünlüğüne ulaşması söz konusu olamaz. Bir başka deyişle, çağdaş dünyanın gerçekleriyle ve kendi tarihsel mirasını uzlaştırıcı bir yaşam felsefesi geliştirememiş toplumların, kronolojik yaşıyla orantılı olarak olgunlaşmış bireyler üretebilmelerini beklemek bir ütopyadır!
Sayfa 141 - MetisKitabı okudu
Wooden'in başarı anlayışı, yaşam felsefesi, değerler bilinci ve liderlik anlayışı kendine özgü ve etkileyicidir. "Başarı bir duygudur," der. "Bu duygunun kaynağı nedir?" diye sorulduğunda ise, "Yapabileceğinin en iyisini yapmaya gayret ettiğini bilmektir," diye açıklar.
Sayfa 292Kitabı okudu
Pierre Perret'nin şarkısında olduğu gibi, kuşların kafesini açmak mı gerekir? Tehlikeli olma pahasına özgür bir yaşam mı yoksa sınırlı olsa da güvenli bir yaşam mı daha iyidir? Bedeli ödenecek bir özgürlük mü yoksa süslü bir hapishane mi?
Kafesinin kapağı açılan kanaryanın hikâyesi meşhurdur. Önce keyifle kanat çırpar kanarya ama derken paniğe kapılır ve çok geçmeden çabucak kafese geri dönüp tanıdığı küçük dünyasına kavuşur.
Sayfa 73Kitabı okudu
Sakura, meyve vermeyen bir tür kiraz ağacının çiçeğidir. Güzelliklerinin yanı sıra sakura çiçeklerininJapon kültüründe derin anlamları vardır. Sakuralar Japonya’da baharın müjdecisi olsa da bir yandan da en güzel oldukları anda dallarından düşmeye başlarlar. Bu nedenle Kapon felsefesi ve edebiyatında sakura, yaşam ve ölümün birlikteliğini, mükemmel güzelliğin yanı sıra kısa ömürlü güzelliği de ifade eder.
Sayfa 58Kitabı okudu
Özgür insanın en az düşündüğü şey ölümdür; onun felsefesi ölüm üzerine değil, yaşam üzerine bir tefekkürdür.
Sayfa 66Kitabı okudu
Günümüz dünyasında insanların hareketsiz bir yaşam sürmesi giderek artıyor. Bunun önüne geçmemizin bir çözümü var;çocuklarımıza spor alışkanlığı kazandırmamız gerekiyor.
Bunun da yolu Beden Eğitimi Ve Spor dersinden geçiyor. İlkokullardaki Beden Eğitimi derslerine Beden Eğitimi öğretmenlerinin girmesi gerekiyor ilk aşamada,çünkü ağaç yaşken eğilir.
Burada sportif becelerin temeli atıldıktan sonra,yetenekleri ölçüsünde gerekli yönlendirmeler yapılarak, yeteneği ve ilgisi ölçüsünde spor branşına yönlendirilmeleri sağlanmalıdır.
Ortaokul derslerinde ders saatlerinin sayısı artırılarak ilkokullarda aldığı spor ve fiziksel eğitiminide ortaokulda devam ettirerek bunu hem bir yaşam felsefesi haline getirmesi yönüne hem de ülkemiz adına temsilci olması yönüne katkı sağlamamız gerekiyor.
Şunuda gözden kaçırmamız gerekiyor ki bir öğrencinin başarılı olması için teorik dersler yeterli değildir. Bunu fiziksel aktivite ile destekleyerek çocukların manevi ve ruhsal,bilişsel ve duyuşsal yönlerini geliştirerek daha sağlıklı ve kalıcı bir eğitim verilmelidir.
Sporu alışkanlık haline getiren bir çocuğun,büyüdüğünde birçok yönden ülkeye ve kendisine katkısı göz ardı edilemicek derecededir.
1- Sporla uğraşan çocukların hareketli bir yaşamla sağlık açısından hastalanma riski azalıyor.
2- Spor yapan insanların suç oranının az olduğu yönünde yapılan birçok araştırma mevcut.
Bir diğer nokta İmam Hatip okullarında Beden Eğitimi ders saatleri 1 saat olduğu için gerekli verim alınamıyor,buradaki çocuklarımızın gelişimi için ders saatlerinin sayısıda artırılmalıdır.
Savaşçıyı savaşçı yapan onun kendine, topluma, yaşama bakış tarzıdır, yaşam felsefesi ve bu yaşam felsefesi içinde yaptığı eylemdir; kişinin savaşçı olup olmadığını anlayabilmemiz için o bakış tarzını, felsefeyi bilmemiz ve eylemini gözlememiz gerekir. Bu yaşam felsefesi ile davranışlarının uyup uymadığına, yani onun kişisel bütünlüğüne bakmamız gerekir.
PASCAL'DA OYALANMA KAVRAMI
Bütün bu felsefelerin ortak bir kusuru vardır: Hayatın insan aklı tarafından düzenlenebileceğini varsayarlar. Buna göre akıl, yaşanabilecek kayıplardan, zarar ve ziyandan azade bir yaşam biçimi tasarlayabilir ya da bu mümkün olmuyorsa da duyguları kontrol ederek, yaşanacak her türlü kayıp, zarar ve ziyana göğüs gerebilir. Gerçekte ise ne yaşama biçimimizi ne de duygularımızı bu şekilde kontrol edebilmemiz mümkündür. Yaşamımızı rastlantılar, duygularımızı ise bedenimiz şekillendirir. İnsan hayatının ve felsefenin büyük bir bölümü, bu gerçek karşısında kendini oyalama çabasıdır.
Oyalanma, on yedinci yüzyıl biliminsanı, mucidi, matematikçisi, dindar düşünür Blaise Pascal'ın yazılarının ana temalarından biriydi. Filozof bu kavramı şöyle tanımlıyordu:
Oyalanma. İnsan ölüme, sefalete, cehalete çare bulamadı- ğından, mutlu olmak için bunları hiç düşünmemek gerektiğine karar vermiştir.
Ben varım. Buna hala yaşam denilebilir mi? Hayır, yalnızca biyolojik bir yaşam. Görüldüğü kadarıyla varoluşçuluk felsefesini artık yalnızca tek bir felsefe izleyebilir: var olmamacılık. Yani var olmamanın içinde varoluşun felsefesi.
Koşullar çok şiddetli ve kesin bir şekilde değiştiği ve dış durum ile artık köhnemiş olan düşüncelerimiz arasında dayanılmaz bir çatlak oluştuğu zaman, Weltanschauung (dünya görüşü) veya yaşam felsefesi sorunu ortaya çıkar.
