Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Geleceğin mutlu ana yaklaşan her dakika yaşamaktan güzel, geçen her dakika ölümden acı...Fakat gelişin her şeyi unutturuyor. Sıkıntılı öğle sonları günün en yaşamaya değer saatleri oluyor sen gelince
Sayfa 147 - everest yayınlarıKitabı okudu
Aşağıda insanların kulakları tıkalı, yukarıda Tanrı'nın! Tanrı uyuyor, bizse yaşamaya devam ediyoruz.
Sayfa 86 - Can Yayınları 12. Baskı(2022)
Reklam
Zaman
İnsanların zamana karşı duydukları korku, tuhaf bir şekilde onları zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmadıklarımda “iyi vakit” geçirdiklerini düşünmeye sevk eder. Dolayısıyla “iyi vakit” sıkıntıdan kaçış şeklinde tamınlanır. Sanki amaç olabildiğince düşük bir canlılık seviyesine inmektir. Fred Allen’in sivri dilli ifadesiyle hayat sanki “kutsanmış bir var olmama halini bozan faydasız bir olaydır.” Kişinin zamanın farkında olma kapasitesini nevrotik, yapıcı olmayan bir şekilde kullanmasına verilebilecek örneklerden biri de yaşamayı ertelemektir. Ağaçların yahut hayvanların aksine insanlara şimdiki zamanın dışında durarak geçmiş veya geleceği bir tür kaçış yöntemi olarak kullanma becerisi “bahşedilmiştir” İçinde bulunulan zamandan kaçınarak gelecekte yaşamaya dair en sık verilen örnek elbette yapılan hataların cennette yoluna koyulacağına ve ödüllerle cezaların pay edilebileceğine dair inancın çarpıtılmış halidir. Çarlık Rusya’sı gibi tutucu dindar ortamlarda olduğu gibi, gelecekte elde edilecek ödül vaatleriyle insanların zihinlerini halihazırdaki sosyal ve ekonomik adaletsizliklerden uzaklaştırmaya çalışma eğilimleri, Marx tarafından haklı olarak topa tutulmuştu. O halde din gerçekten de kitleleri uyuşturmaya yarayan bir tür ilaçtır.
Sayfa 255Kitabı okudu
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" kitabını bilmeyen yoktur sanırım. Çoğunluk okumuştur ya da konusuna dair az çok bilgisi vardır. Yazarın  en etkileyici romanlarının başında gelir Kürk Mantolu Madonna. 1943 yılında yazılan romanda Sabahattin Ali, Raif Bey ve Maria Puder'in tertemiz, saf aşkını anlatır. Ama Raif Bey'in kişiliği ve ruhsal çözümlemeleri en az yaşadığı aşk kadar etkileyicidir. @bambiburcin de işte bu etkileyici kadın karakteri ele almış ve Puder ile sohbet ediyormuşçasına , soru cevap şeklinde bu kitabı yani ; Maria Puder Olmak, kitabını yazmış. Puder ; hem yaşadığı dönem , hem de günümüz için sıradışı bir karakter bence, Maria Puder, küçük yaştan itibaren annesinin bakımını da yüklenen, eril ve cinsiyetçi hegemonyayı reddeden, itaat etmeyen, yalnız başına karar alabilen bir kadın. Burçin Hanım kitabında Maria Puder'e kendini anlatma şansı vermiş gibi. Öylesine sıcak, samimi bir sohbete tanık olup  tüm açık yüreklilikleri ile sohbet eden iki kadının sohbetini dinler gibi.... Hazırlayın çayınızı, kahvenizi buyrun Maria Puder ve Burçin Orhon sohbetine. Aşk; biriyle yaşamak değildi aslında. Yaşamaya başlamaktı. Nefes aldığını hissetmek, yaşadığı yüzlerce günü bir güne feda edebilmekti. Sadece onun varlığıyla var olabilmekti. O bütün duyguların karışımı, sayrılı sancı. İstemekti Maria Puder'e göre. Bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek. Aşk bu istemekti. Mukavemet edilemez bir istek! O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey.
Maria Puder Olmak
Maria Puder OlmakBurçin Orhon · Destek Yayınları · 202132 okunma
414 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Okudukça ismi daha da anlamlanıyor.
Merhaba. Yakın zamanda tanışıp çok sevdiğim bir kalem ve okuduğum ikinci kitabı #pentimento ile geldim.
İlker Balkan
İlker Balkan
'ın ilk okuduğum kitabı #körkuyu kurgusu ve başarılı kalemi sayesinde hızla akıp giden bir kitap olmuştu. Bu kitabında ise ilk önce ismi dikkatimi çekti. Resim sanatından anlamına aşinayım. Ressamın icra ettiği tablo içinde iç
Pentimento
Pentimentoİlker Balkan · Kanon Kitap · 202344 okunma
Reklam
216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"... Floransa'daki katedralde 1443 yılında Paolo Uccello tarafından tasarlanmış bir saat var. Bu saat bütün öteki saatler gibi zamanı ölçüyor, ama akrep ile yelkovan normal saatlerin aksi yönde dönüyor. Paolo Uccello bu saati yaptığında farklı olma çabasında değilmiş. Aslına bakarsanız o dönemde, her iki yönde de dönen saatler varmış. Hiç bilinmeyen bir nedenle, tek yön şimdilerde "doğru" bildiğimiz yön kabul edilmiş ve Uccello'nun tasarladığı saat bir anormallik, hatta delilik örneği sayılmış." "Saatin yönünü sorgulayan biriyle karşılaştınız mı hiç?" Biri böyle bir soru sorsa muhtemelen deli denilirdi. Kitap Veronika karakteri üzerinden toplumun dayattığı normları ve yaşamın anlamına dair sorgulamaları gözler önüne serer. Olaylar baş kahraman Veronika çevresinde gelişse de bütün kahramanlar hayatı boyunca farklı olmanın ve kendilerine dayatılan sorumlulukların sorunlarını yaşamıştır. Veronika hastanede kaldığı sürede birçok hastanın hayatında farkında olmadan etki bırakır ve hepsi bir anlam arayışına girmiştir artık, bu onları daha cesur kılar yıllardır uzak kaldıkları "dışarıdaki yaşam" dan artık korkmamaya ve ne olursa olsun bu hayatı diledikleri gibi yaşamaya heveslendirir. Ne de olsa onların her taşkınlıklarına "Villet'ten yeni çıktı ya" diyip geçeceklerdir.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyor
.
Paulo Coelho
Paulo Coelho
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202078bin okunma
Bu güvenlik ağının ortasında koca bir delik var. İster uzun yaşayacak olayım ister kısa, şu an hayattayım. İnsanın hayatta uzun yaşamaktan başka umutlarının da olabileceğini görmek istiyorum. Ölüm veya acı çekme fikrine sırt çevirmek gerekmediğini ama bunlara uzun uzun vakit ve alan ayırmanın da lüzumu olmadığını bilmek istiyorum. Hayatın geçici olduğu bilgisine kendimi alıştırmak istiyorum. Sonra da bu bilginin ışığında (veya gölgesinde) nasıl yaşamam gerektiğini öğrenmek istiyorum. Şu an nasıl yaşanacağını... Kanser hakkında şunu öğrendim. Size ölümcül bir hastalığı gösterir ve sonra sizi dünyaya, yaşamınıza, onun artık hiç olmadığı kadar çok hissettiğin hazlarına ve tadına geri tükürür. Size hem bir şey verildiğini hem de sizden bir şey alındığını anlarsınız. . . . Verilen yaşamaya dair yeni bir bakış açısıydı. Alınan ise sınırsız bir hayat yanılması ve bizi doğanın kanunundan ayrı tutan özel bir şey olduğu inancıydı.
·
Puan vermedi
Ya / Ya Da
Ya / Ya Da
Soren Kierkegaard
Soren Kierkegaard
Ya/Ya da (Danca Enten - Eller), Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard'ın yayımlanan ilk eseridir. Victor Eremita (Latince'de "muzaffer münzevi" anlamına gelir) takma adıyla 1843 yılında iki cilt halinde yayımlanmıştır. Hazcı, estetik bir yaşam tarzı ile bağlılığa dayalı etik bir yaşam arasındaki ayrımın
Ya / Ya Da
Ya / Ya DaSoren Kierkegaard · Alfa Yayınları · 2020233 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.