Sabret, imtihandır. Sabret, dünya handır. Sabret, zamanı vardır. Kaybolup gidenlerin peşinden kederlenme.
Kitabımız üç bölümden oluşuyor Taş - K’ağıt - Makas olarak. Tasavvuf, maneviyat’ın ve tevekkülün bir kez daha önemini anlıyoruz. Bunlar aslında her birimizin içerisinde olan şeyler ona en derinlerde ulaşabilmek önemli. Felsefi cümlelerle
Bu anlayış farkının kökeninde ne vardır? Batı kültürü daha çok kontrolcü, Doğu kültürü daha çok kadercidir. Hayatını kontrol etme güdüsüyle yetiştirilen bir Batılı, bunu ideal yaşam durumu olarak kabullenir ve bir gün hayatı üzerindeki kontrolünü kaybettiğinde, hemen denetimi eline almak için yoğun bir çaba içine girer. Çok sayıda denemeden sonra
Acının miladıyla başlayan bir hikayedir bu
yaşayıp gelmişiz ormanlar gibi yanarak
her dönemeçte uğultulu uçurumlar
her şafakta uzun uzun kurt ulumaları
Ey masalcı
otur şu geyik postuna
ve anlat şimdi bütün bunları
Önce yaşadıklarımızı koy ortaya
hatamızı ve sevabımızı anlat
görelim nelere kahretmişiz bunca zaman
nelere göğüs germişiz görelim bir bir
bedeli ödenmiş midir şafağın, bilelim
yaşamak
yeni acılara sürgün etse de bizi
Hayatımız göründüğü kadar basit değil
ama anlaşılmaz gibi de değil öyle
çoğunu unuttuk belki şimdiden
belki bitti birtakım bekleyişler
umutlar da bitti bir zaman, sevgiler de
ama unutmayalım
zulüm de biter hayatımızda
Uzun uzun yazmak istiyorum ama dimağıma kilit vurulmuş nasıl nasıl fark edememişim bu çürümeyi bilmiyorum ve son nefretimin muhattabı bilmiyorum oluyor ne yapmalıyım bilmiyorum oooff nefret ediyorum bu kelimeyi kullanmaktan ama ne yapacağımı bilmiyorum ve nefretim bilinmezliğimle bilinmezliğim nefretimle büyüyor
Yanmak istemiyorum bu iki ilişki içinde lakin bir rehber gerek bildirecek akıl baliğ oluncaya kadar ama ne zaman olacak ki baliğ bu akıl yaşayıp görelim inşallah .
Dünyayı değiştirmek istiyorsan, bu işe önce kendini değiştirmekle başlayacaksın derler ya... Bak bu da benim hatam işte. Ben kendimi değiştiremedim ki hiç, şimdi başkalarının değişmesini isteyeyim... Buna hakkım var mı? Hayatım boyunca herkese "sen ne kadar verirsen, karşı tarafta o kadar alır" dedim. Ama nedense kendimden vermekten asla vazgeçmedim... Ders olur mu bunlar bari diye soracak olursan, inan buna yine cevap veremem...
Tutturmuşuz bi, yaşayıp görelim felsefesi... Yuh... daha ne göreceksin, baksana kaç sene olmuş görememişsin, kör müydün bunca sene (derler adama) :))) Ama öyle değil işte... Hatalarımızdan ders alalım lafı kocaman bi yalan sanırım.... Tamam aynı hatayı tekrar, tekrar yapmak saçmalık ama, yinede insan oğlu kendini istediği gibi yönetemiyor sanırım... Kendini ve etrafındakileri. (En azından ben...!!!)
Evet uzun zamandır okunmak için rafımda bekleyen, hatta kısa bir vakit önce başlayıp -birtakım telaşlardan- yarım bıraktığım ve nihayet okuyabildiğim bir eserle geldim sizlere. Özgür Doğan'ın okuduğum ilk eseri #çünküdeccalinsanoğlununtakendiydi . Açıkçası ilk kez okuduğum yazarlara karşı önyargılı olmam ama beklentiyi de yüksek tutmam,
#seraçiçeği
-KRISTA&BECCA RITCHIE
“Özgürlük yaşa gelen bir şey değildi. Hukuki olarak bir yetişkin olduğunuzda sihirli bir şekilde yanınızda belirmezdi.
İnandığınız şeyi savunduğunuz zaman gelirdi…”
AŞK VAHŞİDİR…
Sana bağımlı serisinin 5. Kitabı Sera Çiçeği. Bu kitapta Ryke ve Daisy’nin hikayesini okuyoruz. Her kitapta belli karakterleri
Acının miladıyla başlayan bir hikayedir bu
yaşayıp gelmişiz ormanlar gibi yanarak
her dönemeçte uğultulu uçurumlar
her şafakta uzun uzun kurt ulumaları
Ey masalcı
otur şu geyik postuna
ve anlat şimdi bütün bunları
Önce yaşadıklarımızı koy ortaya
hatamızı ve sevabımızı anlat
görelim nelere kahretmişiz bunca zaman
nelere göğüs germişiz görelim bir bir
bedeli ödenmiş midir şafağın, bilelim
yaşamak
yeni acılara sürgün etse de bizi
Hayatımız göründüğü kadar basit değil
ama anlaşılmaz gibi de değil öyle
çoğunu unuttuk belki şimdiden
belki bitti birtakım bekleyişler
umutlar da bitti bir zaman, sevgiler de
ama unutmayalım
zulüm de biter hayatımızda
Gelecekle ilgili bir endişesi yoktu.Nasıl olsa çok geçmeden geleceğin onun için neler sakladığını görecekti.Bunların ne olduğu önemli değildi.Artık hiçbir şeyin önemi yoktu.