Sayın Demirel aynen şunlar söylüyor ( Son Havadis 'ten aldım)
Rakamlar iyi şeyleri gösteriyorsa bunları kötü şeyler gösteriyor diye ortaya atmak mümkün olabilir.
Dosttan onurlu şeyler istemeyi, dost uğrunda onurlu şeyler yapmayı dostluğun ilk kutsal yasası olarak tanıyalım; dostun bizden yardım istemesini bile beklemeyelim, yardım isteği hep hazır; duraksama, uzak olsun; özgürce öğüt vermeyi göze alabilelim. İyi öğüt veren dostların yetkisi güçlü olsun, açıkça, durum gerektirirse sert uyarılar bile yapmak için bu yetkililerini kullansınlar ve onlara baş eğilsin.
Dediklerine göre Milon Olympia alanına omuzlarında canlı bir öküzle girmiş. Sana böyle bir beden gücünün mü, yoksa Pythagoras'taki zekâ gücünün mü verilmesini isterdin?
"Ey ahali! Bu şişenin içinde cin var. Bundan sonra bana hürmet edecek ve oğullarınıza torunlarınıza bayramlarda elimi öptüreceksiniz. Ayrıca beni 'Çelebi' diye çağıracaksınız. Yoksa bir dilek dilerim ve şişedeki cin istediğim adamı çarpar."
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
- Peki, sen ne görüyorsun bakalım?
"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."