Gene de bunun en azından bir alanda, siyasal otorite alanında geçerli
olduğunu söyleyebiliriz. Aslında bir yandan her topluluğun bir
şef tarafından yönetildiğini, öte yandan, bütünün her unsurunun,
yani her geniş ailenin de genellikle en yaşlı kişiyi lider kabul ettiğini
biliyoruz. Görünüşte hiçbir sorunun olmadığı söylenebilir: Daha
önce açıkladığımız nedenlerden de anlaşılacağı gibi, bu toplumlarda
"iktidar mücadelesi" yoktur; ayrıca siyasal görevin babadan oğula
geçmesi de tüm sorunları çözebilecek bir yol sayılmıştır. Oysa otoritenin
tek kişide toplanmak bir yana, dallanıp budaklandığı. hatta
çokbaşlı hale geldiği kolayca görülüyor; ayrıca her geniş aile, kendi
liderini çıkararak şu ya da bu biçimde kendi kimliğini korumaya kararlı
olduğunu belirtir; bu da topluluk içinde farklı eğilimlere sahip
güçlerin serbest kalmasına yol açar: Elbette bunlar hiçbir zaman toplulu
ğu yok edecek bir düzeye ulaşmazlar ve şefin en önemli işlevi
olan barışı sağlama, farklılıkları "eritme" görevi de işte bu noktada
belirir.