Jane Austen'ı ilk kez Gurur ve Önyargı ile tanımış ve ona hayranlık hissetmiştim. Viktorya döneminin İngiliz kadın yazarlarına bayılıyorum o nedenle benim için onları okumak her zaman büyük bir zevk. Austen'ın akıcı anlatımını ve naif karakterlerini bu eserinde de goruyoruz. Hikayedeki karakterlerin birbirleriyle ilişkilerini çok sevdim. Fakat Emma ne yazık ki bir Gurur ve Önyargı olamaz. Hele Bronte'nin Wildfell Konağı Kiracısı asla. (Yalnızca okuduğum İngiliz kadınlarının klasiklerini karşılaştırıyorum.)
Anlatım harika, kitabı çok rahatlıkla ve keyifle okudum; fakat içerik yavan kalmış. Dertsiz tasasız insanların sızlanmalarını 500 sayfa okumak zaman zaman kızdırdı beni. Emma karakteri de kızdırdı beni, herşeyi çok bilen ama hiçbir şey de bilmeyen, dünyayı parmağında oynatmaya çalışan neyse ki sonrasında bir miktar duyar yakalayan, asaletin zenginlik ve tanınmışlıktan geldiğini zanneden (o dönemin tüm sosyetesi ve şimdiki sosyetenin tamamı gibi), insanları çok iyi anladığını zannedip sürekli onların duygu ve düşünceleri hakkında yanılan, zavallı cahil bir genç kadın.
Kitabın daha hareketli bir hikayesi olsun isterdim, çöpçatanlık yerine daha çok aşk belki. Eğer bende öfke uyandırmasına rağmen okumayı sürdürmek istediysem; hem bir şeyler hissettirmiş hem düşündürmüş hem de kendisinden vazgeçirmemiş iyi bir klasik olduğunu söyleyebiliriz. Austen okumaya devam edeceğim gerçeği değişmedi.
EmmaJane Austen · Can Yayınları · 201810,3bin okunma
Stefan Zweig'ın bir süredir merak ettiğim ve bazı okurlardan olumsuz yorumlar aldığım Olağanüstü Bir Gece, kısa zamanda bitirdiğim ancak daha az beğendiğim bir kitap oldu. Söz konusu yazar Zweig olunca insan bir beklenti içine giriyor daha önce okumuşsa, bu eseri de güzeldi ama eksikleri vardı bana göre. Puan vermekte en çok zorlandığım
•Bir yerde lezzetli bir kahve içerseniz, bir
daha başka yerde içemezsiniz. İnsan, en
iyisini bulduğunda, daha aşağısına tenezzül
etmek istemez. Pahadan değil değerden
bahsediyorum. Hisler de böyledir; en
coşkun hislerin ardından, artık her şey
yavan gelir.
|Cihan Çetinkaya
bu dünyaya ait şeyler
ne denli yavan ve lezzetsizdir!
Tat alırsın, sonra tatlı acıya dönüşür.
Görürsün, sonra renkler soluklaşır.
İşitirsin, sonra sesler yitip gider.
Sayfa 117 - Notos Kitap Yayınevi İkinci Basım Haziran 2015(E-Kitap)Kitabı okudu
Kitabın amacı varoluşçu psikoterapi ve felsefeden öğreneceklerimiz olarak geçiyor. Var olmayı 4 ana başlığa ayırıyor: bedensel, sosyal, duygusal ve tinsel. Sonra onları da başlıklara ayırarak toplam 40 adet konu başlığı var. Açıkçası beni büyük bir hüsrana uğrattı. Eğer psikoloji ve varoluşçu felsefe konusunda bilgiye sahipseniz sıkılırsınız ve
Daha iyi bir başarı göstermek için duyguları uyuşturarak, cesaret ve kimliği kanıtlamak için sekse bir araç görevi vererek, duyarlılığı gizlemek için duyusallığı kullanarak seksi kısırlaştırdık ve onu yavan ve boş bıraktık.
Sayfa 76 - Okuyan Us Yayınları, 5. Basım, 2010Kitabı okudu