Ali Bayram yazarının 10 üzerinden puanlarına göre en iyi kitapları
Hakkında
Polisiye roman yazarı, şair. 1973 yılında Kastamonu’nun sahil kasabası İnebolu’da doğdu. İlkokulu memleketinde okudu, orta öğrenimini Çankırı'da yaptı. Emniyet Genel Müdürlüğünde Polis olarak görev yaptı. Hakkında kitap yazmaktan dolayı defalarca soruşturma açıldığı iddia edildi.
Şilep Dergisi başta olmak üzere, birçok haber sitesinde köşe yazarlığı yaptı. Birçok okulda gönüllü söyleşi yaparak “Kitap Okuma Alışkanlığı, Madde Bağımlılığı, Çocuk Gelinler, Kadına Şiddet” üstüne seminerler verdi. 2500 civarında şiir yazdı. 2000 yıllarında “Şairimsin” mahlasıyla sosyal medyalarda ismini duyurdu. 2012 yılında "Aynasız Düşüncelerim" adlı eseri ile edebiyata giriş yaptı. 2013 yılında "Kertik- Bir Soysuza Yazılan Roman'' adlı eseri ile kadına psikolojik şiddeti işledi. Aynı yıl "İntiharda Polis" eseri ile Polis intiharlarını ve sorunlarını anlattı. 2014 yılında "On Üçünde Kadın Olmak" ve "Arsine - Tehcirin 100. Yılında Bir Ermeni Kızı" adlı eserleri yayınlandı.
Çocuk gelinler ve kadınların bu ülkedeki yerini anlatan feminist kalemini değiştirmedi. Köşe yazılarında kadın haklarını savundu. Duygu Asena'nın çizgisinde eserleri ile devam etti. 2014 Yılında Duygu Asena ve Yunus Nadi Roman yarışmalarında eserleri aday gösterildi. Sosyal Medyada Polis-Yazar unvanını takipçileri ile kazandı.
"Aşkı Çerge" eserinden sonra “Kuğulu Park Cinayeti” romanıyla Polisiye-Macera türünde kitaplar yazmaya başladı. 2015 yılında en iyi polisiye roman çıkışını "Kuğulu Park Cinayeti" romanıyla yaptı. "Tanrı’nın Beğendiği Kadın" isimli romanıyla Ankara’nın Suç oranı yüksek Çinçin Mahallesindeki polisiye maceraları yazmaya devam etti. Polisiye Roman literatürüne yazdığı eserlerle çok farklı bir görüş getirdi.
Ülkemiz de dedektiflik gibi bir mesleğin kanuni sayılmadığından gerçek bir polis kimliğiyle eserine Emniyet Amiri Erhan karakteriyle birebir yaşanmış cinayetleri dosyalarından inceleyerek kaleme aldı. Eserlerinde gerçeklik payını yüksek tutan ve az bir kurguya yer veren Ali Bayram geçmişte ki eserleriyle Hrant Dink Vakfının ödülüne “Arsine” romanıyla “Tehcirde Bir Ermeni Kızı” yazarak, Duygu Asena Roman ödülüne “13’ünde Kadın Olmak” romanıyla “Çocuk Gelinlerin” hikayesini, Yunus Nadi Roman ödülüne, 2014 Yılında ülkemizde ki birçok Vakıf, Dernek tarafından Arsine romanı Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterildi.
“Edebiyatta varım çünkü, Romanlarımı ödül ve para almak için yazmıyorum” diyerek aday gösterildiği ödül yarışmalarından eserlerini geri çekti.
ESERLERİ:
Aynasız Düşüncelerim (2012),
Kertik - Bir Soysuza Yazılan Roman (2013),
İntiharda Polis (2013),
Arsine - Tehcirin 100. Yılında Bir Ermeni Kızı (2014),
13'ünde Kadın Olmak (2014),
Aşkı Çerğe (2015),
Kuğulu Park Cinayeti (2015),
Uwe Torne Cinayeti (2015),
Marazın Kahvesi (2015),
Tanrının Beğendiği Kadın (2015),
O Gece Özel Harekât (2016),
Atakule Cinayeti (2017)
Define Cinayeti (2019).
Soruyorlar neden yazarsın diye,
Nasıl yazmaz insan, ne söylenmez ki.
Hayatıma bir yığınla vefasız sığarken..
Nasıl yazmaz insan geceden gündüze giderken.
"Karı gibi gülme" derler.
"Yalanım varsa o*ospu çocuğu olayım" derler.
"Senin ben karını, ananı bacını s**rim" derler.
Sonra, "Dur ben ona ne yapacağımı biliyorum, ona etek giydirip sokakta gezdireceğim" derler.
"Vay anasını satayım" derler.
Bütün bunlar yetmez "Saçı uzun aklı kısa" derler.
" Kadın mutfakta aşçı, yatakta fahişesi, sokakta hanfendi olsun" derler.
"Dişi köpek kuyruk sallaması..." derler.
"Vatanını satanlar, karısını satsın" derler.
En sonunda " Cennet anaların ayakları altındadır" derler.
Çünkü onlar, "Adam" değil sadece "Erkek" lerdir.
Hiç lafı dolandırmaya gerek yok.
Sistem kendi elleriyle sapık üretti ve üretmeye devam ediyor. Ne hayvana, ne çocuğa, ne de kadına değer verdiler.
Gurur duyacakları tek şey var o da; önlerinde ki madalya niyetine sakladıkları şey.
Çünkü düzen sevmeyi değil, düzmeyi öğretiyor..
Polislik mesleğinin zorlukları o kadar güzel ele alınmış ki bir bakıyorsunuz kitap bitmiş. Kalbime dokanan bir kitaptı. Dört polisin intihara sürüklenen gerçek hayat hikayeleri okurken üzülmemek elde değil. Barışın ve aşkın farklı pencerelerden bakınılması da beni çok etkiledi. Onca zorlu yaşamda birbirlerine sırt çevirmeyen aksine kenetlenen dostluk ilişkileri. Merhametin insana ne kadar çok yakıştığını okurken bir kez daha anladım. Kalemine yüreğine sağlık Ali Bayram. Duyguları o kadar güzel hissettirmiş ki sanki okumuyor adeta yaşıyorsunuz.
Perde arkasında görünmeyen ne kadar çok zorluk varmış dedirtti. Hep öyle değil midir? Madalyonun bir de görünmeyen yüzü vardır işte görünmeyen o yüzü Ali Bayram o kadar güzel göstermiş ki okurken hüzün çöktü. Polislere daha bir anlayışlı olmamız gerektiğini gösterdi. Zorlu yaşamlarına bir de bizler zorluk çıkarmayalım.
Okuyun okutturun eminim ki çok etkileneceksiniz.
İntiharda PolisAli Bayram · Deva Yayıncılık · 2014235 okunma
Ankara Kuğulu Park’ta temizlik işçiliği yapan Bilal, ağaç dibinde bir kadın cesedi bulur. Olay yerine gelen cinayet bürodan Erhan Amir ve yardımcıları Selim, Suat ve Ümit cesedi incelerken kurbanın kolunda kızıl üzüm dövmesi görürler. Olayı inceleyen Savcı Bekir davayı Erhan Amir ve ekibine verir. Aynı gün Mamak çöplüğünde bir kadın cesedi daha bulunur. Her iki kurban da aynı şekilde öldürülmüştür.
Olayı araştırmaya başlayan Erhan Amir ve yardımcıları Selim, Suat, Ümit önce Miço, sonra Dodo'ya gider ve Kızıl Osman diye birine ulaşırlar. Kızıl Osman’la birlikte katili yakalamak için bir tezgah kuralar ancak işler planladıkları gibi gitmez ve olaylar iyice karışır. Erhan amir tutuklanır ve cezaevine gönderilir.
Kitabın hikayesini hem yazarın, hem Selim’in hem de katilin ağzından okuyoruz. Kitapta Suat’a cidden üzüldüm keşke öyle olmasaydı.
Selim ve Ümit katili bulabilecek mi ve Erhan amir cezaevinden çıkabilecek mi? Merak ve heyecanla okuyacağınız keyifli bir kitaptı.