"Kendi geleceğinizi yazmak istiyorsanız, kalemi başkalarının eline vermeyin."
Sırrı okumak. Sürekli yazmakla mümkün. Yazmak aslında. O sırlı meçhuliyeti okumak içindir. Yazma gayemiz bizim budur. Bizler için mukaddes olan da budur. Aşk da budur ey sevgili. Yazı aşkı. Kalbe aittir.
Sayfa 12Kitabı okuyor
Durup durup şiirler yazmak yoluna
Yeni bir yaşam biçimim oldu son günlerde
Kendimi sende kalabalık buluşum belki de bundan
Türk kültür ve tarihini bugün bizlere en iyi sunan kişilerden iki kıymetli isim olan Kâzım Mirşan ve Halûk Tarcan, bilinen-ezberlenen tarihin aksine, ilk Türk devletinin Hun Devleti olmayıp, milattan önce 9000'e kadar inen Bir Oy Bil Devleti olduğunu söyler. Hatta imparatorluk der bu oluşuma, tıpkı Osmanlı'daki gibi, kendisine bağlı uç beylikleri bulunmaktaymış zira."
Kâzım Mirşan Mısır-Sina'da, piramitlerdeki yazıtlarda Ön Türkçe kartuşlar bulmuş. Antik Mısır'ın kültür kökeninde Ön Türkler vardır diyen Kâzım Mirşan'a ek olarak, Halûk Tarcan da, James Churchward'ın Hindistan'da bulduğu Naacal Tabletleri'nin, milattan önce 15 bine ait olduğunu, bunun yanında Ön Türklerin milattan önce 35 binde Hindistan'da bulunduklarını ve izler bıraktıklarını söylemiş."
"Dünyanın her yerine 'Türkler buradaydı' yazmak, belki de kadim bir gelenektir. Ne dersin?"
Sayfa 26Kitabı okudu
Yazmak, unutmaktır. Bunun yanı sıra edebiyat, hayatı görmezden gelmenin en hoş yoludur.
Sayfa 165 - Can YayınlarıKitabı okuyor
"Yazmak için sigara içme gereğini duyan kişi, ya bunu Bogart tarzında, dumanı göze
doğru halkalar halinde savurarak yapmalı -ki bu onun kavgacı karakterini belirliyor- ya da kültablasının sonuna dek içilmiş sigaralarla dolmasına katlanmalı."
Ah birazcık şair olsam,birazcık şiir yazmak gelse elimden,bu duygularımı seslendirebilsem.
"Biz neden bu 'deneme' dediğimiz şeyin acemisiyiz?" diye sordu genç adam. "Biz biyografik bir iş yapmaya çalışıyoruz kendi özel durumumuzda; ama çok belge yok elimizde. Daha insanlarımız arkalarında belge bırakmaya alışmamışlar. 'Günlük' tutmak gibi bir alışkanlıkları da yok. Aklında ne kalmışsa onu söylüyor. Ölüp gidince bundan da yoksun kalıyoruz. Aklımıza gelen her şeyi bir yana yazmak ayıp olur diye düşünüyoruz herhalde; hele başkaları için düşüncelerimizi de dedikodu olur diye kağıt üzerine geçirmekten çekiniyoruz. Kalıcı bir şey bırakmaktan korkar gibi bir hâlimiz var. Öyle ya, bu dünya da gelip geçici değil mi? İşte ülkemiz meydanda: Öteki dünya ile ilgili yapılar dışında, kalıcı bir şey bırakmamaya dikkat etmişiz."
Sayfa 259Kitabı okudu
Bir özgürleşme hikayesi yazmak için yola çıkmışken neden üzücü bir hikaye anlatıyormuş gibi hissediyorum?
Sayfa 19Kitabı okuyor
