Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiçbir şey konusunda bir şeyler söyleyebilir misin???
“Sonuçları denli iyiler." Helmholtz omuzlarını silkti. "Ama sonuçları o kadar cılız ki. Bir şekilde yeterince önemli değiller. Çok daha önemli birşeyler yapabileceğimi hissediyorum. Evet, çok daha derin ve çok daha şiddetli. Ama ne? Söylenecek daha önemli ne olabilir? İnsan, yazması beklenen bir konuda nasıl daha şiddetli olabilir? Eğer doğru kullanırsan sözcükler X ışınlarına dönüşebilirler -her şeyi delip geçerler. Okursun ve delinirsin. Öğrencilerime öğretmeye çalıştığım şeylerden biri de bu -delici biçimde yazmak. Fakat Cemaat İlahileri ya da kokulu orglardaki en son gelişmeler üzerine bir makalenin delici olması ne fayda sağlar ki? Üstelik böylesi bir konuda yazarken, sözcükleri en yoğun X ışınları denli delici kılabilir misin? Hiçbir şey konusunda bir şeyler söyleyebilir misin? Sonunda iş gelip buraya dayanıyor. Uğraşıyorum, uğraşıyorum...”
Dinler Tarihi Meğer Çok Oynakmış Satır aralarına en değerli ilmi sır bilgileri yazmak bu yazın ustasının en değerli hüneridir. Tarihi olan kültürü olan ve sır taşıyıcıları tarafından değiştirilmesine asla izin verilmeyen bir tek Türkler var. Zaman zaman devleti yöneten gafletler yüzünden yaşanır gerilemeler. Dijital peygamberler dinler
Reklam
Aklına geleni yazmak yazı yazmak değildir.
Tarihle ilgili bir kompozisyon söz konusuydu, konuyu çok iyi hatırlamıyorum. Kendimden emin, on beş yirmi sayfa karalayıp takdim ettim. Kâğıtlar geri verildi, yine en iyi numarayı ben almıştım: Yirmi üzerine yedi. Yazdıklarımın dörtte üçü silinmiş, kenarına 'gevezelik, konu ile alakası yok, uyuyor musunuz' gibi iltifatlar döktürülmüştü Dayak yemekten çok daha ağır bir hakaretti bu. Ama ilk cidfi yazı dersi idi. Anladım ki aklına geleni yazmak yazı yaz mak değildir.
Bu ara böyle
Bu olay üzerine saatlerce düşündüğüm halde ,'ne özüne yaklaşabilmiş ne de bir hikmet kırıntısını yakalayabilmiştim
124 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal okumayı ne kadar da özlemişim. Kitap taze bitmişken düşüncelerimi yazmak istedim. Eser kürt mitolojisi ve efsaneleri ile örülü bir roman. Yazarımız Anadoluda yaşayan kürt köylülerin yaşamlarını ve geleneklerini anlatırken, Ağrı Dağı’nın mitolojik ve sembolik öneminide vurgulamakta. Kitapta insanın doğa ile olan ilişkisini, yaşamın anlamını ve insanın kendi kaderini belirleme çabası gibi temalar işlenmiş. Aynı zamanda Anadolu’nun kültürel çeşitliliğini okuyucuya muntazam anlatmış. Bunu yaparken de insanın varoluşsal sorunları üzerinde de düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor. Yaşar Kemal’in dil ve anlatımıyla doğanın ve insanın güçlü ve çelişkili ilişkisini derinlemesine keşfediyoruz. Yaşar Kemal’in kitaplarını okuyupta sevmememiz gibi bir ihtimal olmasa gerek. Zira kendileri Türk edebiyatının önemli isimlerinden. Onun eserleri, zengin dil ve derinlikli karakterlerle doludur. Yaşar Kemal’in eserlerini okurken, Anadolu’nun kültürel çeşitliliği, insanın doğayla olan ilişkisi ve toplumsal meseleler üzerine derinlemesine düşünebilirsiniz. Her kitabı, farklı bir dünya sunar ve okuyucuya ve yeni bir perspektifler kazandırır. İyiki bu dünyadan bir Yaşar Kemal geçmiş diyelim ne diyelim…
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,3bin okunma
Allahım
Hergün üzerine Bir fakirlik elbisesi geçir ve içindeki dünyayı hazreti ibrâhim aleyhisellam gibi kes unutma ,eğer bu dünyayı istersen bu dünyayı alırsın eğer Allah'ı istersen hem dünyayı hem ahireti alırsın
Reklam
208 syf.
1/10 puan verdi
Neden basıldığı anlaşılamayan kitap
Nereden başlasam acaba. Önce iyi taraflarından başlayayım. Akıcı bir dili var. Ama bu dil gerçek bir roman ile sadece komik sayılabilecek makaleler yazmak arasında gidip geliyor ve bu da kitabın herhangi bir sınıfa girmemesine sebep oluyor. Konu ilginç. Toplum, beden algısı ve güzellik üzerine bir cok nokta var. Ama yetersiz ve yüzeysel. Sorular sorulmuş ama üzerine düşünülmemiş. Hal böyle olunca insan şunu dusunuyor bu kitap neden basıldı.
Ben Bu Aşka 20 Kilomu Verdim
Ben Bu Aşka 20 Kilomu VerdimYasemin Erkent · Okuyan Us Yayınları · 2015103 okunma
Cv
Sıkıntıdan hiç kurtulamadım. Çünkü sıkıntının yüce bir etiği var. Bilmiyorum sıkıntı üzerine de bir deneme yazar mıyım... Kendimi hep sıkıntı olarak gördüm ve her yere de taşıdım. Sıkıntı yazılamaz belki, yazmak da istiyorum ama. Nerdeyse “sıkılıyorum, öyleyse varım” diyebilirim. Böyle yaşıyorum ben. Aynı zamanda insani bir yön de buluyorum sıkıntıda. Sıkılmayan insan yaşamıyordur diyebilirim. Bir şey daha var ki o da: kitaplarımı ve odamı dünyanın her tarafına götürebilsem, taşıyabilsem, belki dünya o kadar sıkıntılı olmayabilir. Sıkıntıyla yapışık yaşıyorum adeta. Tepeden tırnağa sıkıntının içinde dolaşıyorum.
Sayfa 78 - Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2006.Kitabı okudu
Bazıları yanlış platformdan "yazıyorlar"
Lütfen "yazmak" için yazmayın. Bu isteğinizi karşılayacak, bu isteğinize cevap verebilecek başka sosyal mecralar vardır illaki. Mesaj kutusuna düşen mesajların bazıları kitaplardan başlıyor ( kitapları bu anlamda araç olarak kullanmaya çalışmak üzücü gerçekten) ve sonra başka mecralara akmak için çıkış yolu arıyor. Burayı başka emellere alet etmeyelim. Hayatımızda üzerine konuşabileceğimiz, bilgi ve fikir alışverişi yapabileceğimiz, cinsiyetlerimizin, sosyal mevkimizin, ekonomik durumumuzun, siyasi veya dini görüşümüzün çok üstünde yer alan ve bizi ayrıştırmayan aksine ortak bir payda da buluşturan kitapları harcamayalım ilkel tarafımıza.
Reklam
Gerçek bilgi, sahibini hiçbir zaman kibirlendirmez…
üslup zihnin fizyonomisidir ve mizaç yahut kişilik için bedenin fizyonomisinden daha güvenli bir ipucu sunar.
“Tek bir kişinin, çok sıradan bir kişinin vicdanı üzerine bir şiir yazmak, tüm destanları daha yüce ve nihai bir destanda eritip karıştırmak anlamına gelir.”
Sayfa 264 - İş kültürKitabı okuyor
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
632 syf.
9/10 puan verdi
Uzun kitap okumanın büyüsü üzerimde çok güçlü bir etkiye sahip, hiç yoktan bir hayranlığa sebep oluyor. Böyle olmasına şaşacak değilim çünkü alışkanlıklarına sarılan bir adamım. Hatta ben yaşadıkça öyküsünü okuyacağım bir karakter olsun isterim. Bunun için küçük bir kandırmaca biliyorum gerçi. Güncel bir yazarı, özellikle günce türünde takip
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.