Kitap hakkında en açıklayıcı ve anlaşılır incelemeyi Esra Elmacıoğlu'nun yazısında okuduğumu düşünüyorum. Bu sebeple yazıyı olduğu gibi buraya bırakıyorum.
Orjinal PDF i de buraya bırakıyorum: academia.edu/34806218/Yuri_O...
Içindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.
İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.
İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.
Kendi hayatında dönüm noktası 'Yaradılış'ı' keşfeden bir adamın insanların zihninde oynattığı tehlikelerle dolu bir kurgu...
Ancak 'Kafes' ten sonra kendi başarısını yine gölgede bırakmayan Josh Malerman'a yakışan efsane bir kitabını daha okumuş oldum.
Ben ne okuyorum diye hayretler içinde kaldığınız kitap
Yusuf bir oraya, bir de önündeki toprak yığınına baktı. Dişlerini ve yumruklarını sıktı, dudaklarını ısırdı; buna rağmen gözlerinden yanaklarına doğru iri damlalar yuvarlanmaya başladı. Bu yaşlar bütün manzarayı örtü vermişlerdi. Kollarının yeniyle gözlerini sildi. Hayvanına atladı. Bir kere daha dönüp geriye baktıktan ve ömrünün en korkunç senelerinin geçtiği bu kasabaya yumruğunu uzatıp tehdit eder gibi salladıktan sonra, atını ileriye, dağlara doğru sürdü.
İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başı- nı yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.
Sayfa 228 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.
•Her anlaşılan, yeni bir tecrübe olsa da hayat anlaşılmaya başlandığı andan itibaren, her cevaba yeni sorular üretmeye devam edecektir.Sonsuzluğun sonsuzluğudur bu!.
•Hayatın anlamı içinde saklı.Hayatın anlamıyla hayatın anlarını birbirine karıştırmadan, hayata doğru atağımız her adın, sizi kendinizden uzaklaştırmamalıdır.Hayatın keşmekeşine uzanırken, kendi dinginliğinizi kaybetmemelisiniz.O dinginliktir sizi en girift sorunlara karşı sakince mücadele ertirecek olan.
•”Hayatın anlamı keşfedilecek bir şey değildir; yaratılacak bir şeydir.” İşte bu yüzden hayatı başkasının hatasıymış gibi yaşayanlar iki kere yanılırlar.
10 yaşında her şeyden habersiz güzel bir ailesi vardı Alenna 'nın. Şimdi ise kapısında jandarmaların zorlaması ile ailesinden koparılmış küçük bir çocuktu. Bir daha onları göremeyecek ve bambaşka bir hayata doğru adım atacaktı. 6 sene sonra Birleşmiş kuzey ittifak ı binasına geldiğinde kişilik profil testine girmesi gerektiğini öğrenen
Eda Yıldız ~~ Hayal İzi
.
Eski bir zarfa sakladım tüm hayallerimi. Yıpranan bir resim sıkıştırdım arasına belki diye, belki...
.
Buse ve Özge cocukluklarindan beri birbirlerinin herseyini bilen, üzülürken de sevinirken de hep yanana olan iki arkadaş. Özge eve geldiğinde annesini baygın şekilde yatarken bulur ve hemen hastaneye kaldırır. Yanında
(Okumayanlar için spoiler vermeden anlatıyorum) Merhaba Kar Kristali Kitabın Yorumla Geldim : Özlem Altuntaş yazarın okuduğum ilk kitabı . Kitap güzel . Kitap çok akıcıdı ve sürükleyici .Kitabı okuyanlar anladı . Kitabı 2 günde okudum.Yoruma geçmeden biraz konusundan bahsetcem: Yıldızsız bir gecede karanlığın içinde bir ışık yandı ve söndü,
Bu muhteşem dünya klasiğini unutmamak adına bazı noktalara değinmek ve kendimce bir özetini çıkarmaya çalışacağım.
Raskolnikov eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan bir hukuk öğrencisidir, annesi ve kardeşinden yardım alarak yaşamını geçirmektedir. Zorlu koşullar altında olan Raskolnikov kendisini düşünmeye vermiştir uzun zamandan beri aklında
“Düşünün. Hayata... ne olacağı belirlenmiş bir şey olarak nasıl başladığımızı düşünün. Toprağa ekilmiş bir ağaç tohumu gibi. Ardından... büyürüz... büyürüz... ve ilk başta gövdeye dönüşürüz.” Hâlâ hiç tepki yoktu.
“Ama sonra bu ağaçtan –yaşamımız olan ağaçtan– dallar çıkar. Gövdeden farklı yüksekliklerde ayrılan onca dalı düşünün. Dalların çoğu zaman farklı yönlere doğru giden başka dallara ayrılışını düşünün. Dalların farklı dallara dönüşmesini, o dalların da daha ince dallara ayrılmasını düşünün. Aynı daldan çıkan ince dalların uçlarını, hepsinin nasıl da ayrı yönlere doğru gittiğini düşünün. Yaşam da daha büyük bir ölçekte, aynı şeydir. Günün her anında yeni dallar çıkarır. Bizim bakış açımızdan –hepimizin bakış açısından– bu bir... süreklilik gibi görünür. Her bir dal yalnızca tek bir yolu gitmiştir. Ama her zaman başka ince dallar da vardır. Başka şimdiler de vardır. Geçmişte farklı yönlere gitmiş olsanız çok farklı olacak başka hayatlar. Yaşam ağacından söz ediyorum.
Yaşam ağacından birçok dinde ve mitolojide de söz edilir.
Budizmde, Yahudilikte, Hıristiyanlıkta. Ağaç metaforunu birçok felsefeci ve yazar da kullanmıştır. Sylvia Plath için, varoluş bir incir ağacı ve olası bütün hayatlar –evli ve mutlu olduğu, başarılı bir şair olduğu hayatlar– olgun ve tatlı birer incirdi ama Plath o olgun ve tatlı incirlerin tadına bakamıyor, meyveler göz göre göre çürüyüp gidiyordu. Yaşamadığımız onca hayatı düşünmek, insanı delirtebilir.