Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
224 syf.
7/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
''O, bir insandı, gerçek anlamda bir insan olmasa da.'' Bu hikaye bilim kurgudan çok psikolojiktir. Kitabın tamamına bir melankoli hakim. Newton, işler onun için iyi giderken bile mutlu bir uzaylı değildir ve güneye gittiklerinde yere düşen adam muhtemelen başka bir yere düşmüş olmayı diler. Newton incelikli, sempatik bir karakterdir. Ancak sempatik kelimesinin “sempatik” kısmını çıkarırsanız o da öyledir. Antheans'ın bu görev için dayanıklılığından dolayı onu seçtiğine inanmak zor. Konusuna gelecek olursak, ******SPOILER İÇEREBİLİR?********** Ana karakter Thomas Jerome Newton, Anthea adlı bir gezegenden gelen bir dünya dışı yaratıktır. Kendi gezegenine dönmek üzere birkaç uzay gemisi tasarlamak, üretmek ve fırlatmak umuduyla Dünya'ya gelir. Ana gezegeni, nükleer savaşın harap ettiği bir çöl çorak arazisine dönüşmüştür. Halkı tarafından Dünya'ya gitmek ve kurtarma görevini üstlenmek üzere seçilir. Dünya'da ne kadar uzun süre kalırsa, yavaş yavaş değişir ve daha insana benzer hale gelir. Alkol bağımlılığı geliştikçe aşağıya doğru bir sarmala girer, yalnızlık, duygusal ve sosyal yabancılaşma, motivasyon kaybı, kendinden şüphe etme ve kendine acıma gibi büyük depresif belirtiler yaşamaya başlar. Sonunda Dünya'da mahsur kalır ve başarısızlığa mahkum olur. Dünya'ya Düşen Adam çok iyi bir kitap, ciddi bir kusur bulamıyorum. Ancak kitabın çok ani ve sonuçsuz bir şekilde bittiğini hissediyorum, bu yüzden genellikle aşırı hoşgörülü olan 8 yıldız derecelendirmemi geri tutuyorum. Düşünceli ve biraz da felsefi bilim kurgulardan hoşlanıyorsanız tereddütsüz tavsiye edebilirim.
Dünya’ya Düşen Adam
Dünya’ya Düşen AdamWalter Tevis · İthaki Yayınları · 20201,024 okunma
Gilliatt bazı geceler gözlerini açıyor ve karanlığa bakıyordu. Tuhaf bir heyecan hissediyordu. Karanlığa bakan açık gözler. İç karartıcı, endişe verici bir durum. Karanlığın baskısı diye bir şey vardır. ... karaltılarla maskelenmiş sonsuzluk, işte gece. Bu kadar yığın insana ağır gelir. Evrenin gizeminden ölümün gizemine kadar tüm gizemlerin
Sayfa 285 - 286, 4.Basım, Nisan 2021
Reklam
120 syf.
8/10 puan verdi
Ego
Toplumların yarattığı BİZ algısını, aklıyla kurşunlayıp erdemli BEN diyarına doğru yolculuk serüveninin işlendiği kitapta; yazar, çevrenin bize biçtiği rollerin bizi özgürlüğümüzden, neşemizden, kendiliğimizden, mutluluğumuzdan nasıl uzaklaştırdığını yansıtmıştır. İnsanın kendi ereklerini gerçekleştirmenin önünde bir sur gibi duran engelleri örneklem yoluyla gösterdikten sonra, yalnız başına düşünsel bir yola çıkmış ve ulaştığı yerde yalnız seçilmişlerle yaşamak istediği bir idealar kenti resmetmiştir. Bir nevi sefil dünyalılardan, benlik oluşumu/gelişimi yönündeki bütün engellerden bunalan ve kendi gerçekliğini arayan bir ruhun, kurtuluş adına, "özgürlük temsili bir Nuh gemisi"ni resmetme örüntüsünün yansıtıldığı bir yazın olmuş.
Ego
EgoAyn Rand · Pegasus Yayınları · 20211,401 okunma
600 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Karanlık Orman, Üç Cisim Problemi serisinin ikinci kitabı. Genel bir kabul var, üç serilik kitaplarda ikinci kitaplar genelde zayıf olur ve sadece bir geçiş hikâyesi içerirler. Başlangıç ve sonun heyecanı arasında bir merdiven vazifesi görürler. Ancak Karanlık Orman böyle değil. Temeli atılmış bir başlangıcın devamından ziyade, bambaşka fikirler
Karanlık Orman
Karanlık OrmanCixin Liu · İthaki Yayınları · 2019341 okunma
Reklam
Güz ve Yıldız
Günler yağmur alacasını giyindi Bulutlar indiler yere birer birer Sabahlar düşlerimiz kadar kısa Akşamlar ömrümüzün garipsi yükü Havada gurbet sürgünü türküler. Herkes kendi yalnızlığında yitik Erir bir suskunluğun tüneklerinde Hangi el aralar hangi yüz girer İçimiz sevgilere kapalı nicedir Dışımız eğreti yalan giysiler. Bu çat ayazlarda günsüz güneşsiz Unuttu gülmeyi nicedir yüzlerimiz Aydınlığı kirli sislerde silik Kan sularda yüreğimiz umut gemisi Bir kuzey yıldızında kaldı gözlerimiz. 1980
Sayfa 9 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Çoğu yeni baştan yapılan ve tamir edilen yalılar arasında eski Kandilli Sarayı da vardı. Bu saraydan bugün, tıpkı öbürleri gibi ortada hiçbir şey kalmamıştır. Hatta onun yerini alan, zaman ve mekan içinde ona komşuluk yapan yalılardan da pek az şey kalmıştır. Yalnız tek bir mısra, Şair Vecdi'nin bu yalının esaslı tamirine söylediği manzumenin tarih mısraı ara sıra kitap sayfalarından uçan bir yıldız gibi fırlıyor, bizi kendi parıltısı ile doldurup geçiyor. Yeniden şu'lebâr-ı sâhil oldu köhne Kandilli Sözün mucizesine bakın ki bir tek mısra bütün bir geçmiş debdebeyi zamanla beraber bizde yaşatmaya kâfi geliyor. İkinci Dünya Harbi'ndeki karartma günlerinde Kuzguncuk'ta bir gece bu mısra beni bir büyü gibi yakalamıştı. Şüphesiz onu üst üste sofra başında, sonra yatağımda tekrarlarken Boğaz gecesinin koyu mavi ipeği altında İstanbul yazlarının öğle vakti cümbüşü olan çiçek bahçeleriyle beraber gömülmüş uyuduğunu bildiğim komşumuz Kandilli'yi pek düşünmüyordum. O, hâfızama bütün direkleri ve küpeştesi renkli fenerlerle süslü bir eski zaman gemisi gibi, dört bir yanı yontulmamış mücevherlerin parıltısına gark ede ede geliyordu.
Sayfa 190
Reklam
Gün Ve Yıldız
Günler yağmur alacasını giyindi Bulutlar indiler yere birer birer Sabahlar düşlerimiz kadar kısa Akşamlar ömrümüzün garipsi yükü Havada gurbet sürgünü türküler. Herkes kendi yalnızlığında yitik Erir bir suskunluğun tüneklerinde Hangi el aralar hangi yüz girer İçimiz sevgilere kapalı nicedir Dışımız eğreti yalan giysiler. Bu çat ayazlarda günsüz güneşsiz Unuttu gülmeyi nicedir yüzlerimiz Aydınlığı kirli sislerde silik Kan sularda yüreğimiz umut gemisi Bir kuzey yıldızında kaldı gözlerimiz.
Hep öyle oldu zaten. "Herkesin gemisi dönse limana, uzaklarda batan gemi, benimdir"
Geriye kalan tek kayıtsa en can alıcısı. Yaşadığınız şeyi unutmuyorsunuz.
Sayfa 131Kitabı okudu
İçinde bulunduğum dünyanın tabiatını tümüyle yanlış anlamış olduğum hissi aklımı karıştırıyordu, bu dünyanın her parçası sanki göründüğünden çok ama çok farklıydı.
Sayfa 108Kitabı okudu
828 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.