•Yahudiler, Allah'ın huzuruna çıkmak için lüzumlu hazırlıkları yapmakla emrolunduklarından, İbadet'ten/ Dua Ayini'nden önce hazırlık yapar, vücutlarının bazı kısımlarını yıkar. Takdis edilmiş suya el daldırmak veya bileğe kadar el yıkamak "abdest almak" sayılır. Yom Kipur'da bütün vücut yıkanır. Toprağa el sürerek teyemmüm de vardır. Özel ayin elbiseleri giyilir.
Yahudiler her yıl Yom Kipur ( kefaret, günah çıkartma günü ) gününde, kendilerine bir daha günah işletmemesi için Şeytan'a bir erkek keçi adarlar ve onu çöle bırakırlar. Buna " Günah Keçisi " denir.
Sayfa 131 - Oğlak Yayıncılık
Eski Yunanistan’ın Teb şehrinde bir sabah insanları isyan ettiren bir cinayet işlenmiş.
Şehrin soylu ailelerinden birinin yakışıklı iyi eğitim almış genç oğlu, avam sınıftan çirkin yaşlı bir kambur tarafından şehir meydanında nedensizce ve vahşice kafasına çekiçle vurularak öldürülmüş. Maktul, şehirde çok sevilen, geleceği parlak, yakışıklı
Günah keçisi meselesi
Tanrı Musa’ya, Harun’un Yom Kipur dualarını yönetmesi gerektiğini söyler. Tanrı’ya Israiloğulları için yalvarmak, onların dualarını göklere taşımak, günahları için af dilemek Harun’un göreviydi. Duanın içindeki ana olay iki keçi için kura çekmekti. Keçilerden biri kurban edilir ve kanı Çardağın en içteki en kutsal yerine serpilirdi, Kutsalların Kutsalına. Diğer keçi ‘günah keçisi’ olurdu. Harun ellerini üstüne koyar ve ulusun günahlarını itiraf ederdi, sonra Günah keçisi uçurumdan aşağı fırlatılırdı, simgesel olarak baş ında insanların suçunu taş ıdığına inanılırdı.
"Yahudilikte yeryüzünün en önemli yeri, Kudüs'teki büyük tapınağın türbesidir; senenin en önemli günü, İsrail halkına Tora'yı göstermek için türbenin açıldığı Yom Kipur yani kefaret günüdür; en önemli kişi ise töreni yöneten baş hahamdır. Bu çok özel bir durumdur: senenin en önemli gününde,en önemli yerde,en önemli kişi. Şimdi tam bu anda,bu adamın kafasından kötü bir düşünce geçse, Yahudi geleneğine göre bütün dünya batarmış. Ancak Talmud'un dediğine göre; her insan baş haham kadar önemli olduğu için , her yer tapınak kadar mühim sayıldığı için ve ayrıca her an türbenin açılış anı kadar özel olduğu için,her birinin kafasındaki kötü düşünceler her an dünyayı yok edebilir
Sayfa 40
OSMANLI’DA MÜSLÜMAN - YAHUDİ - HRİSTİYAN
Yani, aynı sokakta yaşayan üç kişi öldüğünde, bunlardan biri Yahudi, biri Hristiyan, öteki Müslümansa, varlıklarının üç farklı yasal sisteme göre paylaştırıldığı bir durum vardı. Şabat'ı çiğneyen ya da Yom Kipur'da yemek yiyen bir Yahudi hahamlık mahkemesi tarafından cezalandırılıp, hapse atılabilirdi. İkinci bir eş alan bir Hristiyan, tutuklanıp hapis cezası alabilirdi. İki eşlilik Hristiyanlıkta suçtur; İslam ya da Osmanlı'da suç değildir. Benzer anlayışla, Yahudi ve Hristiyanlar, farklı olan İslam kurallarından dolayı yükümlü değildi. Kutsal Ramazan ayında, halka açık yerlerde bile, yemek yemelerine izin verilirdi. Kendi içlerinde kaldığı sürece şarap yapabilir, satabilir, ikram edebilir, içebilirlerdi. Osmanlı arşivlerindeki bazı belgelerde, hukuk yetkililerini kaygılandırdığı görülen bir konu tartışılır: Hristiyan ve Yahudi düğünlerine konuk olarak giden Müslümanların şarap içmesi nasıl engellenir? Görünen o ki, en basit, en belli çözüm -herkese içki yasağı getirmek- düşünülmemiştir.
Sayfa 209Kitabı okudu
GENEL MÂNÂDA İNSANLIĞIN, ÖZEL OLARAK İSE MÜSLÜMANLARIN RAMAZAN BAYRAMI'NI EN İÇTEN DİLEKLERİMİZLE KUTLARIZ!
Bayram Nedir? Neden vardır? İnsanlık açısından önemi nedir? Bayramlara nasıl yaklaşılmalıdır?
Durkheim, dini, "kutsala inanan ve mânevî bir birlik meydana getiren topluluğun belirli tören ve tapınmaları" şeklinde tanımlar.
"Ne düşünüyorum, biliyor musunuz? İnsan beynini... Dur durak bilmiyor beyin, hep çalışıyor. Hafta sonlarında, bayramlarda, hatta Yom Kipur'da bile. Harbiden berbat bir iş sözleşmesine imza atmış enayi - imzayı basarken aklı neredeydi acaba?
Sayfa 165Kitabı okudu
Günümüzde de uygulandığı şekliyle, sabah (şaharit), ikindi (minha) ve akşam (ma'ariv / 'arvit) olmak üzere günde üç vakitten oluşan düzenli ibadet, tercihen sinagogda bir kısmı ferdi bir kısmı en az on kişiden oluşan cemaat (minyan) eşliğinde İbranice okunan belli dualar halinde icra edilmektedir. İkindi ibadeti öğleden sonra herhangi bir zamanda yapılabildiği için genellikle minha güneş batımında hemen önce, ma'ariv ise hemen sonra olmak üzere art arda icra edilmektedir. Geleneksel biçimiyle sadece erkeklerin iştirakiyle gerçekleşen Yahudi ibadetinin büyük bir kısmı oturarak veya ayakta yerine getirilmekle birlikte, duanın belli yerlerinde rükuya benzer şekilde ayakta ya da oturarak eğilmek suretiyle bir nevi yarı secde hareketi yapılmaktadır. Tam secde düzenli ibadette yer almayıp bilhassa Mabet döneminde Kefaret Günü'nde (Yom Kipur) uygulanmıştır. Günümüzde ise Aşkenaz Ortodokslar tarafından Yeni Yıl ve Kefaret Günü ibadetlerinde; Karailer tarafından ise düzenli ibadetin bir parçası olarak uygulanmaktadır. ⁶⁹
⁶⁹Samirilerde de toplu ibadet için sayı şartı aranmaz; ayrıca secde, ibadetin temel unsuru kabul edilir.
Sayfa 201 - İSAM Yayınları 42, Akademik Araştırmalar Dizisi 3, Gözden geçirilmiş 4. baskı lstanbul, Haziran 2012, [ISBN 978-605-5586-88-1]Kitabı okudu
Secde hareketi sadece Yahudi yılbaşı günlerinde (Roş Haşana) ve kefaret gününde (Yom Kipur) yapılan ibadetlerde vardır. Günlük ibadetlerde Yahudiler secde etmezler. Ancak Yahudilerin gerçek Yahudi saymadığı Samirilerin ibadetlerinde secde, ibadetin temel unsurlarından biridir. Samirilerin ibadetleri büyük oranda Müslümanların namazlarına benzerlik gösterir.
Hristiyanlık gibi parçalara ayrılmış olan Yahudilerin, Ultra Ortodoks denilen grubunun sürdürdüğü sözde ibâdet şöyle:
Kişi, dînî bayramları olan Yom Kipur'dan önce, bir tavuk alır; bir duâ okuyarak kafasının üzerinde üç kere döndürür, güya günahları o
hayvana geçer. Sonra o hayvanı keserek, günahlarını yok etmiş olur!..
Bu âyînin bir temelinin olmadığını kendileri de itiraf ediyorlar. Süleyman Mâbedi yıkılmadan önce; günahlarını bir keçiye yükleyerek, onu çöle bırakmak sûretiyle günahlarından kurtuluyorlarmış. Bu da lisânımıza, birinin hatalarının mâsum bir kişiye yüklenmesi sadedinde kullanılan <<günah keçisi» tabiriyle geçmiştir. Fakat Mâbed yıkılınca tavuğu uydurmuşlar.
Sayfa 150Kitabı okudu
