Ama bir bayram böyle mutlu olamadık. Arifeden bir iki gün önce, bir beyaz araba geldi, anamı aldı gitti. Biz iki kardeş hüngür hüngür ağladık. Abi anamızı nereye götürdüler? Hastaneye. N'olacak? Ameliyat edeceklermiş. Karnını mı kesecekler? Hee... Ya ölürse? Ölmez ki, doktorlar kesecekler. O gece babam bizi ablamın yanına bıraktı. Enişte ekmeğini, enişte yemeğini yedik. Eniştem şen adamdı. Bin bir türlü masal ve şaklabanlıklarla bizi eğlendirmeye çalıştı. Abimi bilmiyorum ama, ben o gece düşümde hep anamı gördüm. iki kardeş, ne zaman birlikte sokağa çıksak, ardımızdan; "Benim çift güvercinlerim" diyen anamı. O sene bayramı bilemedik ne atlıkarınca, ne dönmedolap mutlu kıldı bizi
Sayfa 59
Artık onu dinlemedim; kimi zaman gülümsedim, kimi zaman, elimi dudaklarıma götürüp, sus, dedim, çalıştım. Nihayeti bu adam, bir insandır! Yaşamakta.. Yaradan'ı var.. Yaradan'a olan saygımdan, açmayayım ağzımı... Böyle Yunusça, dervişlikler tasladığım oluyor bazen, oysa ne haddime! Kendi kendimi alaya alıp gülümsüyorum...
Reklam
Hayat bir düzense sen niçin amaçsız ve başıboş yürüdüğün zaman duyabiliyorsun onu yalnız?
Einstein, yıllar süren yoğun bir düşünce döneminin ardından, 1912 yılı dolaylarında uzay ve zaman hakkındaki algılarımızı revizyondan geçirmemiz gerektiğini yavaş yavaş anlamaya başladı; bunu yapmak için eski Yunanlılardan miras kalanlardan başka, yepyeni geometrilere gereksinim vardı. Onu eğri uzay-zaman kavramına gönderen en önemli gözlem, arkadaşı Paul Ehrenfest tarafından bir zamanlar Einstein'a anlatılmış olan ve bazen "Ehrenfest ikilemi" diye anılan bir ikilemdi. Gözünüzde basit bir atlıkarınca veya dönen bir disk canlandırın. Hareketsiz durumda iken biliyoruz ki çevresi, çapı ile π katsayısının çarpımına eşittir. Buna karşın, bu atlıkarınca bir kez harekete geçirildiği zaman, dış kenarı içinden daha hızlı döner ve görelilik uyarınca daha fazla küçülmesi, atlıkarıncanın şeklinin bozulması gerekir. Bu da, çevresinin küçülmesi ve artık çapı ile π katsayısının çarpımından daha küçük olması demektir; yani yüzey artık düz değildir. Uzay, eğridir. Atlıkarıncanın yüzeyi, Kutup Dairesinin içinde kalan alan ile kıyaslanabilir. Çember üzerindeki bir noktadan yürümeye başlayıp doğruca Kuzey Kutup noktasından geçip çemberin karşı tarafındaki noktaya yürüyerek Kutup Dairesinin çapını ölçebiliriz. Sonra, Kutup Dairesinin çevresini ölçebiliriz. Bu iki ölçümü karşılaştırdığımız zaman, çevrenin çap ile π katsayısının çarpımından daha az olduğunu buluruz, çünkü dünyanın yüzeyi eğridir. Ancak, son iki bin yıldır fizikçiler ve matematikçiler, düz yüzeyler üzerine kurulu olan Öklit geometrisini kullanmaktaydılar. Eğer eğri yüzeyler üzerine kurulu bir geometri tasarlamış olsalardı, neler olurdu?
Geçiyordum Uğradım
Geçiyordum uğradım boynuz boruların uğultusundaki bulanık zamanlara belki bir gömüde birkaç eski eşyanın ışıltısı vurur şimdiye, merdiven altında unutulmuş bir zaman ya da eski yüzümle karşılaşmak girişteki aynada dinmiş uzaktaki nehrin gürültüsü ağaçlar yer değiştirmiş çekmiş, küçülmüş onca hayal oyun ve atlıkarınca sığdırdığım kurak peyzaj Doğduğum ev artık yavrusunu tanımayan bir hayvan gibi bakıyor uzaklara
Sayfa 77
Geçiyordum uğradım boynuz boruların uğultusundaki bulanık zamanlara belki bir gömüde birkaç eski eşyanın ışıltısı vurur şimdiye, merdiven altında unutulmuş bir zaman ya da eski yüzümle karşılaşmak girişteki aynada dinmiş uzaktaki nehrin gürültüsü ağaçlar yer değiştirmiş çekmiş, küçülmüş onca hayal oyun ve atlıkarınca sığdırdığım kurak peyzaj Doğduğum ev artık yavrusunu tanımayan bir hayvan gibi bakıyor uzaklara
Sayfa 75 - GEÇİYORDUM UĞRADIMKitabı okudu
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.