Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Kitabı okurken bu zamanda bu coşkuyu hisseden kaldı mi diye düşünmeden edemedim.
Sistem içi entegre olmuş muslumanlari görse Sezai Karakoç da kahrolurdu eminim.
Yok ustad yok.
Simdilerin muslumanlari makamlarindan kazandıkları boburlenmeyle yeni bir islam(!) Oluşturdu.
İçinde mucadele olmayan,sabr ve helal kazanç olmayan..
Faizi meşru görüp,
·
Puan vermedi
Romeo sen ne boş bir adamsın. Ping pon topu gibi ordan oraya sekip insanların hayatını maffediyorsun. Deli gibi sevdiğin, aşkına tiratlar attığın Rosaline'ı bir gecede unutup hemencicik Juliet'e nasıl aşık oldun?
Rahip Laurence haklıydı, keder seni seçmiş. Müslüman olsaydın sana sağlam bir gusül almayı tavsiye ederdim. Boş yere zavallı Juliet'in hayatını kararttın. Eminin o tabutun başında başka kadın olsaydı julietten sonra hemen onada aşık olur, onunda hayatını karartıp kendini dünyanın en büyük aşığı gibi görürdün.
Sen her gördüğüne aşık olan, her şehveti aşk sanan batılı şairlerin tanımısın.
Sen adam değilsin oğlum.
Capuletler haklıydı. Sana kız mı verilir?
Pu senin kalıbına tüküreyim.
Kudüs
Başarılı bir tarihçi olarak tanıdığımız Talha Uğurluel rehberlik esnasındaki kullandığı akıcı üslubu ile kaleme aldığı Kudüs Kitabıyla okurlarının Kudüs de gezdirmeyi başarıyor. Kudüs de bilinmesi gerekenin kutsal tepe ve daha da kutsal olanın kutsal kaya olduğu vurgusunu ısrarla yapıyor. Çünkü Kudüs hakkında Türk halkının nerdeyse hiçbir fikrinin olmadığını düşünüyor ve de hakkı var.
Kutsal tepede yapıları tek tek gezerek kim tarafından ne zaman yapıldığına dair bilgiler sunarak, yapıları zihnimize yerleştiriyor. Kitabı okuyunca anlıyoruz ki Kudüs büyük oranda Memlük Devletine ait yapılarla kuşatılmış.
Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet dinlerinin aynı mekana kutsallık atfettiği, yılladır üzerinde hakimiyet kurmaya çalışıldığı bu toprak parçası bu gün yapı olarak Müslümanların hakimiyetinde ancak Yahudilerin işgaliyle mahzun durumda.
Geçmiş medeniyetler bıraktıkları eserlerle kendi dünya görüşlerini geleceğe taşıyorlar. Kudüs de bir kez daha şahit oluyoruz ki Osmanlı çok büyük bir medeniyete sahip, hiç kırmadan dökmeden kibirlenmeden tevazu içerisinde eserlerini nakşetmiş ve hiçbir şeye zarar vermeden geçip gitmiş.
Birinci dünya savaşıyla birlikte İngilizlerin işgali sonrasında o toprakları terk etmek zorunda kalmış Müslüman Türkler olarak sanki oralara hiç hakim olmamışız, İngilizler bizim topraklarımızı işgal edip en değerlilerimizi koparmamışlar gibi, kafamızda İngiliz şapkasıyla Araplara hain demeyi öğretmişler zavallı gençliğimize.
Ve bu sefer bizi kurtaracak bir Mustafa Kemal olmayacak.
Yılın ilk kitabı ve ilk incelemesinden herkese merhaba. Bu sene bol bol inceleme yazma düşüncesindeyim. Gerek okuduğum kitapların hafızamda kalıcı olması için gerekse düşüncelerimi yazıya aktarmada gelişme göstermek için bol bol inceleme yazmaya çalışacağım. Bazı arkadaşların yazdıkları incelemeleri gördükçe imreniyorum, onlarlar gibi inceleme
Kurtuluş Savaşı'nın İdeolojisi Hakimiyeti Milliye YazılarıHadiye Bolluk · Kaynak Yayınları · 20155 okunma
"Aşk, anlamı bulduğun yerdir. Onunla birlikte geçen yedi yıl ömre bedeldi. Anlıyor musun? Önceki ve sonraki yılların hepsini alıp o yedi yılın karşısındaki kefeye koysan hiç şansları olmazdı."
Acayip bir okumaydı, kafamın içinde tonla şey uyandırdı, olduğu kadar yazacağım. Zaman nasıl durur sorusunun cevabı bence de böyle birşey olmalı.
Okuduğum bu kitap beni çok büyük bir tefekküre yönlendirdi. 1400 senedir İslam düşmanlarının İslam'ı yok etmek için neler yaptıkları tarih kitaplarında yazılıdır. 600 sene boyunca dünyaya hükmeden Osmanlı Devleti müslüman devletlere koruyucu, zalim devletlere bir korkuydu. Osmanlıyı, aslında İslam'ı baş düşman olarak gören şu zavallı ingilizler başından beri biliyorlardı. İslam ülkelerinin birliğini bozmak için önce Osmanlı yıkılmalıydı. Osmanlıdan başladılar. Ama kalleşçe. Dürüst bir düşman gibi kendilerini göstermediler. Masonları, gayr-i müslimleri aramıza Müslüman olarak sokup fitneyi yaymaya başladılar.
Kitapta anlatılan bir çok fitne konusunu bugün hâlâ devam eder görüyorum. Ne acı ki, biz müslümanları Rabbimiz kardeş ilan etmişti oysa. Biz tek bir fitne de kardeşimizi düşman bildik.. Ne zayıf bir imanmış bizdeki.
İngilizlerin önce İslam ülkelerine, sonra da Osmanlı Devleti'ne yaptıkları insanlık vahşetidir. Bugün batıyı medeni olarak gören insanlar şu vahşetlerden birhaberler.
Süslü kıyafetler giyerek, eğilip selamlaşarak, fincanlarda çay içerek, çay saatleri tertipleyerek, ve en nihayetinde saraylar da yaşayarak medeni olunmuyor. Bunu ingilizlerden öğrendik.
Hamd olsun Allah'a bu dünyada yapılanların hesabının görüleceği ahiret günü var. O günü bekliyoruz. Canı yanan tüm müslüman ve mazlumların hakkını alacağı günü..
Siyasal İslam Nasıl Yayıldı?
Kitaba kaç puan vereceğimi çok uzun düşündüm. Yapısal olarak bakacak olursak zekice kurgulanmış bir roman. Paralel olarak anlatılan iki hikaye. Aslında birbirine hiç dokunmayan iki ayrı olay anlatılıyor. Bir tarafta gül yetiştiren adamımız var. Yazar bu adamı gerçek İslam temsilcisi kişi olarak kurgulamis. Karakteri okuduğunuzda ilk gordugunuz şey
KARDEŞİNİ DOĞURMAK-BÜŞRA SANAY,370 sayfa
Bu kitap için ben herkes gibi çok acıklı bir konu,yüreğim elvermedi vb türü şeyler yazmadım,bir nevi içimi döktüm,ferahladım mı?Hayır daha beter oldum ama iyiki okudum,medyaya çıkan konuların sadece buzdağının görünen kısmı olduğunu,daha derinlerde neler yattığını öğrendim.Evet ilk kez bu kadar uzun bir
Canım kadın.. Kitabı elime aldığımda “sanırım bir başarı öyküsü okuyacağım ne de olsa ilk Müslüman kadın tiyatrocunun yaşamı” demiştim. Ama ne haşa?
Kadınsın bir kere. Kadın olmak bir direniş başlı başına. Herkesin hakkında konuşmaya, konuşmak yetmez karar vermeye, o da yetmez yönetmeye hakkı vardır seni(!). Sahneden bile indirilebilirsin apar topar mesela. Psikolojik bir savaştır kadın olmak. Sen bu direnişte ne kadar sağ kalabilirsen o kadar başarılı olursun. “Sağ kalmak” diyorum çünkü bunca stresten sana eziyet eden baş ağrılarını bile kadınlığın üzerinden kullanarak seni ağrı kesici adı altında morfin bağımlısı yapabilirler(!).. En üzücü tarafını söylüyorum, bu bağımlılığın sebebi kötü kalpli bir doktor bile olabilir.. Zavallı Afife..
Hüseyin Suat’ın Yamalar oyunundaki Emel olarak başladığı direnişine, Selahattin Pınar gibi iyi kalpli bir müzisyenle devam ettiği hayatına, Doktor Suat gibi lanet olası bir insanın yalan yanlış tedavisi ile ömür boyu bir son yazan yaşam hikayene tiyatroyu çok seven bir insan olarak üzüntü ve saygı ile
Zarifoğlu’nun okuduğum ikinci kitabını, günübirlik gittiğimiz Diyarbakır’ın harika bir kitapçısında satın almıştım. Okuma grubumuzda ‘Başka bir şehirden aldığınız bir kitap’ kategorisi sayesinde okumuş bulundum. Şimdi sizlerle fikirlerimi paylaşmak istiyorum.
Yaşamak kitabının tam olarak bir türü yoktur. Günlük, deneme arasında bir eser olarak
264 syf.
·
Puan vermedi
Tecrübe Edilmiş Parıltılar
⁂ ⁂ ⁂
İslâmî değer kaideleri yönlendirici ve ihtiyaç dinamikleri güncel ve gelecek vaat etmektedir. İnsan zihin yapısının derinlik ve kapsam boyutlarıyla şekillendirici gücünü asırlar boyu sürdürdü ve sürdürmektedir. Gelişen piyasa, teknoloji ve her türde üretimin insan yapısına ve değerlerine
FATIMA’NIN ELİ-ILDEFONSO FALCONES
944 sayfa
16.yüzyıl Endülüs’ünde,iki din ve iki aşk arasında kalan Müslüman bir gencin hikayesi…..
Moriskolar isyan ettiler,bu doğru,ama onları umutsuzluğa iten,küstahlıkla,hırsızlıkla ve saygısızlıkla kadınlarına sahip olan eski Hıristiyanlardı.Rahipler bile aynı şekilde davrandılar.Bütün bir Morisko köyü bu
Soykırıma bir mum da sen çakma!....
Okutun, okuyun ve bilinçlenin!.....
Öncelikle okunması, okutulması gereken bir kitap :)
Konusuna gelecek olursak: Sırpların, Boşnakların sırf müslüman ve Türk oluşu üzerinden çeşitli saldırılarını konu alan bir kitap. Okurken tüylerim diken diken oldu. Yeri geldi çok kızdım hani diyoruz ya müslüman ülkeleriyiz hepimiz birimiz için nerde birlik ve beraberlik. Çoğu Boşnak katledildi, çoğu birçok kez tecavüze uğradı niye sırf Sırpların soyu devam etsin diye. Yaşanan onca zulüm, acı, hüzün ve okurken kulağımdaki çığlık, bağırış sesleri... Aman Yarabbi biz bu kadar mı caniyiz dedim. Kitabın içindeki hoşuma giden şey konservatuar öğrencisi Boşnak ve müslüman suada'nın tarığa olan temiz sevgisi. Ve zavallı, acımasız,zalim platonik aşık Vasilis ona aşkını itiraf edip karşılık alamayınca kader birgün yüzüne güler ve suada eline düşer ona zulmeder, tecavüz eder... Kitabın sonunda suada'nın güzel bir sözü var ve benim kitaptaki en beğendiğim alıntı "Bu karanlık geceler ne zaman bitecek? Umudun gündoğumunu ne zaman göreceğim" ve o güneş birgün suada için de doğar ve suada o zulümden kurtulur. Aralarda bir sürü olay geçmekte ama ben açıkçası pek spoi vermek istemiyorum bu kitap için ama çok güzel bir kitaptı kesinlikle tavsiye ederim :)))))
Okurken şöyle bir mendil de yanınızda bulundurursanız iyi olur :)
Sağlıcakla ve kitapla kalın:)
Ateşten Gömleği Soyunmak İçin Ateşten Ölmek ve Ateşten Gülmek Gerek
*** Dikkat, kitap içeriği içerir!!!
Bir eseri yazarından ayırmak, tutmuş yoğurttan mayayı ve sütü geri kazanmakla iştigal olur. Artık istesem de ayıramam fakat soğumuş yoğurdu, ağız yakmayacak kadar ısıtıp yiyeceğim. Neyse ki yazar, eserinin sonunda veryansın marjımızı bir nebze daha genişletiyor. Önce yazara dair 18 küçük not aktarıp akabinde
