Türk tarihimizde,romantizmden realizme geçen ilk romanımız olarak kabul edilmektedir.Eser büyük ölçüde Tanzimat Dönemi yarı aydınlarına ve kendi kültüründen koparak Alafranga kültürü taklide kalkışan ama bu kültürü de özümseyemeyen özenti zümrelerine yapılan mizahi bir eleştirisi özelliği taşımaktadır.Dış görünüşe aldanılmaması,olaylara nesnel olarak bakmamız gerektiğini,hayale kapılmanın,kendisinden başkası gibi davranmanın doğru olmadığı fikir üzerinde durulmuştur.Romantizmden realizme geçişin güçlü bir örneği ve eser edebiyatımızın realist anlayışla yazılmış ilk eseri olan mizahi boyutuyla ele alınmış sosyal bir romandır.Dili yazılan dönem ve konusu bakımızdan ağır Osmanlıca cümleler özentiliği göstermek amacıyla Fransızca kelimeler içermektedir.