Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra ZİLELİ

Zehra ZİLELİ
@zehrazileli
Dünya, yaşanılır bir yer olmaktan çıkmıştır.
Turgut Uyar
Turgut Uyar
Babam
Üniversite
179 okur puanı
Ağustos 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Düğünlerde zorla dans eden insanların mecburiyeti içindeyim. Evlilik kadar gerçek bir müessesenin bu kadar yapaylık içinde gerçekleştirilmesi beni her zaman şaşkına uğratır. Yüzlerde tanınmayacak kadar makyajla, hiç kimseyi kırmamanın verdiği nezaket maskesiyle başlar iş. Bir ritüeli gerçekleştirmenin peşindedir herkes. Tanımadığın yüzlerce kişiyi öpmek zorunda kalırsın mesela. Oysa bir hayatı yaşamak için yapılacak olan başlangıcın en güzeli samimiyet olmalıdır. Birkaç dost ve aile. Mutlulukla edinilen dans, keyifle yenilen pasta...
Reklam
Vera'nın Nazım'a son bakışı... "Sana, ne demeliyim bilmiyorum! Güneşim desem, güneş batıyor. Hayatım desem, hayat kısa. Gülüm desem, o da soluyor. Sana "canım" demeliyim. Çünkü bu can seninle atıyor."
Yalnızlığı seviyorum diyen insan aslında yalnızlığı sevmiyordu,elindeki tek seçenek buydu ve bu duvarı kırabilecek gücü kendinde bulamayınca kendinden daha zayıf olan yalnızlığa sığınıyordu. Yalnızlık çaresizliğin en âciz evladıydı,ona söz geçirebilmek ve zapt edebilmek daha kolaydı. Ve yüzleşmektense, kafasını toprağa gömen bir korkak olduğum için çaresizliğe kafa tutmak yerine onun varlığını hiçe saymıştım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup aşk sanıyorsunuz!
"Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman anlarım ki; taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir."
Reklam
Bana yeniden yaşamam, insanların arasına karışmam gerektiği söyleniyor!... Peki ama, kırık dal nasıl meyve taşıyabilir? Rüzgarların kopardığı ve tozların içinde sürüklediği yaprak nasıl yeniden yeşerebilir? Peki, bu genç yaşta bunca keder niye? Ne bileyim! Böyle yaşamak belki de kaderimde vardı... Yükü taşımadan bezmek, koşmadan nefes nefese kalmak...
...Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır zamandır. Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır, ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki, bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı ve uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.
Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak,hiçbir şey bizim değil!
Herkese umuttan bahsediyorum,içimde zerre kadar umut kalmamışken..
Reklam
Unuttum diyemem fakat üzerimde bir tesiri kalmamış..
Sayfa 190 - olimpos
-Portuga: Neden ağlıyorsun Zeze? -Zeze: Babam beni sürekli dövüyor. Onu öldüreceğim. -Portuga: Ne! Babanı mı öldüreceksin? -Zeze: Onu içimde öldüreceğim. -Portuga: Nasıl yani? -Zeze: Birini sevmeyi bıraktığında,içinde ölmeye başlar.
'Yorgunluktan ölüyorum.' dedi arı. 'Ben de ölmekten yoruluyorum.' dedi kelebek..
202 öğeden 181 ile 195 arasındakiler gösteriliyor.